Cihat; ceht etmek, gayret göstermek demektir.
Peki! ne için ceht? ne için gayret?
Buna cevap olarak Kur’an’ı Kerim de; “darusselam” denmektedir.
Cihat; yeryüzünün her bir köşesini, bir darusselam’a dönüştürmektir.
Önce kendi yüreğinde, sonra aile ve yakın çevrende ve sonrasında ulaşabildiğin tüm beldelerde…
Darusselam’ın anlamı ise yeryüzünü; adalet, barış ve esenlik yurdu haline getirmek demektir.
İslam’ın (Allah’ın) bundan başka derdi, başka da bir meselesi yoktur.
Tabi ki Allah bu cihad’ı imtihanın gereği olarak insanların (adalet sahiplerinin) eliyle yapmak istemektedir.
Peki nasıl?
Zulme, haksızlığa ve eşitsizliği karşı tavır almak ve onurlu bir duruş sergilemekle…
Yani ortak iyiyi, ortak doğruyu, herkesi ilgilendiren adalet, eşitlik, sevgi, merhamet, paylaşım ve bölüşümü; önce kendin uygulayıp sonra bu ilkeleri yaşatma adına başkalarına irşad ve tebliğ etmektir.
Allah’ın murad ettiği cihat budur.
Birlikte, beraber ve huzur içinde yaşamak için…
Müslümanlığı/cihadı daha çok tavır alış ve duruş olarak algılamak gerekir.
Herkes dünyada başarılı olmak zorunda değil. Peygamberlerin bir kısmı da başarılı olamamış ama bir haysiyetli ve onurlu duruşları söz konusudur.
İslam da; İlla ki bir devlet kuracaksın, güçlü olacaksın, dünyayı ele geçireceksin, tüm dünyaya hakim olacaksın diye bir şey yoktur.
Hz. Muhammed zamanında bile dünya düzelmedi.
İnsan/Müslüman, tavır almak ve duruş sergilemekle mükelleftir.
Allah’ın bizden istediği de budur.
Şereflice ve dürüstçe bir hayat sergilemek.
Cenabı hak; haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe nasıl bakıyoruz? Buna karşı nasıl bir duruş sergiliyoruz? ona bakacak.
Cihat denilen şeyde budur.
Allah; kelle sayısının çokluğuna bakmaz.
Kelle sayısı az olabilir, fakat adalet sahipleri her nerede olurlarsa olsunlar, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, hangi ırka mensup olurlarsa olsunlar, hangi mezhebe bağlı olurlarsa olsunlar; bunlara karşı tavır koyarak, zulmü ve haksızlığı kabul etmiyorum diyebilmeli…
Zaten bu şekilde mümin ve cennet ehli belirlenmektedir.
AdilMedya