Açıklamada değinilen bir başka nokta, konuşmaların Mavi Marmara’dan geldiği bilgisiyle ilgili oldu. İlk skandal ses kaydında geçen tek makul, akla yatkın cümleyi söyleyen sesin sahibi Hüveyde Arraf bir açıklama yaparak, kendisinin o cümleyi söylediğini, ama Mavi Marmara’da değil Challenger 1 gemisinde bulunduğunu açıklamıştı. Ordu, açıklamada Mavi Marmara iddiasını geri çekti ve “Bu açık bir radyo kanalı, başka gemilerden de mesajlar var” dedi. Açıklamada konuşanların hangi gemiden olduklarını belirtmedikleri ve hangilerinin Mavi Marmara’dan geldiğinin ayırt edilemediği ifade edildi.
Madem açık kanal, gemilerden geldiği ne malum?
İsrail ordusunun açıklaması, ses kaydının Filistin yanlılarına karşı kullanılmasını iyice güçsüzleştiren bir ifşaatta bulunmuş oldu. Mesajların gönderildiği radyo kanalının açık olması, söz konusu ifadeleri herkesin, (çok ama kötü çalıştığı anlaşılan) İsrail ordusu propaganda biriminden bir İsrail askerinin de söyleyebileceği anlamına geliyor.
Yine mi montaj?
Ancak daha önemlisi, yeni ses kaydının da montaj olduğu iddiası. Özellikle “11 Eylül’ü unutmayın” diyen sesin İngilizce’yi Türk aksanı bir yana, ağır bir güneyli (güney ABD’li) aksanıyla konuşuyor olması, ses kaydının inandırıcılığına gölge düşürmeyi sürdürüyor.
Ayrıca Hüveyde Arraf yeni kaydın ardından bir açıklama daha yaparak bir tek Challenger 1 gemisinde kendisinin radyodan konuştuğunu, diğer tüm gemilerde sadece kaptanların, çok profesyonel bir dille konuştuğunu söyledi.
Radyo konuşmalarını kendilerinin de kaydettiğini söyleyen Arraf, İsrail askerlerinin bu belgelere el koyduğunu belirtiyor.