14 yaşındaki çocukları işyerinde rutinlere sokmak eğitim değil, kendini geliştirme ve gerçekleştirme hakkının ihlalidir.
Bedri TEKİN
Makina Mühendisi
İş Güvenliği Uzmanı
Ara tatili bitti. İlk ve orta öğretimde okullar açılıyor. ÇEDES, müfredat, eğitimin kalitesizliği, eğitimde özelleştirme başta olmak üzere eğitimde yaşanan birçok sorun var, o sorunlara değinmek benim alanım dışında. Bunun yanında özellikle son aylarda gündeme gelen çocuk öğrenci ölümleri de gündemde.
Arda Tonbul, Ulaş Dumlu, Zekai Dikici, Ömer Çakar, Ömer Girgin, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) adı altında çalıştırılırken işyerlerinde ölüme gönderilen çocuklardan bazıları ve 3 Şubat 2023 Cumartesi günü de Kilis’ te bir süre önce inşaatın 13. Katında çalışırken yüksekten düşüp yaralanan 17 yaşındaki Murat Can Eryılmaz’ın ölüm haberi geldi.
MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ Mİ ÇOCUK İŞÇİLİĞİ MERKEZİ Mİ?
Ülkemizde çocuk işçiliği ve çocuk işçi ölümleri yalnızca MESEM’ler ile sınırlı olmamakla, tarım, orman işleri başta olmak üzere birçok alanda da yoğun sorunlar yaşandığı bilinmekle birlikte bu yazıda sadece MESEM kapsamında değerlendirme yapılacaktır.
Ulusal mevzuatta ya da başka uluslararası sözleşmelerde farklı kabuller olsa da Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde 18 yaşından küçük herkes çocuk olarak tanımlanmaktadır.
Farklı kültürlerde çocukluk gerek yaş gerekse işlevler açısından farklı şekillerde tanımlansa da, farklı tanımlara karşın çocukların fiziksel, sosyal, zihinsel ve psikolojik yönlerden yetişkinlerden farklı birer birey oldukları ve bu yönlerdeki gelişimlerinin sağlıklı biçimde gerçekleşmesi için yetişkinlerden daha farklı sağlık, bakım, koruma ve destek hizmetlerine ihtiyaç duydukları bir gerçektir.
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde, Eğitim: ”Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yer almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine, okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme” olarak tanımlanmaktadır.
Aşağıda da belirtildiği üzere, MESEM’de çocukları, gençleri hayata hazırlayan temel bilgiler, bilim, beceri, duyarlılık ve yeterliliklerin geliştirilmesi yoktur. Çocuk ve gençler bir makinenin dişlisi durumuna indirgenmekte, adına öğrenci denilse de, işletmelerin işçisi olarak çalıştırılıp, ucuz işgücü olarak kullanılmaktadırlar. MESEM’deki uygulama eğitim değildir, bu tam tersine eğitim olmayan, çocuğu genci daraltan bir durumdur. MEB’in görevi bu olamaz, çocuk ve gençlerin her tür temel bilgi, bilim, beceri, duyarlılık yeterliliklerinin kazandırılması olmak zorundadır.
14 yaşındaki çocukları işyerinde rutinlere sokmak eğitim değil, kendini geliştirme ve gerçekleştirme hakkının ihlalidir. Çocuklar, temel bilimlerdeki eğitimlerden yoksun kalmakta, yaşıtları ile oyun oynayamamakta, kültürel hiçbir etkinliğe katılamamaktadır.
MESEM çırak kalfa yetiştirme adı altında çocuk işçi çalıştırmaktır. İşverenlere bedava işgücü sağlamaktır.
Çocuk işçiliği ya da MESEM’lere devamı seçme nedenleri arasında, yoksulluk, önemli bir rol oynamaktadır, Dönemin Milli Eğitim Bakanı, mesleki eğitim kanununda gerçekleştirilen değişiklikle mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı öğrenci sayısının yüzde 784’lük artış olduğunu söylemiştir.
MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ (MESEM) NE DEMEK
3308 sayılı Meslek Eğitim Kanununda, İşletmelerde Mesleki Eğitim”, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları öğrencilerinin beceri eğitimlerini işletmelerde, teorik eğitimlerini ise mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletme veya kurumlarca tesis edilen eğitim birimlerinde yaptıkları eğitim uygulamaları olarak tanımlanmıştır.
Hemen, hemen tüm İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin WEB sayfalarında yer alan kamu spotları, bilgilendirme metinleri, videolar, afişler, broşürler, dokümanlarda, MESEM şöyle tanıtılmakta;
- Mesleki eğitim merkezleri, ülkemizin meslek sahibi insan ihtiyacını karşılayabilmek adına çalışmalarını sürdürmektedir.
- Çıraklık eğitiminin örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınması ile ekonomimizin temel yapı taşı olan işletmelerin çırak ihtiyacının karşılanması ve çırak öğrencilerimizin ahilik kültüründen gelen usta çırak ilişkisiyle mesleklerini işbaşında öğrenmeleri amaçlanmıştır.
- Mesleki eğitim merkezi öğrencileri haftada 1 gün okulda teorik eğitim, 4 gün işletmelerde pratik eğitim alır.
- Ortaokulu bitirenlere zorunlu lise eğitimini mesleki eğitim merkezlerinde tamamlayabilme fırsatı
- 9. sınıftan itibaren iş kazaları, meslek hastalıklarına karşı sigorta
- 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az %30’u,
- 12. sınıftaki kalfalara asgari ücretin en az yarısı kadar maaş imkânı
- Ustalık belgesi, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi diploması ve kendi iş yerini açma fırsatı
MESEM 4+4+4 olarak tanımlanan zorunlu eğitimin 9. Sınıftan itibaren sürdürülen parçasıdır, haftada 1 gün okulda teorik eğitim olarak tanımlanan müfredatta, haftada 2 ‘şer saat Türk Dili ve Edebiyatı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Matematik dersleri zorunlu derstir. Sadece 9. Sınıfta ayrıca Kuranı Kerim, Peygamberimizin Hayatı, Seçmeli Beden Eğitimi ve Spor, Güzel Sanatlar dersleri de 2 saat seçmeli ders olarak alınmaktadır.
Çalışma yaşamına ilişkin bireysel ilişkileri düzenleyen 4857 sayılı İş Kanununda; 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi çocuk işçi, 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi de genç işçi olarak tanımlanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununa dayanılarak çıkartılan Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılmalarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte, çocuk ve genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler belirtilmiştir. Bu işlerin tamamı hafif işlerdir. Oysa MESEM kapsamında her türlü, çok tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadırlar.
ÖĞRENCİLERE! YAPILAN ÖDEMELER DEVLETTEN
9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine yapılan asgari ücretin en az %30’u oranındaki ödeme ile 12. sınıftaki kalfalara yapılan asgari ücretin en az yarısı kadar ödeme ve iş kazası meslek hastalığı sigorta primleri işsizlik fonundan karşılanıyor. Önceki Milli Eğitim Bakanı 24 Mayıs 2023 tarihinde yaptığı açıklamada Mesleki Eğitim Merkezlerindeki öğrenci sayısının 1.405.000 olduğunu belirtmişti. Bu da göstermektedir ki; Mesleki eğitim adı altında çocuk işçi çalıştırılan işyerlerinin işverenleri adına işsizlik fonundan aylık 8 Milyar TL. den fazla kaynak aktarımı yapılmaktadır.
ÖĞRENCİLER HOŞNUTSUZ
Basın-yayın organlarında yer alan haberlere göre, çocuklara devlet tarafından ödenen ücretin bir kısmı, bazı işletmeler tarafından istenilmekte, alınmakta, usta ve işverenler mobing uygulamakta, yoğun mesai yapılmakta, tatil yapamadan Cumartesi günü dahil çalışılmakta, işçi sağlığı güvenliği önlemleri olmadan, gözetimsiz bir şekilde her türlü tehlikeli işlerde çalıştırılmakta.
NE YAPMALI?
Çocuk işçiliğe, eğitime, yoksulluğa, işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin söylenecek çok söz olmakla birlikte, özel olarak MESEM uygulamasına ilişkin olarak şunları söyleyebiliriz:
- MESEM uygulaması yapılan işyerleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince çalışma koşulları, işçi sağlığı ve güvenliği açısından özel bir program çerçevesinde denetlenmeli, sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
- Bugüne kadar MESEM kapsamındaki işyerlerinde meydana gelen iş cinayetleri ÇSGB müfettişlerince incelenmeli, kaza nedenleri kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
- Çocuk işçiliği ile etkin mücadele konusunda ILO, sadece bakanlık ile değil sendikalar ve meslek örgütleri ile de işbirliği yapmalıdır.
- Okullarda En az 12 yıl Örgün Eğitim zorunlu olmalı, MESEM uygulaması tamamen kaldırılmalı, yoksul ailelerin çocuklarına eğitim bursu verilmelidir.