YSK’nin kanunsuz referandum kararı sonrasında AYM Başkanı da kendi içtihatlarını yok sayan OHAL KHK’si açıklaması yaptı. Ardından Danıştay CHP’nin YSK başvurusunu reddetti. İktidarın denetimindeki yargı hukukun askıya alındığını ‘resmen’ ilan etti!
UĞUR KOÇ
Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler’e (KHK) ilişkin başvuruların reddedilmesinin ardından dün de bizzat Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan OHAL KHK’lerinin denetim dışı olduğunu savundu. Ne var ki AYM’nin ‘içtihat’ olan daha önceki kararları Arslan’ın iddiasının tam tersini söylüyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kanuna açıkça aykırı biçimde aldığı karar ve CHP’nin bu karar aleyhine yaptığı başvurunun Danıştay tarafından ‘oy çokluğuyla’ reddedilmesi de birlikte düşünüldüğünde son dönemde hukuk açısından endişe verici bir tablo ortaya çıkıyor. Yargı artık ne kanuna aykırı kararları denetliyor, ne de kendi içtihatlarını dikkate alıyor.
Referandum günü YSK tartışmasız biçimde kanuna aykırı olarak ‘mühürsüz oyları’ geçerli sayan bir karar almış, ardından bu karar nedeniyle referandumun iptal edilmesi talebini reddetmişti. Başkan Zühtü Arslan’ın AYM’nin kuruluşunun yıldönümünde yaptığı açıklama ise geçen aylarda verilen bir kararı yeniden gündeme getirdi.
AYM Başkanı kararını savundu
AYM, CHP’nin OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ler aleyhine yaptığı başvuruyu, “OHAL KHK’lerinin yargısal denetime tabi tutulamayacağı”nı öngören Anayasa’ın 148. Maddesi’ne dayanarak ‘yetkisizlik’ kararıyla reddetmişti.
AYM’nin 55. kuruluş yıldönümü töreninde konuşan Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan, söz konusu kararı bu kez sözlü olarak savundu. Anayasa Mahkemesi’nden anayasal demokrasilerde çizilen sınırların dışına çıkmasının beklenmemesi gerektiğini söyleyen Arslan, “Kuralları yorum yoluyla değiştirmek, mahkeme eliyle anayasa değişikliği yapmak demektir” dedi ve şu ifadeleri kullandı: “Anayasa’nın 148. Maddesi’nde OHAL’de çıkarılan KHK’ların anayasaya aykırılığı iddiasıyla AYM’de dava açılamayacağı açıkça belirtilmektedir.”
İçtihatlar tersini söylüyor!
Arslan’ın dediği gibi OHAL KHK’leri aleyhine dava açılamaz mı?
AYM’nin 1991 ve 2003 yıllarında verdiği iki karar, Arslan’ın iddiasının tam tersini söylüyor; OHAL KHK’lerinin belirli sınırları olduğunu ve denetlenebileceğini belirtiyor. Bu kararlar CHP’nin AYM’ye yaptığı iptal başvurusunun da temel dayanağı olmuştu.
Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin başvurusu üzerine alınan 1991 tarihli kararda AYM, OHAL’in bitmesine karşın geçerliliğini sürdüren kararların OHAL KHK’si kapsamında alınamayacağını vurgulamış, ayrıca “Bu tür KHK’lerle yasalarda değişiklik yapılamaz” demişti. OHAL kapsamında çıkarılan KHK’nin birçok maddesinin “Biçim ve öz yönlerinden Anayasa’ya aykırılığı savıyla dava açılamayacağı öngörülen KHK kuralları niteliğinde olmadıklarına” hükmetmiş ve iptaline karar vermişti.
Danıştay 5. Daire’nin başvurusu sonucunda alınan 2003 tarihli kararda da OHAL KHK’sinin bazı hükümlerinin iptaline karar verilmişti. Kararda OHAL KHK’leriyle ilgili şu tespitler yapılmıştı.
»Anayasa’nın 121. ve 122. maddelerine göre çıkarılan KHK’lerin Anayasa Mahkemesi’nin denetim alanı dışında kalabilmesi için (…) içeriklerinin de olağanüstü hal ve sıkıyönetimin gerekli kıldığı konularla sınırlı tutulması gerekir.
»(…OHAL KHK’si) çıkarma yetkisi, (…) Anayasa’nın konuya ilişkin diğer düzenlemeleriyle sınırlıdır. Bu sınırların aşılması durumunda söz konusu KHK’lerin veya kimi kurallarının Anayasa’da “Olağanüstü yönetim usulleri” bağlamında öngörülen kanun hükmünde kararnameler kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak Anayasa’nın 91. maddesine göre olağan KHK’lerin hukuksal rejimine bağlı tutulabileceği açıktır.
***
Danıştay’dan CHP’ye oy çokluğuyla ret!
Danıştay, CHP’nin referandum sonuçlarına ilişkin başvurusunu ‘oyçokluğuyla’ reddetti.
Yüksek Seçim Kurulu’nun ‘mühürsüz oyları’ kabul eden skandal kararının ‘idari’ bir karar olduğu iddiasıyla Danıştay’a başvuran CHP, kararın iptal edilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar da seçim sonuçlarının yürürlüğünün durdurulmasını talep etmişti.
CHP’nin başvurusunu dün karara bağlayan Danıştay 10. Daire, “YSK’nin seçim hukuku kapsamında almış olduğu kararlarını, idari davaya konu olabilecek bir idari işlem olarak kabul etmeyerek” YSK kararının denetimini ‘oyçokluğuyla’ reddetti. Danıştay tarafından, CHP’nin itirazına ilişkin “Karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi” denildi.
Ders gibi ‘karşı oy’
Karşı oy kullanan Danıştay 10. Daire Üyesi ise, karşı oy yazısında şu ifadeleri kullandı: “Seçim güvenliğinin, dürüstlüğünün ve seçim sonuçlarının sürüncemede bırakılmayarak kısa süre içinde açıklanmasını sağlamak amacıyla Kurul kararlarına karşı başka bir mercie başvurulamayacağı yönündeki hükmün, tam kanunsuzluk halinin bulunduğu ileri sürülen başvurularda da geçerli olduğunu, hiçbir istisnasının bulunmadığını kabul etmek demektir.”
***
Cihaner: Türkiye artık hukuk devleti değil
CHP İstanbul Milletvekili ve Eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, AYM Başkanı Arslan’ın açıklamasını ve son dönemdeki tartışmalı yargı kararlarıyla ortaya çıkan tabloyu BirGün’e değerlendirdi: “Artık Türkiye’den bir ‘hukuk devleti’ olarak değil, ‘idare devleti’ olarak bahsetmek yerinde olacaktır!”
Cihaner öncelikle OHAL’in uzatıldığını, AYM’nin önünde bireysel başvurular da dahil birçok dosyanın beklediğini hatırlattı. “Her şeyden önce Mahkeme Başkanı, kendisini mahkeme zannediyor” diyen Cihaner şöyle devam etti: “Önünde bekleyen davalar varken Mahkeme Başkanı’nın davaların sonucuna dair bir açıklama yapması, onu ima etmesi hakimliğin temel yasaklarından biri olan ‘ihsas-ı rey’, oyunu açıklama anlamına gelir ki bu yöntemsel bir hatadır. Kabul edilebilir değil.”
OHAL’in vahşileştirilmesi
Cihaner’e göre açıklamanın asıl sorunlu tarafı ise şöyle: “AYM, KHK ile Anayasa hükümlerinin eylemli olarak değiştirilebileceğine dair bir kapı açıyor. Yani, OHAL KHK’lerinin kısıtları olan yer, zaman, süre ve gerekçe sınırlılığı konularındaki denetim yetkisini ortadan kaldırıyor. Bu AYM’nin şunu dediği anlama geliyor; söz konusu kısıtlara bağlı kalmadan her türlü düzenlemeyi yapabilirsiniz! Kabul edilebilir olmayan bu yorum, OHAL rejiminin daha da vahşileştirilip süreklileştirilmesi sonucunu doğurur.”
Sözlerine bir örnekle devam eden İlhan Cihaner, “Örneğin bu mantıkla, Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri OHAL KHK’si ile değiştirilse de AYM bunu inceleyemez gibi bir sonuç çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Hukuk ortadan kaldırılıyor
AYM’nin önce yürütmenin KHK’lere dair sınırlarını çizip sonra söz konusu KHK’lerin bu sınırlar içinde kaldığını belirterek karar vermesi halinde bunun ‘anlaşılabilir’ olacağına dikkat çeken Cihaner, “Ama bu KHK’lere ‘Ben hiç ilişemem’ demesi aslında eylemli olarak hukukun ortadan kaldırılması, tüm hukuki alanın yürütmenin emrine verilmesi anlamına gelir” dedi.
Her şey ‘fiili durum’ için!
YSK’nin skandal kararını da değerlendiren CHP’li vekil, “YSK kararı çok daha vahimdi. YSK, açık kanun hükmünü ihlal ederek bir karar vermişti” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu tabloyu toplu biçimde ele aldığımızda şununla karşılaşıyoruz: Türkiye’deki ‘fiili durum’ artık hukuk metinlerinin lafzi anlamlarını bile tabiri caizse ‘takmayan’ bir hale bürünmüş, yargının da siyasi iktidarın gündemi neye ihtiyaç duyuruyorsa ona hukuki kılıf sağladığı bir mekanizmaya dönüşmesi biçimine gelmiştir. Artık Türkiye’den bir ‘hukuk devleti’ olarak değil, ‘idare devleti’ olarak bahsetmek yerinde olacaktır!”