THY’nin ”Manisa” adlı uçağı ile Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’na getirilen 151 yolcu, İstanbul Vali Yardımcısı Bekir Ergök, havalimanı yetkilileri ve yakınları tarafından karşılandı.
Kırgızistan’dan THY uçağı ile İstanbul’a getirilen Türkler, yaşadıklarını anlattı. Havalimanında konuşan Türkler, “Ülke artık devlet olmaktan çıkmış, asker de pek müdahale edemiyor. Türklere yönelik bir saldırı yok.” diyerek durumu özetledi.
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Türkler, “Oş’dan Bişkek’e THY uçağı ile geldik. Kırgızlarla Özbekler sürekli çatışma halinde. Genellikle Kırgızlar Özbekleri bıçaklıyor, evlerini yakıp yıkıyor. Sedat Tokay isimli arkadaşımız yaralı. Eve saklanıp hiç dışarı çıkmadık. Dışarı çıktığımızda da bize silah çektiler. Artık ülke devlet olmaktan çıkmış, asker de pek müdahale edemiyor.” diyerek Kırgızistan’da yaşananları anlattı.
Nihal İnandı isimli öğretmen, kucağında çocuğuyla birlikte İstanbul’a geldi. İnandı, “4 gün boyunca kötü olaylar yaşandı. Bir velimiz bizi kendi köyüne götürüp orada korudu. Sadece Özbek kardeşlerimize yapılan bir saldırı oldu. Ekme ve su problemi yaşadık. Kırgız vatandaşı olan velilerimiz bize destek oldular.” şeklinde konuştu.
Oş kentinde öğretmenlik yapan Halil Üzülmez de, “Bize karşı herhangi bir saldırı girişimi olmadı. Sadece kendi aralarında çatışma var. Arkadaşlardan Özbeklere benzeyenler biraz problem yaşadı. Tedbir amacıyla 70-80 kişi bir yere sığındık. Bu olayların birkaç ay süreceğini tahmin ediyorum. 20 Ağustos’a biletimizi aldık tekrar döneceğiz.” diye konuştu.
Bu arada, öğretmenlik yaptığı öğrenilen bir bayan, yaşananları anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Kızları Esma ve Hatice Şayova ile gelen Kırgız Günnaz Şayova, basın mensuplarının soruları üzerine, ”Biz Kırgızlar ve Özbekler kardeş kardeş geçiniyorduk. Provokatörler ortalığı karıştırdı. İnşallah düzelir” dedi.
Kırgız eşi İrade Decanteyava ve kızı İlayda Kaya ile Türkiye’ye dönen Ali Kaya da Kırgızistan’da öğrenci olduğunu belirterek, ”Olaylar sırasında dışarı çıkamadık. Büyük bir endişe vardı. Ben eşimin ailesinin evinde kalıyordum. Onun sayesinde kurtulduk” diye konuştu.
Tekstilci Yavuz Şimşek de vahşetin içinden geldiğini ve Kırgızistan’da otorite olmadığını ifade ederek, ”İnsanlık diye bir şey yok. Her şeyi talan ettiler. Ahıska Türkleri’nden çok büyük yardım gördük. Orası bir cehennem, eğer Ahıska Türkleri olmasaydı biz de burada olamazdık. Ahıska Türkleri bizim için canlarını feda edebilecek kadar yürekli. Onlara da orada yardım edilmesi gerekiyor” dedi.
Öğrenci Ali Ekber Aysel de bir provokasyon sonucu Kırgızlar ile Özbekler arasında çatışma başladığını ifade ederek, ”Orada yaşananlar Özbek asıllılara yönelik bir soykırımdır. Kardeş kanının dökülmesinin durdurulmasını istiyoruz” diye konuştu.
Eşi Hülya, bebekleri Gülnihal ile Türkiye’ye dönen öğretmen Erdal İnandı da Kırgızistan’da yaşananlara ilişkin şunları söyledi:
”Oş Lisesinde Türkçe öğretmeniyim. Olaylar sırasında Kırgız öğrenci velileri, bizi evlerine götürdü. Türklere karşı sert davranmadılar. Kırgızlar bize sahip çıktı. Kırgızlar ile Özbeklerin çatışmasında yağmalamalar olduğunu gördük.”
ENDİŞELİ BEKLEYİŞ
Havalimanında bekleyenler arasında, uçakta yolcu olarak bulunmayan Türklerin yakınları da vardı. Bunlardan Mehmet Can Tokay, oğlu Sedat Tokay’ın Oş Üniversitesinde İngilizce Bölümünde okuduğunu, oğlunun şu anda orada yaralı olduğunu ve hastanede yattığını söyledi.
Tokay, ”Oğlum ameliyat edilmiş. Özbek asıllı eşi Nagina Tokay’ın da yaralı olduğunu öğrendik. Acilen oradan getirilmelerini bekliyorum” diyerek yetkililerden yardım istedi.
ajanslar
