AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Trabzon ve Rize’deki temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, hizmet yolunda durmadan yola devam ettiklerini söyledi.
Aşk, heyecan ve coşkuyla, millet için bu yolda gece gündüz demeden ilerleyeceklerini dile getiren Erdoğan, ”Bu yolda durmak yok, yorulmak yok… Kim ne derse desin, asla ulusal ve uluslararası bazda, tarihte dedelerimiz ne yaptıysa biz de o anlayışla, onların yaptıklarını yaparak bu yola devam edeceğiz” diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:
Erdoğan, sözü Gazze konusuna da getirdi. Erdoğan, ”Bize diyorlar ki ‘Türkiye’nin Orta Doğu’da ne işi var, Filistin’de ne işi var? Gazze ile Türkiye neden ilgileniyor?’ deniliyor. Bunu söyleyenler açık açık ifade ediyorum; bu ülkenin tarihinden nasibini almayanlardır.
Niye girdik biz NATO’ya? Demek ki bir şeyler yapmamız lazım. BM Güvenlik Konseyi’nde ne işimiz vardı? Niye girdik, 47 yıldır girmeyenler gibi biz de girmeyebilirdik. Girdik, niçin? Eğer bu dünyanın bir ülkesiyseniz, kendinizi yok kabul etmiyorsanız, bir yerlerde sizin de bir göreviniz var. Tarihin sizlere yüklediği bir mesuliyet var, sorumluluk var. Bu milletin sizlere emanet ettiği bir sorumluluk var. Bunları yerine getirmek zorundasınız. Eğer 16 milyon insan size oy veriyorsa seçmen olarak, yapmanız gerekenler var. İşte 16 milyonun emrini biz yerine getiriyoruz, yaptığımız budur” diye konuştu.
Ankara’ya mahkum bir siyaseti icra etmek için iktidar olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
”Biz 780 bin kilometrekarede icrada bulunacak bir iktidar olarak geldik. Biz, 73 milyonu huzura, refaha ulaştırmak için iktidar olduk. Biz, etnik milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, bölgesel milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, dinsel milliyetçilik için gelmedik. Biz, tüm 73 milyonun iktidarıyız. Biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının iktidarıyız. Biz her inanç mensubunun bu ülkede eşit mesafede olan iktidarıyız. Biz bunun için buradayız.
Zira biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. 500 yıl önce nasıl İspanya’dan kovulan Musevilere sahip çıktıysa bizim dedelerimiz, bugün de biz Filistin’de, oradaki kardeşlerimize sahip çıkıyoruz. Olay bu. Onu yaparken niçin yapıyorsunuz?’ demedi kimse. Batılıların Musevileri kovduğu zaman da bizim ecdadımız Musevilere sahip çıktı. Şimdi ne diyor o Musevilerin geride kalan varisleri biliyor musunuz? ‘İkide bir bize ‘bunu çaktırmayın’ diyorlar. Biz size tarih dersi veriyoruz. Çaktırmıyoruz. Olay bu…”
Başbakan ERdoğan, dün Gürcistan, Irak, Darfur için nasıl seslerini yükseltilerse, bugün de Filistin için aynısını yaptıklarını belirterek, Türkiye’nin Haiti’deki depreme, Şili’deki felakete nasıl seferber oldularsa, bugün de Gazze için seferber olduklarını, ”Gazze için yüreklerini ortaya koyduklarını” dile getirdi.
Herkes Gazze’ye sırtını dönebilir. Ama Türkiye dönemez. Herkes Filistin’i kendi kaderine terk edebilir ama Türkiye terk edemez. Herkes Orta Doğu’daki yangına, katliamlara sessiz, tepkisiz kalabilir ama biz kalamayız. Eğer kalırsak, eğer yaşananlara göz yumarsak, eğer çocukların katledilmesine herkes gibi seyirci kalırsak o zaman ben Rize’ye gelemem. Rize’li kardeşlerimizin önüne anlımız ak çıkamayız, aziz hemşehrilerimize hesap veremeyiz. Biz bu milletten çok kutsal bir emanet devraldık.”
‘Türkiye’nin ekseni kayıyor, Türkiye batıdan kopuyor, Türkiye yön değiştiriyor’… Akıllarınca bizi tehdit ediyor, bizi hakkı savunmaktan, doğruyu söylemekten vazgeçireceklerini zannediyorlar. Buradan İsrail destekli uluslararası basına da yurt içindeki taşeronlara da açık açık sesleniyorum; Türkiye başka ülkelere benzemez. AK Parti iktidarı başka iktidarlara benzemez. Neyle tehdit ederseniz edin dik duracağız, dikleşmeyeceğiz ama onurumuzla kimseyi oynatmayacağız. Bunu böyle bilin.”
”Statükodan beslenenler var. Nifak tohumlarından rant elde edenler var. Şehit cenazelerini istismar ederek oy toplama gayreti içinde olanlar var.
Şehitler musalla taşında sadece dua bekler, slogan değil. Cenaze namazları slogan atma yeri değildir. Önce bunu onların liderlerine hatırlatıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığına bir müracaat edin de size cenaze namazlarının edebini, adabını bir öğretsinler. Siyasi işaretlerin yapıldığı yer de değildir. Şehitler dua bekler ama bu idrakin içerisinde olmayanlara biz ne diyelim? Bunların hepsini kendileri için siyasi bir rant aracına dönüştürmek istiyorlar. Bunlar bayrağımızı da şehitlerimizi de istismar ediyorlar. Türkiye’nin değişimine, dönüşümüne, büyümesine, kalkınmasına da onlar karşı çıkıyorlar, onlar engel çıkarıyor.”
Erdoğan, ”Televizyonları izliyorum, zaman zaman insanın çıldırası geliyor. Bakıyorsunuz bir tanesi çıkıyor diyor ki ‘Sayın Başbakan olay oldu, ardından Grup Toplantısında güzel bir konuşma yaptı ama ondan sonra bu olaya değinmesine gerek yok.’ Yahu insaf. Dünyanın çenesi duruyor mu? Dünya bu olaylar karşında sessiz kalacak, onlar susmayacak, biz haklı olduğumuz bir olayda haksızlığa mahkum edilmeye doğru gidiyoruz. Yanınızda monşerlerle çıkıyorsunuz, konuşuyorsunuz. Monşerler adeta bize diplomasi dersi vermeye kalkıyor, siz onlara karşı bir şey diyemiyorsunuz, bize ‘sus’ diyorsunuz. Nasıl susarız?” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ”Biz onlar gibi rahat değiliz. Bizim yüreğimiz kan ağlıyor ama onların böyle bir derdi yok. Onlar rahatlar. Onlar ‘dünya kazan biz kepçe’ mantığıyla değil, onlar rahat koltuklarında otursunlar, rahat malum yerlerinde otursunlar. Bir gece bir yerde, bir başka gece bir başka yerde, farklı şekilde, o biçim hayatlarını sürdürsünler ondan sonra gelsinler dünyayı konuşsunlar. Bizim öyle bir yaşamımız yok. Biz bu konuda farklıyız. Biz dertliyiz dertli. Mevlana’nın diliyle ‘dertli olmayan deva olmaz’, bunu böyle biliniz.