Meryem Suresinin “ayn” duraklarına göre beşinci bölümünde toplam 17 ayet var. Bu ayetlerden 16’sı olumsuz insan tipleri, onlara verilecek cezalar ve karşılaşacakları diğer durumları hakkında bilgi vermektedir. Bu ayetlerden sadece ikisinde olumlu insan tipi hakkında birkaç kelime geçmektedir. Onlar da 72’nci ayette “muttaki olanları kurtarırız” ve 73’ncü ayette de “imanlarında diretenler” sözleridir.
Pasajın birinci ayetindeki “66- Ve insan diyor ki: “Ne yani öldükten sonra tekrar mı diriltilip çıkarılacağım?” sorusuna pasajın ikinci ayetinde şu çarpıcı mesajlarla karşılık veriliyor: “67- Ve insan önceden hiçbir şey değilken kendisini nasıl yarattığımızı düşünmüyor mu?” 66’ncı ayette soruyu soran kimsenin sadece “insan” olarak anılması ve Allah’ın sorduğu “düşünmüyor mu?” sorusunun muhatabının da sadece “insan” olarak anılması dikkat çekicidir. Soruyu soran ve soruya muhatap olan kişinin, sanki bir yol kavşağında olduğu gibi bir durum var. Şöyle: “tekrar diriltilip çıkarılacak mıyım?” sorusuna, kendisi yok iken ve hiçbir şey değilken yaratılan insanın kendisine bakıp cevap ararken “tekrar diriltilecek miyim, böyle bir şey olabilir mi?” sorusu bir ipucu gibi görünüyor. Yani burada söz konusu edilen insan, mesajı gerektiği gibi doğru bir şekilde alabilirse; muttakilerden ve imanında diretenlerden olabilir.
Her ne kadar ayetlere ilk bakışta olumsuz kişilerden söz edildiği gibi görülse de, mesajlarda iki kez “insan” sözünün sıfatsız geçmesi bende böyle bir tercih alanının bulunduğu yönünde izlenim bıraktı. Dolayısıyla pasajda bu ayetlerin devamında anlatılan insanların, 76’ncı ayettekiler hariç, diğerlerinin kâfirlikte diretmeyi tercih ettikleri anlaşılıyor. Bölümdeki ayetler, bu tiplerle ilgili çeşitli, açık ve net bilgiler vermektedir. Biz onları kendi hallerine bırakıp 76’ncı ayetteki mesajları anlamaya çalışalım. Müfessir İbn Kesir, “Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri” adlı eserinde 76’ncı ayeti tek ayet olarak değerlendirip hakkında yorum yazmış. Yorumumuza girişi ondan yapalım;
“Allah Teâlâ sapıklıkta olanların, içinde bulundukları durumdan medet ummalarını ve üzerinde bulundukları hallerinin (sapıklıklarının) arttığını zikrettikten sonra hidayete erenlerin hidayetlerinin arttığından haber verir. Nitekim başka bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur. “Bir süre indirilince onlardan kimi: bu hanginizin imanını artırdı?” der. İman etmiş olanlara gelince; onların imanını artırmıştır. Ve onlar birbirleriyle müjdeleşirler. Kalplerinde hastalık bulunanların ise, murdarlıklarına murdarlık katmıştır. Ve kâfir olarak ölmüşledir. ( Tevbe 9: 124, 125).”
Aşağıda da görüldüğü gibi ayetin bazı kitaplardaki mealleri şöyledir:
1-“Allah doğru yolda yürüyenlerin yürüyüşlerini sağlamlaştırır. İyilik, güzellik ve doğruluktur baki kalan. Rabbinin katında hem mükâfat bakımından daha erdemli, hem de sonuç itibarıyla daha iyi olan budur” (R. İhsan Eliaçık, Yaşayan Kur’an).
2-“Öte yandan Allah, doğru yola yönelen kimseleri doğru yola sebatlı kılar; ve (insanoğlunu) verimli ve kalıcı ürünleri olan erdemli ve yararlı davranışlar, senin Rabbinin katında hem karşılık olarak daha iyi, hem de kazanç olarak daha üstündür” (Mustafa İslâmoğlu, Hayat Kitabı Kur’an).
3-“Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır” (Elmalılı M. H. Yazır, Hak Dini Kur’an Dili-Azim Dağıtım).
4-“Allah, hidayete yönelenleri, hidayete iletir. Yapılmış iyi ve yararlı işler Rabbinin yanında hem karşılık bakımından hem de sonuç bakımından daha hayırlıdır” (Erhan Aktaş, Kerim Kur’an).
5-Allah yola gelenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan yararlı işler, Rabbinin yanında hem mükâfat bakımından daha iyidir, hem varılacak yer bakımından daha iyidir (Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali).
6- “Allah, hidayet yoluna giren kimselerin hidayetini artırır. Salih bakiyeler ise Rabbinin katında sevapça da hayırlıdır; dönüp gidilecek yer de hayırlıdır” (Prof. Dr. Mahmut Özdemir, Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali).
Meallere baktığımızda ayetin ilk cümlesi olan “ve yezidullahulleziynehtedev huden” kısmının çevirisinde farklılıklar görülmektedir. Ayetin diğer kısımları, bazı küçük farklılıklar olmasının yanında genellikle aynı şekilde çevrilmiş. Söz konusu kısımda iki kez “hidayet” kavramı geçince, cümleyi kurmakta zorluk çıkmış. Bu zorluğun çıkması meallerden de anlaşılmaktadır. O kısmın çevirilerini alt alta dizip yukarıdaki sıraya göre bakalım:
1-“Allah doğru yolda yürüyenlerin yürüyüşlerini sağlamlaştırır.(R. İ. Eliaçık)
2-“Öte yandan Allah, doğru yola yönelen kimseleri doğru yola sebatlı kılar(M. İslamoğlu)
3-“Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir.(Elmalılı)
4-“Allah, hidayete yönelenleri, hidayete iletir.(E. Aktaş)
5- Allah yola gelenlerin hidayetini artırır.(S. Ateş)
6- “Allah, hidayet yoluna giren kimselerin hidayetini artırır.(M. Özdemir)
Hidayete eren bir kimsenin hidayeti artar mı? Ayette çoğalma, artma, ziyadeleşme anlamlarındaki “ziydu” kelimesi kullanıldığına göre, ilk akla gelen artmak olur. Zaten yazarların çoğunluğu söz konu olan hidayetin arttığını düşünmüşler. Fakat az önceki soru da önemlidir; hidayet artar mı? Sıraladığımız meallerde bazı yazarların bunu düşünüp farklı yazdıklarını görüyoruz; Eliaçık: sağlamlaştırır; İslâmoğlu: sebatlı kılar; Aktaş: iletir. Sağlamlaştırmak, sebatlı kılmak, iletmek; bu üç fiilden “iletmek” kelimesi bir ziyadeleşme, bulunan halin üstüne çıkma, çoğalıp kuvvetlenme, sağlamlaşma anlamlarını içermez. “sağlamlaştırmak” ve “sebatlı kılmak” ifadeleri birbirine çok yakındır ve “ziyadeleşme” anlamını içeririler diye düşünüyorum. Bunu böyle ifade ettikten sonra, şunu söylemek isterim: konu ile ilgili geriye kalan beş anlam tercihi garantili ve risksiz bir yaklaşımı, farklı iki tercih ise riskli fakat anlam ve maksat bakımından daha kuvvetli olan yaklaşımı temsil ediyorlar. İkisi de çok değerli ve görüş bakımından isabetli olduğu kanaatindeyim.
Ayetin ikinci cümlesinde “hayr” kelimesi de iki kez geçmektedir, fakat “hidayet” bağlamındaki gibi, artma/çoğalma anlamında değil, o, iki ayrı hayrı; sevapça ve dönüp gidilecek yeri anlatma bağlamında kullanılmıştır.
Bir insan için önemli olan hidayete yani Allah’ın dosdoğru yoluna erişmektir. Hidayet, hem yapılanları hayırlı duruma getiriyor hem hayırlı bir sonuç, hayırlı bir yer, yani cenneti kazandırıyor. Bence bu bölümün en önde gelen dersi hidayettir: yani insanın mümin ve Müslüman olarak yaşayıp cenneti hak etmesi…
Sonuç olarak başlıktaki soruya şu cevabı verebiliriz: sağlam ve sebatlı hidayet; rabbin katında hayırlı görülen salih bakiyeler üretmeyi sağlar, bu da sevapça ve dönülecek yer olarak en hayırlı olanına yani cennete kavuşturur…