İş Güvenliği Uzmanı Kadri Salaz, işçi cinayetlerinin ‘istatiksel veri’ olarak görüldüğüne işaret ederek, cinayetlerin tedbir alınarak önlenebileceğini vurguladı. Salaz, iş kazalarında verilen cezaların caydırıcı olmadığına da dikkat çekti.
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) verilerine göre; 2023 yılının ilk 10 ayında en az 21 Vanlı işçi, iş cinayetlerinde ölürken, son bir ay içerisinde kayıtlara geçen en az dört işçinin cenazesi daha kente getirildi. Böylece şu ana kadar 30’dan fazla Vanlı işçinin öldüğü kayıtlara geçti.
Kürt kentlerinde yaşanan işsizlik nedeniyle metropol kentlere giderek çalışmak zorunda kalanlarlar, hem ağır ve güvencesiz şartlarda çalışıyor hem de iş güvenliği konusunda yeteri kadar önlem alınmadığı için ya inşaat düşerek ölüyor ya da sakat kalıyor.
İş Güvenliği Uzmanı Kadri Salaz, Türkiye’nin iş kazaları ve meslek hastalıkları açısında dünyada 3’üncü, Avrupa’da ise 1’inci olmak gibi kötü bir sicile sahip olduğunu söyledi.
‘ÖLÜMLER SADECE İSTATİSTİKLERDE KALIYOR’
Van kentinin yoksulluk sıralamasında Türkiye’nin en son üç kenti arasında yer aldığını belirten Salaz, açlık ve yoksullukla boğuşan genç bir kuşakla karşı karşıya olduklarını söyledi. Kürt kentlerine her gün iş cinayeti sonucu ölenlerin cenazelerinin geldiğini hatırlatan Salaz şunları söyledi:
“Van dışındaki illerde, özellikle Akdeniz ve Ege sahillerindeki yapılaşmalarda çalışan çocuklarımız maalesef bir cinayet sonucu ölüyorlar. Bu ölümler kamuoyunda büyük üzüntülere sebep olmakla birlikte kısa süre içinde unutulmaktadır ve bu insanlar istatiksel bir veri olmaktan öteye gitmemektedir.
İŞÇİLER EĞİTİM ALMIYOR
Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıkları açısında dünyada 3’üncü, Avrupa da 1’inci sırada. Yani kötü bir sicile sahip. Bizim kentimiz ise Türkiye’deki diğer kentler arasında en kötü sicile sahip olan kentlerden biridir. Metropol kentlere çalışmak için giden insanlar maalesef eğitim almadan çalışmaktadır. Bu gençler, yapacakları işlerle ilgili oryantasyon ve mesleki eğitimleri alamadan inşaatlarda çalıştırılıyor. İşveren de bu eğitimleri kağıt üzerinde, ‘varmış’ gibi göstererek dosyalarına koymaktadır. Bu durum da maalesef çalışanların kaderini değiştirmiyor”
‘TEDBİR ALMAK ZORUNDALAR’
Genellikle inşaatta çalışan işçilerin emniyet kemeri ve gerekli güvenlik sağlanmadığı için düşüp öldüğünü dile getiren Salaz, “Siz yeterli güvenliği almazsanız 10’uncu kattan aşağı düşen insan elbette ölür. Bu insanlar, ölmemek için tedbir alması gerekir. Yaşam halatına bağlanmış emniyet kemeri takmadan oraya çıkan işçi ölüme davetiye çıkarmaktadır. Dolayısıyla hepimizin bu kötü talihimizi tersine çevirmek, gelişmiş ülkelerdeki gibi sıfır iş kazası, sıfır ölüm şekline çevirmeye çaba göstermemiz lazım. Bunun için önce işverenler, işyerlerinde her türlü tedbiri almak zorundalar” şeklinde konuştu.
Çalışanların da işverenin de İş Sağlığı ve Güvenliği kurallarına uymak zorunda olduğunu ifade eden Salaz, Türkiye’de her yıl 3 bin kişinin kazalar sonucu öldüğünü hatırlattı.
‘İŞÇİLER SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILIYOR’
İşçi alındığı zaman iş güvenliği uzmanları olarak o iş yerinde çalışanların öncelikle sağlık muayenesini yaptıklarını kaydeden Salaz, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
“İççi alındığında sağlık sigortası yapılır, eğitimleri verilir ve gerekli uyarılardan sonra kendisine kullanması gereken kişisel koruyucu donanım malzemelerini teslim ederiz. Bunları kullanması gerektiğini de tembih ederiz, işyerinde takmaları için gerekli baskıyı yaparız.
Bugün, Bolu’da bir şantiyede 100 tane sigortasız Suriyeli işçi çalışıyor. Sigortası olmadığı gibi Türkçe bilmiyor, eğitimi yok, herhangi bir tedbir alınmamış ve bu insanlar ölümle burun buruna çalışmaktadırlar. Bunun gibi yüzlercesi var. İş kazaları konusunda cezalar caydırıcı değil.” (MA)