Ahmet Davutoğlu, ”Türk Dış Politikası” konulu oturumda yaptığı konuşmanın ardından soruları cevaplandırdı.
Güney Kıbrıslı bir parlamenterin, ”Eğer sınır istemiyorsanız niçin Kıbrıs ve Türkiye arasındaki limanları açmıyorsunuz, çünkü biz AB üyesiyiz. Kıbrıs Rumlarının, Annan Planı’na hayır oyu vermesinden sonra bu noktada Kıbrıs sorununu gidermek için yeni bir yaklaşım var mı? Kıbrıs Türk tarafında yeni bir cumhurbaşkanı seçildi? Adada çözüm arayışlarında bundan sonraki süreç nasıl olur?” soruları üzerine Davutoğlu, Türkiye’nin 2004 yılında müzakereleri yeniden başlatmak ve bu konuda çok aktif bir tutumla müzakereler sonrasında da referandumda ”evet” neticesinin alınması için elinde geleni yaptığını, bunu kimsenin reddedemeyeceğini söyledi.
”Kıbrıslı Rumlar da bu barışa ‘evet’ demiş olsalardı, bugün ne Kıbrıs’ta bölünmüş sınır kalırdı ne kapalı liman kalırdı. Ama şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Bu barışa ‘evet’ demiş olan Kıbrıslı Türklerin limanları hiçbir yere açık değilken, Kıbrıslı Türkler hiçbir yere seyahat edemezken, hiçbir kültürel veya spor faaliyetine dahi katılamazken, Akdenizli oldukları halde şu masanın etrafında oturamazken, Barış Planı’na ‘evet’ dedikleri halde hiçbir platforma katılamazken, sadece konuyu Kıbrıslı Rumlara liman açmaya indirgemek kolay mı?
Ben şurada bir Akdenizli olarak bir Kıbrıs Türkü’nü de şu masanın etrafında görmek isterdim. Birleşmiş, barış içerisinde bir Kıbrıs’ın milletvekili olarak sizin yanınızda oturmasını isterdim. Bu niye gerçekleşmedi? Bunun gerçekleşememesinin sebebi Annan Planına ‘evet’ diyen Kıbrıslı Türkler mi yoksa ‘hayır’ diyenler mi? Kıbrıs’taki tüm sınırların kalkmasını istiyoruz. Kıbrıs Rumlarına da bütün Türk limanlarının açılmasına hazırız. Karşılığında istediğimiz tek şey var: Bir Akdenizli olarak ve Akdenizli olmak açısından Akdeniz’deki tüm limanları kullanma hakkına sahip olan Kıbrıs Türklerinin de limanlarının Girne’nin, Magosa’nın Ercan Havalimanının açılması. Dünya, Kıbrıs Türklerine 3 liman açacak. Biz Türkiye’nin bütün limanlarını Kıbrıs Rumlarına açacağız. Ama eşitlikte, özgürlükte bütün insanlara aynı hakkı tanımak şart. Aksi takdirde kuracağımız düzenin adı barış düzeni olamaz. Bunu yapmaya biz hazırız, eğer Avrupa Birliği hazırsa, eğer uluslararası toplum hazırsa, eğer Kıbrıslı Rumlar hazırsa. Biz yarın limanlarımızı açarız, ama Kıbrıs Türklerinin limanlarının açılmasını da bekleriz. Ancak o zaman kalıcı barış olur, ancak o zaman eşitlik olur.”