-Yoksa Bizler Maskeli Katiller veya Kendi Bedenlerini Parçalayan Mazoşist miyiz?-
Bir önceki makalemizde Gazze örneğinden kalkarak günümüz Müslümanlarının güç karşısındaki utanç verici tutumlarından söz etmiş ve bu utanç verici tutumun sadece bugüne özgü olmadığını, tüm zamanların baskın algısının bu yönde tecelli ettiğini ifade etmiştik. Bu yazımızda da konuya kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Tarihte yaşananlara şöyle bir göz attığımızda, olanların, baskı, şiddet ve zulmün boyutunun bugün bile insanın tüylerini diken diken ettiğini söyleyebiliriz. Örneğin Emevi iktidarının ilk elli yılı boyunca cuma hutbeleri dâhil her ortamda Hz. Ali’ye ve ehli beytine lanetler okuyup küfürler etmek, onları aşağılamak bir devlet politikası ve uygulaması haline getirilmişti. Peygamber, Mescidinde bile bu tür küfür ve aşağılamalar sürekli tekrarlanmış, iktidarı tenkit etmek ve yanlış yolda olduğunu söylemek kişinin öldürülmesi için yeter sebep haline gelmişti. Zaten, içte ve dışta yapılan savaşlar nedeniyle sayıları oldukça azalan Peygamber çizgisindeki Sahabi ve Tabiun bu baskılar karşısında içlerine kapanmışlar, seslerini çıkaranlar acımasızca cezalandırılmış, hatta öldürülmüşlerdi. Sorgusuz ve yargısız infazlar imparatorluğun özelliği haline gelmişti. Muaviye’nin ve valilerinin ağzından çıkanlar kanun haline gelmiş, dönemin valilerini yaptığı haksız uygulama, baskı ve şiddet nedeniyle protesto edenlerin elleri ve dilleri kesilmiş, elebaşları olarak adlandırılanlar katledilmişti.(1)