Clinton 1995’teki “Ters Plaza” anlaşması dâhil, attığı her adımda, Bush iktidarını hazırladı aslında.
1995’te FED, “Ters Plaza” anlaşmasıyla doları değerlendirirken ABD’nin açık vermesine izin veriyordu ama bunun karşılığında Japonya’yı ve AB’yi kurtarıyordu. Ancak ABD, güçlü dolar ve yüksek faize güvenerek bu açıklarını kapatmayı düşünürken dolar arzını denetleyemeyeceğini ve bu arzın 2008’de ilk önce mortgage şirketlerinin aktiflerindeki zehirli varlıklar olarak patlayacağını pek hesap etmemişti. Aslında Greenspan bunu biliyordu. Yaşlı Kurt’un son yıllardaki sıkıntısı tam da buydu. “Bu iş çökecek ve hepimiz altında kalacağız” türünden cümleler çok sık ağzından çıkmaya başlamıştı. Greenspan, özellikle Çin’in sonsuza kadar ABD’yi dolar alarak finanse etmeyeceğini ilk söyleyen ABD’li yetkilidir. Bu açıdan FED’in şimdilerde “gerekirse enflasyon olsun” türünden açıklamaları durgunluk kaygısından çok ABD’nin açıkları ile ilgilidir. Sonuçta, yukarıda vurguladığımız gibi bir paradigma bitiyor. Şimdi işin ilginç tarafı, FED, değerli dolar ve göreli yüksek faiz döneminde (ki bu dönem Clinton ve Bush dönemlerini içerir) yürüttüğü para politikasından tümüyle vazgeçmişken, gelişmekte olan ülkelerin Merkez Bankalarına yutturulan ve teori açısından da tam bir ucube olan “enflasyon hedeflemesi” çerçevesinin bizim Merkez Bankası tarafından devam ettirilmesidir. Aşağıdaki grafikte FED’in bütün bu kriz döneminde nasıl bilanço büyüttüğünü görüyorsunuz.
Bu bize yeni bir dönemi anlatmaktadır. Şu sıralar bütün kriz dönemlerinin baş göstergesi olan talep yetersizliği sorunu kurlar üzerinden yürütülen bir savaşla çözülmeye çalışılıyor. Ama bu sürdürülebilir bir durum değil ve çok geçmeden yerini ilkönce yeni bir para sistemine ve yeni bir dünya parası tasarımına bırakacak. Clinton, geçen haftaki konuşmasında, bu değişimin reel tarafını anlattı aslında. Clinton, değişimi omuzlayacak ülkeleri bir bir saydı. Çünkü Clinton, yapması gerekenleri yapamayan bir ABD Başkanı olarak, bugünkü durumu en az Obama kadar biliyor ve seziyor. Ama birçok politikacı gibi dönemindeki hataları atlıyor.
Clinton, Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika, Nijerya, G.Afrika, Vietnam, Endonezya, Polonya ve Türkiye’yi dile getirdi. Şimdi bu on ülkede kapitalizmin yeni şantiyesi kuruluyor.