KARA LİSTEYE ELEŞTİRİ
Medvedev, İran’ın nükleer programıyla ilgili uluslararası görüşmelere başlaması için Moskova ve Washington’ın ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi. Medvedev, The Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, ABD ve AB’nin, İran’a yönelik yaptırımları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın ötesine geçerek genişletme, daha fazla İran şirketini ‘kara liste’ye alma planını eleştirdi. Medvedev, Washington’ın İran’a ilave yaptırımlar uygulayarak kaybedeceği bir şey olmadığını belirterek, “BM’de ortak karar üzerinde değerlendirme yaptığımızda, üzerinde uzlaşmaya vardığımız bu değildi. Birlikte hareket etmeliyiz. Eğer bunu başarabilirsek arzu ettiğimiz sonuçlara ancak o zaman ulaşabiliriz” diye konuştu.
ABD ile ilişkilere de değinen Medvedev, ABD ile iş birliğini daha da genişletebilecekleri ve ABD Başkanı Barack Obama ile başlattıkları diyalogu sürdürebilecekleri konusunda iyimser olduğunu söyledi.
RUSYA’NIN DESTEĞİNİ KAYBEDEBİLİRLER
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise internet sitesinde yayımladığı açıklamada, ABD ve AB’nin yaptırımları genişletme çalışmalarının kabul edilemez olduğu belirtilerek, Rusya’nın bu konudaki desteğini kaybedebilecekleri uyarısında bulunuldu.
SİYASİ KÖRLÜK
ABD ve AB’nin bu adımının İran’ın nükleer programıyla ilgili sorunları en uygun şekilde çözmek için geliştirdikleri diyalog ve iletişimi temelden dinamitlediği kaydedilen açıklamada, “Aynı hikaye tekrar ve tekrar tekerrür ediyor. BM Güvenlik Konseyi’nde İran’ı yaptırımlar yoluyla etkileme konusunda bir uzlaşıya vardığımızda, ABD ve AB bu noktada durmuyor ve tam olarak söylemek gerekirse, Rusya ile ortaklıklarına siyasi körlük sergiliyorlar” ifadesine yer verildi.
‘GRUBU DİNAMİTLİYOR’
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sergey Ryabkov da yaptığı açıklamada, “AB ve ABD’nin bu tip adımlar atmamaları yönündeki uyarılarımızı dikkate almamasından son derece rahatsızız” ifadesini kullandı. BM önlemleri ötesinde tek taraflı yaptırımların sadece zarar verici olmadığını söyleyen Ryabkov, “Bu aynı zamanda, Güvenlik Konseyi ve 6’lar Grubu içinde ortak çalışmamızın altını da dinamitliyor” dedi. Ryabkov, BM yaptırımlarının S-300 satışlarını da kapsadığı yorumunu yaptıklarını ve dolayısıyla İran’a bu füze savunma sistemlerinin satılmayacağını bir kez daha teyit etti.
ALDIKLARI KARARI AŞIYORLAR
ABD Başkanı Barack Obama’nın nükleer ve füze programlarıyla olan bağlantısı gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde alınan karara uygun olmayan bir biçimde 10’dan fazla İran şirketine getirdiği yaptırımların ardından, Avrupa Birliği (AB) de İran’a karşı yeni yaptırımlar uygulamaya koyuyor.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de toplanan AB liderleri, İran’a uygulanacak yeni yaptırımların Birleşmiş Milletler’in (BM) aldığı kararların ötesinde olacağını açıkladı. Böylece AB de ABD gibi BM Güvenlik Konseyi’nde alınan kararlardan fazlasını uygulayacak. Yaptırımların detayları gelecek ayın başlarında yine Brüksel’de yapılacak olan Avrupalı dışişleri bakanlarının toplantısında belirlenecek.
YAPTIRIMLAR TİCARET ODAKLI OLACAK
Ülkenin can damarı olan gaz ve petrol endüstrisini zora sokacağı düşünülen yeni yaptırımlar, şirketlerin teknik desteğe ve teknoloji transferlerine engel olmayı amaçlıyor.
İran’ın uluslararası topluluğun endişelerini gidermesi için verilen fırsatları değerlendirmediğini iddia eden Avrupa Konseyi, gelinen koşullarda bu yeni önlemleri almanın kaçınılmaz hale geldiğini açıkladı.
ABD’nin yayınladığı listede, İran’ın nükleer programının başındaki Devrim Muhafızları’ndan iki üst düzey isim yer alıyordu. Aynı listede, ülkenin büyük bankalarından biri ve devlet gemicilik hatlarına ait 5 şirket ve daha önceki yaptırımlardan ad değiştirerek kurtulmaya çalışan 71 gemi de var. “İran yaptırımlarımızı delmeye çalışmaktan vazgeçmeyecek, o yüzden finansal baskılara devam etmeliyiz” diyen ABD Kongresi de, aynı zamanda BM kararlarından daha büyük yaptırımlar için yasa taslağı hazırlıyor.
Türkiye rolünü aştı mı?
Financial Times konuyu “Batı, Türkiye’ye masada daha uygun bir koltuk sunmalı” başlıklı bir makaleyle ele aldı. “Batının henüz Türkiye’yi kaybetmediği” yorumu yapılan makalede, Türkiye, canlı ekonomisi ve siyasette kendine artan güveniyle, Batı’nın kendisine biçtiği rolü aştı” denildi.
Geriye dönüp ilişkilerin kötüleşmeye başladığı anı bulmaya çalışırsak, George Bush yönetiminin, Irak’ın işgalinde Türkiye’yi bir sıçrama tahtası olarak kullanmak için yaptığı amirane talepten daha iyisini bulamayız” denildi.
Economist dergisinde de ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in geçen hafta Londra’dayken sözleri hatırlatıldı. Dergi, ABD’li yetkililerin şikayetlerinin bazılarında doğruluk payı bulunduğunu, ancak “Türkiye sorununun ırkçılığa indirgenemeyeceğini” kaydetti. Economist’te şöyle denildi: “Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi AB liderleri, Türkiye’nin uygunluğunu sorguladığında seçmenlerine oynuyor. Destekçileri de Türkiyelilerin kulübe girmek için fazla yabancı ya da fazla Müslüman olduğunu düşünüyor. Ama Türkiye sorunu ırkçılığa indirgenemez.
Bir kere ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Avrupa’ya Türk diplomasisinin Doğu’ya kayışıyla mücadele etme çağrısı yaparken, AB üyeliğiyle Washington’un Ortadoğu politikalarına destek vermek aynı şeymiş gibi gösterme riski alıyor. Sonuçta bazı Avrupa ülkeleri, şu anki İsrail hükümetinden gerçekten hoşlanmıyor ve İran’a yaptırımlar konusunda da ikna olmuş değil. Batı karmaşık bir blok. Derhal üyelikten bahsetmek de saçma. Türkiye’nin dostları bile bunun en az 10 yıl süreceğini biliyor. Bazı alanlarda çıkmaza girildi. AB, bazı müzakere başlıklarını dondurdu”