Tarih içerisinde her daim garip garip kutsallıklar yaratmışız kendimize!
Başkasının kutsalını da, tahribe uğratmadan da durmamışız çoğu zaman!
Şahsiyetleri kutsallaştırmışız, toprakları kutsallaştırmışız, devletleri, hata savaşanları, vatanı, bayrağı, flamaları, ritüelleri, sembolleri…
Ve tabii ki dinleri kutsallaştırmışız.
Konuşmaz hale getirmişiz. Sorgulanmasını dahi haram saymışız.
Galibi sadece “insan”ı ve “hakları”nı kutsallıktan çıkarmışız.
Kutsal olması gerekirken!
Eli vicdanında kime sorarsanız sorun! Vatanınızı mı, bayrağınızı mı, toprağınızı mı, milletinizi mi veya dininizi mi daha çok seviyorsunuz?
Yoksa eşinizi mi, sevgilinizi mi, anne-babanızı mı, ya da çocuğunuzu mu?
Evet, daha çok kimi seviyorsunuz?
Elinizi vicdanınızdan kaldırmadan bu soruya çoğunuzun; “Sevgilimi ya da çocuğumu daha çok seviyorum” dediğini duyar gibiyim.
Bu da gayet doğal ve fıtridir.
Zaten böyle bakmayan adam hastalıklıdır.
Bu şekil de bakmayan beyinler; çoktan! otorite, güç ve servet kölesi olmuşlardır. Çünkü bu durum delilik ve vahşilik ötesi bir durumdur.
Bana sorarsanız, kim olursa olsun, insanı sevmek lazım. O’nu merkeze almak lazım. Hiçbir şeyi ona değişmemek lazım.
Çünkü din (inanç) dahi insan için…
Allah’ı sevmek istiyorsak öncelikle insanı sevmemiz gerekir.
Çok tuhaf bir şey değil mi?
Allah insanı merkeze koyuyor. Bazıları Allah’ı bile takmıyor.
Ve çok daha gariptir ki; bunu açık yüreklilikle söyleyecek entelektüel cesaret bile yok çoğumuz da…
Galiba biz, entelektüel derinliği olmayan entel korkaklarız…
Bizde en çok sevilen vatan sevgisidir.
Peki; bu toprak parçasını neden seviyoruz.
Bu topraklarda doğduğumuz için mi?
Başka yerde doğsaydık orayı mı sevecektik?
Demek ki bu vatanı kendi irademizle, düşüncemizle seçmedik. Tamamen tesadüfî…
Pek nihayetinde! Hindistan, Bangladeş, Afrika veya Atlantik’te de doğabilirdik.
Aslında dünya topraklarında sınır diye bir şey yok.
Dünya hepimizin vatanı!
Herkesin, hepsini kullanma yetkisi var.
Bunu bizlere Allah vermiş. Sınır koyan bizleriz!
Umarım bir gün sınırlar ortadan kalkacak.
O zaman insanlar rahatlayacak.