Erdoğan, İstanbul Çağlayan’da inşaatı tamamlanan İstanbul Adalet Sarayı’nın, Bayındırlık Bakanlığından Adalet Bakanlığına devir teslim töreninde konuştu.
Erdoğan’ın gündeminde son “Ergenekon” dalgası ve yine muhalefet vardı.
Başbakan Erdoğan, “Bir siyasetçi olarak, bir Başbakan olarak, yürütmenin ve yasamanın bir üyesi olarak, yargının yıpratılmasına, yargının hedef tahtası haline getirilmesine, yargının işini zorlaştıracak beyanatlar verilmesine de razı olamayız” diye konuştu.
“Her şeyi bizden biliyorlar”
Erdoğan, “KCK operasyonları yapılıyor, Hükümet hedef tahtasına oturtuluyor. Tutukluluk süresi dolduğu için zanlılar serbest bırakılıyor, fatura Hükümete kesiliyor. Birtakım operasyonlar yürütülüyor, birileri gözaltına alınıyor; hemen Hükümet eleştiriliyor, bu operasyonları Hükümet yapıyormuş gibi lanse ediliyor. Bilmeyenlere buradan hatırlatıyorum: Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye, kuvvetleri ayrılığı üzerine bina edilmiş bir demokratik rejimdir” dedi.
Başbakan, “Eğer yargı bir tasarrufta bulunuyorsa, biliyor ve inanıyoruz ki bunu Anayasa ve yasalar çerçevesinde, kendisine verilen yetkiler çerçevesinde yapıyor. Bırakalım yargı kendi işini yapsın. En hızlı şekilde yapsın, en hızlı şekilde suçlu ile suçsuzu birbirinden ayırsın. Herkes yargıya yardımcı olsun, işini kolaylaştırsın ve adaletin en hızlı şekilde tecellisine katkı sağlasın. Bunun dışındaki yaklaşımlar yargının işini zorlaştıracak sorumsuzca davranışlardır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ayrıca, “Ana Muhalefet Partisi’ni, muhalefet partilerini, özellikle de medyayı, son günlerdeki operasyonlar nedeniyle takındıkları tavırdan dolayı sorumlu olmaya, sorumlu davranmaya davet ediyorum. Biz savcı da değiliz, hakim de değiliz, birileri gibi avukat da değiliz. Biz, yürütme olarak, kolluk kuvvetleriyle sadece ve sadece yargıya yardımcı oluruz” dedi.
“Yargıyı ele geçirme niyetimiz yok”
Erdoğan, yargıyı siyasallaştırmak, ele geçirmek gibi bir emel ve arzularının asla olmadığını ve olamayacağını ifade ederek, “Biz tam tersine, siyasallaşmış, klikleşmiş, hantallaşmış, tozlu dosyaların altında ezilmiş, mecali kalmamış bir yargıyı; meşhur deyimiyle, cüzdanı ile vicdanı arasında sıkışmış bir yargıyı, vicdanı hür bir yargıya, bağımsız bir yargıya, tarafsız bir yargıya, milletin yargısına dönüştürmek için mücadele verdik ve veriyoruz” dedi.
“Yargı siyasallaşıyor” denildiğini ama yargıyı bağımsızlaştıracak her adıma muhalefet edildiğini ifade eden Erdoğan, “Milletimin bu çifte standardı, bu çelişkiyi görmesini özellikle istiyorum. Aslında kimin yargıyı siyasallaştırdığını, kimin de yargıyı bağımsız hale getirmek için mücadele verdiğini milletimin görmesini istiyorum. Aslında kimin yargıyı kendi arka bahçesi gibi gördüğünü, kimin de yargıyı milletin yargısı yapmak için yoğun mücadele verdiğini vatandaşımın bilmesini istiyorum. İşte gördünüz. Tutukluluk süresi dolduğu için, dosyalar zamanında incelenmediği için, terör zanlıları, katil zanlıları serbest bırakıldı. Ama önlerine farklı dosyalar geldiğinde, hemen ışık hızında inceleyip karara bağlayabiliyorlar. İşte karşınızda. 24 saatte benimle ilgili kararı verdiler. Ne oldu? 24 saat… ‘Yargı siyasallaşıyor’ diye bas bas bağıranlar, ‘Onama mı istersin, bozma mı’ diyerek, ısmarlama kararlar verebiliyorlar” dedi.