İngiltere’de genel seçim hazırlıkları sürerken Başbakan Theresa May’in partisi Muhafazakar Parti de seçim manifestosunu açıkladı.
Arif BEKTAŞ
Londra
İngiltere genel seçimlere hazırlanırken partiler tek tek seçim manifestolarını açıklıyor. Önce İşçi Partisi manifestosunu açıkladı. Daha sonra Liberal Demokratlar ve son olarak geçtiğimiz gün Başbakan Theresa May’in partisi Muhafazakar Parti seçim manifestosunu açıkladı.
Daha önce basına bazı bölümleri sızdırılan İşçi Partisi manifestosu epey tartışıldı. Tartışılmasının en önemli sebeplerinden biri de “sızdırılmış” olmasıydı. Herkes merakla, “İçinde acaba ne var” diyerek ulaştığı İşçi Partisi manifestosunda, dar gelirlilerin, göçmenlerin ve işçi ve emekçilerin bazı taleplerinin dillendirildiği dikkat çekiyor.
KİMİN İÇİN GÜÇLÜ EKONOMİ?
Her seçim öncesi Birleşik Krallık’ta seçim manifestoları açıklanırken, gerçekçi hedefler belirlenmeye çalışılır. Eğer bu hedefleri gerçekleştirmezse o partinin yerle bir olduğu sık görüldü. 2010 seçimlerinde, “İktidar olursak üniversite harçlarını kaldıracağız” diyen Liberal Demokrat Parti yüzde 23 oy aldı ve Muhafazakat Parti ile koalisyon hükümeti kurdu. Daha sonra bu vaadini yerine getirmeyince, 2015 seçimlerinde ise sadece yüzde 8 oy aldı.
Bu yüzden, seçim vaadinde bulunup sonra vazgeçmesi durumunda kayıpların olabileceğini bilen Başbakan May, bu seçimlerde vaatlerini açık açık ortaya koydu.
Güçlü ekonomi ilk vaadi. Kimin için güçlü ekonomi? Güçlü olduğu nereden anlaşılacak? Ne zaman güçlü olduğunu anlayacağız? Bu sorular halkın ve emekçilerin sorduğu sorular. Bu sorulara cevap ise yine May’in Muhafazakar Partisinden geliyor. “Daha güçlü ekonomi için daha fazla kesinti” diyor. İşte güçlü ekonomiye ulaşmanın yolu.
Muhafazakar Parti, seçim manifestosunda, sağlık ve eğitim alanlarına daha fazla harcama yapmak için, sosyal kesintileri devam ettireceğini de söylüyor. Halkın sosyal haklarından kesip, halkın sağlık ve eğitimine harcayacağım diyor. Yani Muhafazakar Parti halka, “Sağlık ve eğitim masraflarını kendin karşıla” demek istiyor.
Zenginlere dönük ise şöyle bir vaatte bulunuyor. Önümüzdeki 4 yıl içinde yüksek ücretli orta sınıf meslek sahiplerine, yüksek vergi dilimi eşiğini yılda 43 bin sterlinden 50 bin sterline yükseltmeyi, işverenlere de 2020 yılında şu anda yüzde 20 olan kurumlar vergisini yüzde 17’ye düşürmeyi vadediyor. İşte May’in güçlü ekonomi diye ortaya attığı vaadin gerçek yüzü. Yoksulların gelirlerini kesecek, zenginlerin de vergilerini kesecek. Zenginler daha fazla zengin olurken, yoksul daha da fakirleşecek ve ekonomi güçlü olacak. Evet May, ‘güçlü ekonomi’ vaadinde ısrarlı.
HALKIN BİRÇOK TALEBİ DİLLENDİRİLİYOR
İşçi Partisi de manifestosunu yoğun tartışmalar eşinde açıkladı. Partinin en solda duran Milletvekili Jeremy Corbyn’in liderliğinden sonra, parti içindeki sağcı ve etkili kesim karşı çalışma yapmaya başladı. Buna rağmen Corbyn, halkın ve emekçilerin daha önce dillendirdiği talepleri manifestosuna taşıdı.
İşçi Partisi, manifestosunda, özelleştirmelerin durdurulması ve demir yollarının tekrar kamuya devredilmesi, sağlık ve eğitimin tamamen bedava hale getirilmesi. 100 bin yeni konut yaptırılarak ucuz sosyal konutlarla evsizliğe çare aranacak. Yoksullardan az ve zenginlerden daha fazla vergi alıp, yapılacak fazla masrafların da zenginlerin cebinden çıkmasını sağlamak.
Bu talepler, daha önce sendikaların ve halkın da talepleri olmakla beraber, NATO, AB ve nükleer silahlanma konusunda Corbyn’in geri adım atmış olması bir çok çevreyi de kaygılandırıyor.
Seçimlere 2 haftalık bir süre kalırken, ilk seçim duyurusu yapıldığında, Corbyn’in İşçi Partisinin sadece yüzde 26 oyu olduğunu açıklayan kamuoyu araştırmaları, şimdi ise yüzde 35 olduğunu açıkladı. İlk günlerde Muhafazakar Parti ve May’in yüzde 47 oyu olduğu söyleniyordu. Bu oran şimdi yüzde 42.
