Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidar çevrelerinde görüşleri dikkatle takip edilen ve “AKP fetvacısı” olarak anılan ilahiyatçı Hayrettin Karaman, tehdit gibi bir yazı kaleme aldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nı hedef alan Karaman, “bazı yanlışların devam etmesi durumunda isimler açıklayacağının” mesajını verdi.
Karaman, AKP iktidarının icraatlarını el alan yazısında, “Maalesef ülkemizi felaketin eşiğine getiren şebekeyi devletten temizleme eylemi istemeden kurunun yanında yaşın da yanmasına sebep oldu. Boşalan kadrolar, gaye ile vasıta arasındaki dengenin farkında olmayanlarla da dolduruldu, dolduruluyor” ifadesini kullandı.
“Anayasası ve uluslararası taahhütleri bizimki gibi olan ülkelerde amaca hizmet, rejimi değiştirerek veya zorlayarak olamaz, uygulamada olan yetkili insanların iyi seçilmesi ve onların gayret ve himmetleriyle olur” diyen Karaman, konuyu Milli Eğitim Bakanlığı’na getiriyor.
Milli Eğitim’de Talim Terbiye Kurulu ile başta din eğitimi olmak üzere genel müdürlükler ve yukarıdan aşağıya doğru buralarda istihdam edilen elemanların, kendileri için rejimden ve mevzuattan daha önemli ve etkin olduğunu söyleyen Karaman, yeni bakan Ziya Selçuk’un “icraatını dikkatle takip ettiklerini” ifade ediyor.
Ancak ‘AKP fetvacısı’, bazı rahatsızlıklarını şöyle dile getiriyor:
“Hem personel hem de kararlar, programlar, kitaplar… ile ilgili olarak yapılanlar bizi endişeye sevk ediyor. Ruh-beden ikilisinde ruhun oldukça geriye düştüğünü görüyoruz. Bizim için İmam Hatip Okulları ile seçmeli din, siyer ve Kur’an dersleri ruhu korumak ve geliştirmek için vazgeçilemez araçlardır. Bunları ihmal eden, ikinci plana atan, yok sayan, zaman içinde yokluğa mahkum eden bir zihniyet ve icraatın başarı notu bizim vereceğimiz karnede sıfırdır. Mevcut şartlarda ülkenin bütün okulları İmam Hatipler gibi olsun diyemeyiz, ama halkın yüzdesinin eğilimine cevap veren okullar da diğer yüzdesinin eğilimine cevap veren okullar da eşit ilgi ve itina ile var olsunlar deriz. İmam Hatip Okulları hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlayan okullardandır. Bu tür okullara en azından yalnızca yükseköğretime hazırlayan okullar kadar önem verilmesi, geliştirilmesi, önlerinin kesilmemesi zorunludur. Biz dinsiz, milletsiz, asaletsiz mucitler değil de dindar, millet, medeniyet ve kültürüne bağlı mucitler, bilim ve san’at adamları olsun isteriz; ülkeye ve dünyaya bunlardan hayır geleceğine inanırız.”
Bakanlıkta devamlılığın müsteşarlar, genel müdürler ve yardımcılarında olduğunu belirten Karaman, “İktidar bu devamlı alanı sağlama alırsa ve başa gelen bakanlar da onları darman tufan edecek yerde dinleyerek yol alırsa ve bağımlı olmayan stk’lara da kulak verirse önemli hatalar ve sapmalar önlenmiş olur” diyor.
Karaman, yazısının sonunda ise bir tehdit olarak yorumlanacak mesaj vererek, “Şimdilik bu çerçeve tenkit ve tavsiyelerle iktifa ediyorum, bazı yanlışlar devam ederse sıra detaylara ve isimlere gelecektir” ifadesini kullanıyor.