• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Eylül 22, 2023
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Ekrem İmamoğlu: İstanbul'da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

      Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri'ne 6 Mayıs gözaltısı

      Saray bir günde 15 milyon TL harcadı

      Saray bir günde 15 milyon TL harcadı

    • Yaşam
      Turizmde tehlike çanları çalıyor

      Turizmde tehlike çanları çalıyor

      Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

      Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

      Beslenme yetersiz, çocuklar bodur

      Beslenme yetersiz, çocuklar bodur

      TÜİK açıkladı: Türkiye'de beklenen yaşam süresi azaldı

      TÜİK açıkladı: Türkiye'de beklenen yaşam süresi azaldı

    • Türkiye
      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      Eskişehir'de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: 'Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor'

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

      AFAD'dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

      Hrant Dink davasının tek tutuklu sanığı Adem Sağlam tahliye edildi

      Hrant Dink davasının tek tutuklu sanığı Adem Sağlam tahliye edildi

    • Dünya
      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Kremlin: Aliyev Putin'den özür diledi

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD'ye girişinin önüne geçeceğim

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: 'Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı'

      Kürdistan’da İran cenderesi

      Kürdistan’da İran cenderesi

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Kur'an'da Yok !!! (2)

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      Bir hapishane mektubu ve AB'nin yolu nereden geçer?

      AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

      AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Antikapitalist Müslümanlar'dan 1 Mayıs yürüyüşü

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Fatih Cami'nden 1 Mayıs'a yürüyüş

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Haftanın öne çıkan kitapları

      Haftanın öne çıkan kitapları

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Hedef gösterilen Ataol Behramoğlu'nun Bitlis'teki okur buluşması engellendi

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Kur’an’la oyalanmak

Mayıs 11, 2010 15 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Müslüman akıl, bütün enerjisini gökten gelen haber üzerine yoğunlaştırırken, mülk’ün ve iktidarın kendisini ele geçirip dünyayı hakimiyetine alma savaşı verdi. Sonra ne mi oldu? Kendisi bizzat mülk ve iktidarın avucunun içinde buharlaştı. Her şey “nassa göre, nass için, nass tarafından” anlayışı Müslüman’ı öyle bir sarıp sarmaladı ki nass ile kendisine yabancılaşan Müslüman Sünni Saray İktidarlarını ve Şii İmamet kulelerini kurmayı ve yüceltmeyi hayat ve insan kitabının ön sözü haline getirdi. Yunan medeniyeti “felsefe“, modern Batı “azgın üretim-tüketim ekseninde teknoloji” atolyesi olmuşken, Müslümanların medeniyeti de esas itibariyle “nass medeniyeti” oldu. Bundan dolayı din, felsefe, fıkıh, belagat, hadis, tefsir alanlarında verim alınırken, İbn-i Haldun’un ifadesiyle “nakli ilimlerdeki bu verimlilik maalesef akli ilimlere taşınamamıştır.” Dünyevi olarak başarı, insan ilişkilerini din eksenli düzenleyen fıkıhta ve gerek kültürü gerekse insanları kontrol altında tutan siyaset ve askerlik alanlarında kendini gösterebilmiştir. Bu durumda Müslüman akıl “teorik” ve “nass” merkezli yüzüyle yeni aletler üreten medeniyet adına empoze edilmiş modern Batı karşısında ayakta kalması ve insanlığın sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmesi nasıl söz konusu olabilirdi ki?


Aline olan İslamcı, Kur’an’a “indirilmiş hazır paket program” olarak bakmaktan vazgeçip, “şuur ve etki uyandıran bir referans çerçevesi” olarak bakmayı beceremedikçe, aleti seküler modernizmin kucağına terk etmeye devam edecek, böylece bir tabiat medeniyeti olarak değil, bir kitap medeniyeti olarak seküler modern küreselleşmeye kendisi bizzat taze kan olmaya devam edecektir. Müslüman akıl nassa her sığındığında tabiata ve dünyaya hırsızlar ve yağmacılar girmeye devam edecektir. Çünkü yere basmayı “dinden çıkmak”, göğe bakan hâkim siyasetler kurmayı ise “İslamcılık/Allah’ın hakimiyeti” zanneden bir yoksullaşmanın karşısında duracak olan halife/sorumlu insan, yerini politize olmuş, ideoloji alinasyonuna tutulmuş Müslüman’a bırakmaktadır.


Alinasyon hastalığına tutulan İslamcı, aklı nakle, Ehl-i Rey‘i Ehl-i Hadis’e, geleneğindeki Irak ekolünü de Hicaz ekolüne terk etti. Buna mukabil acılı haykırışlar içinde, hataları ve doğrularıyla tarihsel açıdan en yakın zaman dilimleri içinden Afganiler, Abduhlar, M. Akifler, Şeriatiler, Kutuplar, Esedler, Cabiriler, Fazlurrahmanlar  geleceği kurmak için var güçleriyle çalıştılar. Oysa İslamcı, beyan bilgi sistemindeki nakilci karakter üzerinden selefi kendi çağına taşımak yerine, onların doğrularından aldığı ilhamla kendi çağını hayret ve şüphenin, aşkın ve ızdırabın doğum haliyle yeniden kurmanın derdinde olmalıydı. Zira dünyanın vicdan-ahlak-adalet düzleminde aradığı, tasarladığı insani duruşun felsefedeki karşılığı “ideal insan”, evrensel dildeki karşılığı “adil insan” dinî literatürdeki karşılığı ise “İnanan kul”dur!


Peki, kulluğun merkezini belirleyen nedir? İş, oluş ve eylemi doğuran farkındalıktır. Bu farkındalık neyin sonucudur? İşte bu soruyu sorar sormaz yollarımız genel din(i)dar profilinden ayrılıyor. Çünkü yığınların dinle kurdukları bağ, dış dinamiklerin, tarihsel şartların, varoluş zeminlerinin kendilerine giydirdiği bir gömlek iken, kişinin kendi iç dinamiklerindeki çelişkinin yarattığı gerilim sonucu ortaya çıkan arayış, bu farkındalığın ana rahmidir. İşte vahiyle kurulacak ünsiyet bu rahme tutunmanın neticesidir. O halde merkeze almamız gereken vahiy değil, insanın eylemsel/tutumsal farkındalığıdır. Zira vahyi ve Kitab’ı merkeze almamızı söyleyenler, insanı bir araç olan vahyin ve kitabın nesnesi haline getirmiş oluyorlar. Hâlbuki vahiy, menheç, sünnet ve metod vs birer araçtır. Dolayısıyla ancak ana rahminden bu araçlarla yola çıkarak dış dünyayı kuracak olan insanı kurgulayabilirsiniz. Kaldı ki, kitap bir değerler manzumesidir. İnsanı -Müslüman’dan bahsetmiyorum, genel olarak insandan bahsediyorum- değerli kılan kitap mıdır? Belki bunu da tartışmak lazım.


Kitabî değerler ile insan bilinci arasında bir “eylemlilik alanı” vardır. Kulluğun koptuğu veya zuhur ettiği yer de burasıdır. Öyleyse bir Müslüman’ın yaslandığı şey, tek başına şeriat ve sünnet gibi araçlar değil, bunların da öncesinde tüm dinlerin özünü teşkil eden evrensel-ortak değerler olmalıdır. Bilindik bir örnek olması açısından dile getirmek gerekirse; Fıtri olan bu değerler, Muhammed peygamberi ve İslam’ı tanımadan önce de putlara karşı çıkan, Allah’ın varlığına, O’nun yegâne ilah oluşuna iman eden ve haram aylarda bile yol kesmekten çekinmeyen azgın Gıfar kabilesine daveti taşıyan Ebu Zer örneğinde kristalleşir. Ebu Zer, İslam’ı tanımadan aklıyla İslam’ın evrensel değerlerini keşfedip kalben bu değerlere yaslanmış birisiydi. Bir başka ifadeyle o, Muhammed’i gökte ararken yerde bulmuştu.


Eğer kitap (değerler) bir işaret parmağı ise ve bu işaret parmağının “gör” dediği yer, insanın eşit ve adil bir düzlemde varlığını inşa etmesidir. Şu halde evrenin doğa dilini, insanın vicdan dilini, merhametin anaç sesini, göğün deruni ıslığını okuyarak, kitapla ünsiyet kurmadan fıtratının sesiyle aynı istikamete yönelmiş birisi -ki, böyle insanlar bugün de mevcuttur- dinin iktidardaki hâkim fıkhına  muhtaç mıdır? Eğer cevabımız “hayır” ise, o halde niçin ideal insanı ille de İslam’ın teolojik ya da siyasal şubelerinde arayalım? Üstelik bu insan, Sünni ya da Şii olmayabilir; hatta bu insan, bildiğimiz, anladığımız manada Müslüman dahi olmayabilir. Ancak bu insan, Ali Şeriati’nin “Kendini Devrimci Yetiştirmek” adlı eserinin “Namazın Selamları” başlıklı bölümünde belirttiği gibi, Tahiyyat duasında selam gönderdiğimiz “ibadîllahi’s-salihîn” ailesine mensup olabilir. Katil siyonizmin karşısında dimdik duran ve İsrail buldozeriyle ezilerek öldürülen Rachel Corrie’nin eylemini, yaslandığı vicdanı ve ürettiği değeri bir yere koymamız gerekiyorsa bu yer neresi olmalı? Öyleki Rachel‘in Müslüman olmadığını da göz önüne alırsak, Müslüman olduğunu söyleyen, buna karşın mazlumları zalimlerin buldozerleşmiş zulümlerine terk eden “pasif hanif” durumundaki Müslümanları da, onların zulüm buldozerlerini durdur(a)mayan imanlarını da kutsayamayız her halde!


Devrimci bir duruşu, pasif iyilikle nesh ederek topu bir şekilde taca atan Hanifler, Mekke’de namaz kılarlar, içki içmezler, putlara kurban kesmezler ve İbrahimî gelenek üzere yaşarlardı; dolayısıyla Ebu Cehil bürokrasisi ve Ebu Leheb cuntası karşısında “pasif iyi”yi temsil etmekteydiler. Fakat iman nedir, kitap nedir bilmeyen bir insanı değerli ve anlamlı kılan şey, sadece ahlaki bir duyarlılığa sahip olması değil, hayatın, sokağın, toplumun içinde de o ahlakın taşıyıcısı olmasıydı. Öyle ki, bir insan, mağaranın karanlık dehlizlerine ancak ve ancak ameli/pratiği kurgulamak için kapanmalıdır. Bu nedenle Hanifler sadece hanifti; toplumsal dönüşümün eşitlik ve adalet merkezli kurucusu değillerdi. İlginçtir ki, ahlaki değerlere bağlılık içinde yaşayan Hanifler, ıslahın ve inkılâbın öncüsü olmadıkları için Kur’an’da övülmemişlerdir; zira kitap, bu tarz suskun bir imanı övmez. Dolayısıyla Mekke’nin hanifleri sahih bir örneklik teşkil etmiyorlardı; örnek teşkil eden duruş, Hira’dan dönüp gündeme ve piyasanın tekeline çomak sokan bir duruştu.


Kur’an’ın “iman ettik” demekle cennete giremeyeceklerini vurguladığı insanlar ile iman edişleri sonucunda kendilerine cennetin kapılarının açılacağı insanların ortak noktası İman olmasına rağmen,  akıbetlerindeki farkın temel belirleyeni nedir?


Bir sonraki yazıda da bunu ele alacağım…

15 Comments

  1. Avatar
    Metin Alçal
    12 Mayıs 2010 at 08:13

    Tamam da; haber sitesinde böyle bir yazının yer alması ne alaka anlayamadım?

  2. Avatar
    miryema ez
    12 Mayıs 2010 at 10:27

    Eğer kitap (değerler) bir işaret parmağı ise ve bu işaret parmağının “gör” dediği yer, insanın eşit ve adil bir düzlemde varlığını inşa etmesidir..
    zihnine sağlık..kadir bal..

  3. Avatar
    miryema ez
    12 Mayıs 2010 at 11:07

    metin
    bana haber anlayışını özetlersen sevinirim.
    nedir haber?

  4. Avatar
    Kerim AbdülLatif el-Emin
    12 Mayıs 2010 at 19:06

    Kardeşim yüreğine sağlık.. Biz insanlar iman ettik yüreğimiz var.. Diğerlerine de (mahluklar) insanlık bulaşması temennisi ile kal sağlıcakla…

  5. Avatar
    muhammet koç
    12 Mayıs 2010 at 22:21

    Büyüyünce meryem’e deokuyacağım bu yazını ta ki pasif bir hanif(e)olmasın, selam üzerine olsun kardeşim.

  6. Avatar
    mavi gözlü karınca
    14 Mayıs 2010 at 11:37

    yüreğine sağlık kardeşim…

  7. Avatar
    Kuteybe
    14 Mayıs 2010 at 19:25

    Başka ne olacaktı ya, müslüman nassa (kesin bilgiye) uymayacaktıda neye uyacaktı. Nass ile ile kendisine yabancılaşan ne demek ?
    Sünni saray iktidarıymış, sünneti temsil eden alimler hz. hüseyin değilse kim olacak. İmam Azamlar, imam ahmed bin hanbeller değilse kim olacak.

  8. Avatar
    Kuteybe
    14 Mayıs 2010 at 19:26

    Mülk Allaha aittir.Allahta arza salih kullarını varis kılmıştır. Tarihi yargılamak kolay ama bence cok insafsız olmuş.
    Kuranla oyalanmak ne demek ayrıca?

    “nakli ilimlerdeki bu verimlilik maalesef akli ilimlere taşınamamıştır.”
    Buda gerçekliği olmayan bir eleştiri. Tıp, astromomi, coğrafya, gibi alanlarda dünyanın hiç olmadığı bir seviyeye gelinmiştir.

    Bamamen teknolojiyi merkeze alan, medeniyeti maddeye atfeden, müslümanın eşyaya bakışını batı medeniyetiyle kıyaslayacak kadar alt yapıdan yoksun bir çıkarım.

    Nice az topluluklar Allahın izniyle kendilerinden kat kat üstün olan topluluklara üstün gelmişlerdir.

    Al-i İmran
    (140) Eğer siz (Uhud’da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir’de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.

    İşte sünnetullah budur. Allah aramızda sabredenleri ortaya çıkarcaktır.

    Müslümanlar daha öncede haçlı seferleriyle ve moğol istilaları ile karşı karşıya kaldılar. Çok büyük yıkıma uğradılar. Ama din anlayışlarını sorgulamak yerine ilme sarılıp alimlerin etrafında kenetlenerek bu buhranı atlattılar.
    26 dakika önce ·

  9. Avatar
    kuteybe
    14 Mayıs 2010 at 19:27

    Müslüman akıl nassa her sığındığında tabiata ve dünyaya hırsızlar ve yağmacılar girmeye devam edecektir.”

    Bunada söyleyecek söz bulamıyorum. Acaba ben mi yazılanları anlamıyorum. Nasstan kasıt Allahın peygamberi vasıtasi ile bize gönderdikleri değil midir?

    Tüm dinlerin özünü teşlik eden !.. Burdada dinler arası diyalog ve hoşgörü dersi vermiş bize yazar. Evrensel ortak değerlerde nedir. Bunlardan kasıt fıtrat ise, neden batıdan nakil kelimeler kullanılmaktadır. Fıtrata uygun olan şeriat ve sünnettir. Yani iyi adına ne varsa zaten islam içinde vardır, başka bir yerde aramaya lüzüm yoktur. Çünkü ALlah dinini tamamlamış ve mükemmel kılmıştır.

    ŞTE Son zamanların Tevhidsiz din anlayışına bir örnek daha.

    Araf… Devamını Gör
    (147) Âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar ancak yapmakta olduklarının cezasını çekerler.

    Allah kafirlerin iyiliklerini boşa çıkarmıştır. Tevhid olmadan şirk üzerine hiçbir iyilik bina edilemez. Çünkü tevhid temeldir. Şirk ise pisliktir. Temelsizlik üzerine kurulan herşey çökmeye mahkumdur.

  10. Avatar
    adem
    16 Mayıs 2010 at 19:13

    eline sağlık kuteybe ,bende aynı fkrdeyim,düşüncelerinize katılıyorum ,yazar yazdığını tekrra okusa iyi olacak..

  11. Avatar
    adem
    16 Mayıs 2010 at 19:25

    Başlığa da bir bakın hele ”KURAN İLE OYALANMAK…”Kur’an ile oyalanılmaz,kuran mukaddestir,Kur’an bir yaşam biçimidir…Kur’an okunması gerekendir,Kur’an bir nasslar topluluğudur…

  12. Avatar
    Metin Küncü(Urfa)
    18 Mayıs 2010 at 20:36

    Yorumcuların anlamadığı ama Kadir arkadaşımızın anlatmaya çalıştığı durum aşağıdaki paragrafla kısaca özetlenebilir:

    “Klasik zihin, bu konuda da, eski dinlerin alışkanlıklarına dönerek, indirilen vahyi onların anladığı gibi anladı. Her şeyi vahiyden (nasstan) bekledi; kendi iradesini pasifize ederek vahyin gösterdiği istikamete yani hayata, insana ve tabiata gitmesi gerekiyorken vahyin bizzat lafzına yoğunlaştı. Lafız etrafında dogmatizm oluşturdu, sonra da bu dogmatizm zindanında aklını ve vicdanını boğdu. Tabiri caizse işaret edilen yöne (insana, hayata, tabiata,) gitmedi, işaret parmağının kendisiyle (vahiy, nass) uğraştı…”

    Kur’an’dan ŞUUR VE İLHAM almak yerine, Kur’an’ı hayatın merkezi yapıp; insanı da Kitab’ınb ve dinin aracı,robot’u yaptılar.

    Kadir arkadaşın sıklıkla dile getirdiği üzere:

    -“islamcıların insanı yok/hümanistlerin ilahı yok” cümlesinde derdinin ne olduğu çok iyi anlaşılmaktadır.

    Klasik kafalar için bu söylenenler şok etkisi yapmakta..O yüzden yazılanlar tam da bizlere hitap etmekte.Ellerine sağlık Kadir Yoldaş.

  13. Avatar
    Adem bucaklı
    19 Mayıs 2010 at 09:36

    insanları anlamak mümkün görünmüyo sitede bir yer vermişler arkadaşımız karınca kararınca yazmış ..sen kalk bunun haber sitesinde işine de cık cık site yazarları sitenin fikri ile bile örtüşmek zorunda degil editör kırıctaroglunu başbakan baykalı cumurbaşkanı görmek istiyor (rüyasını bile göremez)bu arkadaşımız da biraz Hümanist takılıtor Ahhah,ı devamlı merkezlerinde sapık derecesinde tutanlardan hoşlanmıyor nepcaz şinci ölcezmi gerci ikisinin de ortası bulunur ya
    ”SORUN” O ORTAYI ARAYAN VARMU

  14. Avatar
    Zeynep Boz
    19 Mayıs 2010 at 18:46

    Hiç bir şey bilmeyen kul

    Zengini eleştirmek için zengin, zalimi eleştirmek için zalim, kötüyü elştirmek için önce kötü olmakmı lazım?

    Halbuki biz iyi olmanın gerekliliğini kötülerden öğrenmiyormuyduk?

  15. Avatar
    Ali Rıza Borazan
    4 Aralık 2010 at 10:53

    Abdülkadir kardeşim.teşekkür Kuranın yerden gökten gelmesi önemli değil. ama bir gerçek var ortada insanların fıtratlarındaki haykıran o evrensel dediğimiz Vijdan adalet ahlak ilkelerini dizayın eden bir kitabı görmemezlikten gelemeyiz her halde. devrimciliği kendisini yaratana karşı kul olmaya çalışanlara hayat hakkı tanımamayı,ahlakı vijdanı sadece kendisinin fıtratından gelen seslere karşı duyarlı olduğunu sanarak bir takım anlayışlarla parça parça dinlerde kendisini bulanlar allahın tanımladığı adalet ahlak vijdan ilkelerini gölgede bırakmak olur. İnsanların insan oluşundan bu tarafa fıtrat fıtrat dedikleri değerlerle bu güne kadar gelmiş geçmiş beşeri sistemlerde devamlı değişmeler yazıp yazıp bozmalar neden olmaktadır.? bu fıtrat önce vardı da şimdi yok mu veya şimdi var da daha önce yokmuydu? sorun fıtratta değil sorun insanın eksik yaratılışındadır. insanların toplanıp da ortaya koydukları adalet vijdan ahlak ilkesi Allahın koyduğu adalet ilkesinin a sını bile inşa etmeye güçleri yetmez.
    Kuran: Allahın insanların dünya hayatındaki yaşam tarzlarının allah tarafından projelendirilmiş bir hayat kitabıdır. Yaratan rabbin adıyla oku ayeti allahın gönderdiği vahiyler ölçüsünde hayata bakmak görmek hayatı yaşamak anlamındadır. batının pozitivist düşüncesiyle doğunun sofist düşüncesinden kuranın söylediklerini ayırarak Akıl ilim, kuran ve pratik hayatın kucaklaştığı bir yaşam biçimi olgusunu yaygınlaştırabildiğimiz zaman karşımıza çıkan bütün problemler çözülecektir. Musa peygamberin firavunun karşısındaki halkı köleleştirilmiş olan insanların korkudan dolayı firavunun önünde diz çöktürülerek gerçek özgürlüğüne kavuşmak için vermiş olduğu mücadele bizim için tağuti sistemlerde nasıl duruş sergiliyeceğimizin çerçevesini çizmektedir. elbette vahyin getirmiş olduğu hayat tarzı insan fıtratlarında evrensel dünya insanlarının temelini oluşturmaktadır. ama detaylara indiğimizde ayrıntılarda insanlar boğulup kalmaktadır.
    kuranianlamametodu.blogspot.com

Yorumunuzu bırakın

ZAMAN AKIŞI

Eyl 22 16:58
Gündem

Eskişehir’de bazı okullar 6 bin TL aylık yemek ücreti istiyor: ‘Bir tostu iki üç öğrenci paylaşıyor’

Eyl 22 16:29
Ekonomi

4 ayda 2150 puan

Eyl 22 14:02
Gündem

Turizmde tehlike çanları çalıyor

Eyl 22 11:28
Gündem

DİAYDER davası: İBB yöneticisi Yavuz Saltık beraat etti

Eyl 21 20:00
Arkasayfa

Aklın Işığında Hakikate Yolculuk-(1)

Eyl 21 16:12
Arkasayfa

Kur’an’da Yok !!! (2)

Eyl 21 14:38
Arkasayfa

Bir hapishane mektubu ve AB’nin yolu nereden geçer?

Eyl 21 13:12
Gündem

Kremlin: Aliyev Putin’den özür diledi

Eyl 21 12:43
Gündem

Ekrem İmamoğlu: İstanbul’da bu sene için susuzlukla karşı karşıya değiliz

Eyl 21 12:40
Gündem

Trump: Seçilirsem komünist ve Marksistlerin ABD’ye girişinin önüne geçeceğim

Eyl 21 12:35
Gündem

AFAD’dan olası Marmara depremi açıklaması: İstanbul için müdahale ve tahliye planı çok önemli

Eyl 21 12:09
Gündem

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’ne 6 Mayıs gözaltısı

Eyl 21 12:05
Gündem

Hrant Dink davasının tek tutuklu sanığı Adem Sağlam tahliye edildi

Eyl 21 11:58
Kültür & Sanat

Dünya oyuncu örgütleri İstanbul’da buluşuyor!

Eyl 21 11:49
Gündem

Saray bir günde 15 milyon TL harcadı

Eyl 21 11:47
Gündem

Özgür Özel’den ‘İstanbul İl Kongresi’ tepkisi: Bundan çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz

Eyl 21 11:42
Arkasayfa

AKP usulü tarih ders kitaplarında Gezi korkusu: Kitaba da yazsanız bu halk unutmaz!

Eyl 21 10:53
Gündem

Masum değilsiniz hiçbiriniz

Eyl 21 10:42
Gündem

Çantanın içinden yoksulluk çıktı

Eyl 19 12:11
Bilim & Teknoloji

Alzheimer hastalığının 10 erken sinyali nelerdir?

Eyl 19 12:06
Bilim & Teknoloji

Ürkütücü canlandırma: Dünya’nın son anlarında neler olacak?

Eyl 19 11:40
Gündem

ABD’de fentanil ölümlerinde tarihi artış: ‘Benzeri görülmemiş aşırı doz krizi yarattı’

Eyl 19 11:26
Gündem

Çocukların bağışıklığını güçlendirmek için 4 altın kural

Eyl 19 10:36
Arkasayfa

Sezgin Tanrıkulu bu ülkenin vicdanıdır…

Eyl 19 09:59
Gündem

Diyanet, şatafatı bırakamıyor

Eyl 19 09:52
Gündem

‘Yargı bağımsızlığı’nı sordurmuyor

Eyl 19 09:50
Gündem

Beslenme yetersiz, çocuklar bodur

Eyl 19 09:45
Arkasayfa

Siyaset çözülürken partiler de çöküyor

Eyl 19 09:42
Ekonomi

TÜİK’i eleştiren sendikacılara dava

Eyl 19 09:40
Gündem

Akşener’den 2018 seçimlerine dair açıklama: Abdullah Gül’ü bana Kılıçdaroğlu söyledi