AdiLMedya – Diyarbakır Newrozuna ve ondan biraz öncesine kadar belli bir kesim dışında hiçkimse HDP’nin seçimlere parti olarak gireceğini tahmin etmiyordu.O gün yani Newroz günü, Öcalan tarafından herhangi bir şekilde seçimlere bağımsızlarla girilmesi yönünde bir çağrı yapılmayınca,HDP’nin parti olarak seçimlere katılacağı netleşmiş oldu.
Bunda, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın almış olduğu oy oranının ciddi bir etkisi vardı kuşkusuz.
Kamuoyu genel itibariyle İlk başlarda,HDP’nin barajı aşabilme ihtimalini çok düşük görüyordu.Zamanla beklentinin üzerinde olumluya doğru bir gidişat kendini göstermiş olsa da gelinen aşamada hala kesin bir dille HDP’nin barajı aşacağını söylemek pek mümkün gözükmüyor.Öyle ki şuan için yarı yarıya bir ihtimal sözkonusu,daha doğru bir ifadeyle yüzde 60 geçecek yüzde 40 geçemeyecek denilebilir.
Haziran seçimi ve barajla ilgili olumlu- olumsuz senaryolar üzerinden, seçim sonrasına dair çeşitli değerlendirme ve analizler yapılıyor.
Olumsuz senaryo neticesinde yaşanacakları biraz daha fazla düşünmek ve öncelemek, son derece tabiidir.Zira böyle bir durumda Türkiye’yi son derece krtik ve zorlu bir süreç bekleyecek,belki de kırılma noktası olacaktır.
Ayrıca spesifik olarak, HDP açısından seçim sonrasına dair nasıl bir tablonun oluşabileceğini şöyle etraflıca değerlendirmekte fayda vardır
Olumlu senaryo gerçekleşirse,ne ala diyeceğiz.HDP’nin başarısı; cunta yasasının getirdiği seçim barajnıı tarihin çöplüğüne atacak,otoriterliğin sınırlarını zorlamış AKP’nin ilerleyen süreçte diktatöryalleşmesini engelleyebilecek,Kürt hareketinin silahlı mücadele yerine siyasi mücadele verme yönündeki eğilimini güçlendirecek ve daha bir sürü hayırlı gelişmelerin kapısını sonuna kadar aralayacaktır.
Ancak özellikle seçim gerçeğini iyi okuyabilme ve seçim sonrasında yaşanacakları bugünden öngörebilme adına,bir de madalyonun öteki yüzü unutulmamalıdır.Ne yazık ki madalyonun öteki yüzünün,hiç de iç açıcı bir tarafı yoktur.
HDP meclis dışında kalacak…
AKP büyük ihtimalle anayasayı tek başına değiştirebilme gücünü elde edecek ve başkanlık rejimini getirmesinin önünde artık hiçbir mani kalmayacak.
Kürtler’in parlamentodaki temsiliyeti ortadan kalkacağı için,eski savaş günlerine dönme tehlikesi her an ensede hissedilecektir .Nasıl ki Kürtler’in meclise girmesi savaş döneminin tam anlamıyla kapanması doğrultusundaki fikriyatı ayakta tutacaksa,yine parlamento dışında kalmaları da eski savaş yıllarının tekrar hortlama riskini beraberinde getirecektir.Silahı bırakıp siyaset yapın dedikten sonra, kürtler’i yüzde 10 barajı gibi hiç de adil olmayan bir hukukla meclis dışında bırakmak,gerçekten yaman bir çelişkdir.
Bunun yanında Kobani olaylarına benzer kaotik bir sürecin tezahür etme olasılığı çok büyüktür,hatta herkesin muhtemel gördüğü bir olasılıktır.
Seçimlere parti olarak girme kararı alan HDP,olumsuz senaryonun gerçekleşmesi durumunda hemen seçimden sonra bir hayıflanma yaşayabilir mi acaba? Bu hayıflanmayı yaşama ihtimali,barajın altında kalma ihtimaliyle doğru orantılıdır.
HDP seçime parti olarak girmek yerine bu sefer de bağımsız adaylarla girmeyi tercih etseydi, bir sonraki seçimlerde demografi faktörünün yardımıyla dahi barajı zorlanmadan aşabilecekti.
Henüz çok yeni olan HDP projesini,bu kadar hızlı ve aceleyle belli bir rotaya yönlendirmekten ziyade emin ve sağlam adımlarla ilerleme yöntemi denenemez miydi?
Barajı geçtiği takdirde en 20 milletvekili sandalyesi kazanacak,kaybettiği takdirde ise elindeki 35-40 milletvekili sandalyesini kaybetmiş olacak.Yani, dimyata giderken eldeki bulgurdan olacak.AKP iktidarı gözü dönmüş bir canavar olduğundan,elbette böyle bir fırsatı çok iyi kullanacaktır.
AKP tek başına iktidar olma ihtirasıyla yanıp tutuştuğu için,haziran seçimlerinde her türlü hile ve entrika planını devreye sokacaktır.HDP’nin bıçak sırtında olması,AKP’nin yapacağı hilelerin yeterince deşifre olmasına müsaade etmeyebilir.
Nitekim KCK yürütme konseyi üyesi Murat Karayılan’’HDP yüzde 10 veya 11 gibi bir oy alırsa barajı geçemez, çünkü AKP, HDP’yi baraj altında bırakmak için mutlaka hileye başvuracaktır. Dolayısıyla HDP gerçekte en az yüzde 12 almalı ki AKP’nin hileleriyle başedebilsin’’ ifadesini kullandı.
Baraj sorunu kesinlikle HDP’nin ve diğer mağdur partilerin sorunu değildir,sistemin dolayısıyla AKP hükümetinin bir sorunudur ve ayıbıdır.Kimse HDP’yi almış olduğu karardan ötürü yargılamaya kalkmamalıdır,cunta rejimini ve onun bugünkü taşeronu sayılan AKP iktidarını yargılamalıdır.
Sadece HDP’nin almış olduğu kararın seçimden sonraki süreçte pişmanlığa yol açıp açmayacağı noktasında bir tartışma yürütülebilir,bunu yaparken de katiyetle HDP’yi suçlayıcı bir üsluptan imtina edilmelidir.Eleştiriler en fazla ’’Böyle yapılsaydı,daha iyi olmaz mıydı’’ tonunda olmalıdır.
Çünkü HDP’nin yaptığı cesurca ve demokrasinin önünü açıcı bir hamledir,her cesaret gerektiren işte olduğu gibi doğaldır ki HDP’nin parti olarak girme kararını almış olmasında da ciddi riskler barınmaktadır .
7 haziran seçimlerine on gün gibi çok az bir zaman kaldı.Ümit edelim ki barajlara,hilelere ve her türlü haksızlığa rağmen 8 haziran sabahına çok güzel bir şekilde uyanırız…
Ahmet Ürün