İstanbul, Kocaeli, Urfa, Antalya gibi illerde aile sağlığı merkezlerine gönderilen “FETÖ anketi”ne sağlık çalışanlarından tepki geldi.
Zülal KOÇER
İstanbul
İstanbul, Kocaeli, Urfa, Antalya gibi illerde aile sağlığı merkezlerine gönderilen “FETÖ anketi”ne sağlık çalışanlarından tepki geldi. Sağlık emekçilerinin, Gülen Cemaati’yle ilişkisi olup olmadığının test edildiği anketin fişleme niteliği taşıdığını ifade eden sağlık örgütü temsilcileri, bir zamanlar devlet teşviğiyle açılmış okullarla, dershanelerle, kurulan bankalarla ilişkisi olduğu için kimsenin suçlanamayacağını dile getirdi.
Önce İstanbul’daki sağlık çalışanlarına gönderilen ancak Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Valiliği tarafından yalanlanan anket, daha sonra başka illerdeki sağlıkçılara yollanmaya başlandı.
“Fethullahçı terör örgütü ile ilgili personel beyan formu” başlığını taşıyan formda sağlıkçılara, Bank Asya’da hesaplarının olup olmadığı, Gülen Cemaati’yle ilişkisi olan okul, dershane olup olmadığı soruluyor. Formda, sağlık çalışanlarından Gülen Cemaati’yle ilişkisi olan personellerin isimlerini yazmaları da isteniyor.
‘FİŞLEME YÖNTEMİDİR’
Gazetemize konuşan SES Eş Başkanı Gönül Erden, gönderilen bu yazılarla “Aslında biz bildiklerimizi gönderdik sizin de bildikleriniz varsa bize bildirin” denildiğini belirtti. Bu ve benzeri formların bir çok yere yollandığını bildiklerini söyleyen Erden, “Bu ihbar sistemini geliştiriyor. Bu tür formlar kişileri fişleme yöntemidir” diye konuştu. Erden bu konuyla ilgili Başbakanlık Müsteşarlığı’na, Devlet Personel Daire Başkanlığı’na, Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı’na ve Kamu Hastaneleri Kurumu’na yazı yazarak, “Bunun anayasayı ihlal etmek olduğunu, kişinin din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını, bunlardan dolayı suçlanamayacağı, bunun kişinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu ve hiçbir şekilde ihlal edilemeyeceğinin anayasada mevcut olduğunu” belirttiklerini söyledi.
BU KURUMLAR DEVLET DENETİMİNDEYDİ
Bank Asya’ya para yatırma veya kredi çekmenin, Milli Eğitim ve mevcut siyasi iktidarın denetimi ve onayıyla açılan dershanelere, okullarda öğrenim görmek veya çocuklarını göndermiş olmanın, mevcut anayasaya ve uluslararası sözleşmelere dayanarak açılan sendikalara üyeliğin bugün suç sayılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Erden, “Bunlar bu dershaneleri, bu okulları, bu bankaları açmak için; zamanında bu fotoğraf karelerine girmek için, bu kurdeleleri kesmek için birbirlerini itekliyorlardı, bir yarış halindeydiler. Bugün kendi aralarında ki iktidar çatışmalarından kaynaklı bütün bunların suç olarak kabul edilmesi bizim açımızdan kabul edilemez ve zaten bütün bunlar iç hukukta olmasa bile uluslararası hukukta hepsi geri dönecek” ifadelerini kullandı.
Sürecin tehlikeli bir noktaya geldiğini vurgulayan Erden “Bizim cephemizden de bu sürecin her geçen gün cadı avına dönüştüğü endişesi artmaktadır. Üyelerimizin somut bir delil olmadan açığa alınması endişelerimizi arttırıyor. Ama bu ihbar mekanizmasının şöyle bir tehlikesi var; yerellerde insanlar kendilerini güvene alabilmek için birbirlerini ihbar edecek. İkincisi kurum amirleri, müdürler, mülkü amirler kendini korumak için yereldeki memuru, emekçiyi fişleyecek, onu harcayacak” diye devam etti.
‘ÖNCE KENDİLERİNİN HESAP VERMESİ GEREKİYOR’
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel de, bu konuyla ilgili hukuksal bir değerlendirme yaptıklarını aktardı. Tükel “Birlikte çalıştığı meslektaşını ihbar etmeye yönelten bir sistem oluşturulmaya çalışılıyor. Adalete ve hukuka dayalı bir yaklaşım şekli olmadığı açık bunun” dedi.
Eğitim-sen Genel Başkanı Kamuran Karaca da, Gülen Cemaati yapılanmasına yıllardır dikkat çektiklerini, devlet kadrolarının cemaate teslim edildiğini söylediklerini ancak bu yüzden yine kendilerinin her türden saldırıya maruz kaldıklarını dile getirdi. Vaktiyle bu okul ve kuruluşların teşvik edildiğini, birçok AKP’li il ve ilçe yöneticisinin bu kurumların açılışlarında yer aldığını ve destek verdiğini söyleyen Karaca, “Devleti bunlara teslim edenlerin öncelikle kendilerinin hesap vermesi gerekiyor. Yoksa örgün bir cemaat yapılanmasının dışında sadece devlete güvenerek çocuğunu gönderen insanların suçlanması asla kabul edilemez” şeklinde konuştu.
ALÇIN: ÇALIŞMA İKLİMİ BOZULACAK
İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve gazetemiz yazarı Doç. Dr. Sinan Alçın da, “Bugün hesap açmanın bile suç sayıldığı banka zamanında mevcut iktidar bileşenlerinin tamamının da desteğiyle kurulmuştu. Bu durumda halk eğer kandırılmışlarsa örgüt üyesi olmakla suçlanmış olması şaşırtıcıdır. OHAL’den görev çıkartıp savcılığa soyunan bazı kamu yöneticileri çalışanlarına zorla istihbarı formlar doldurtmakta ve mesai arkadaşlarını ihbara teşvik edilmektedir” diye konuştu. Bu tür forma ve anketlerle çalışma ikliminin bozulacağı uyarısı yapan Alçın şöyle devam etti: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin askıya alındığı, gazetecilerin darbedilerek gözaltına alındığı, el konulan şirketlerin alacaklarında her hakkın saklı olduğu ancak şirketin borçlarında 60 günlük başvuru ve muhtemelen ‘temiz kağıdı’ istenecek olduğu ‘olağanüstü’ dönemde, doğaldır ki kurunun yanında yaş da yanacak ve kamu idarelerinin istihbarat ve işbirlikçilik formları karşılığını bularak çalışma iklimi bütünüyle bozulacaktır.”
5 SORUDA CEMAAT TESTİ
Tüm aile hekimleri, aile sağlığı elemanları ve personeller tarafından doldurulması istenen “Fethullahçı terör örgütü ile ilgili personel beyan formu” başlığını taşıyan formda çalışanın kişisel bilgileri istenirken, sağlıkçılara şu 5 soru yöneltildi:
* Bank Asya bankasına tasarruf mevduat hesabı açıp, hesaba para yatırıp yatırmadığınız? Hesap açtıysanız, hesabınızı hangi amaçla açtınız? Hesabınızı kapattıysanız hangi tarihte kapattınız?
* Siz FETÖ/PYD okullarında okudunuz mu? Ya da çocuklarınız okudu mu?
* FETÖ/PYD’ye ait olan Zaman, Sızıntı ve Gonca gibi gazete ya da dergilere üyeliğiniz var mı? Var ise üyeliğinizi hangi tarihte sonlandırdınız?
* Yurtdışına çıktınız mı? Çıktıysanız hangi amaçla çıktınız ve hangi tarihte ya da hangi yıl çıktınız?
*Çalıştığınız kurumda FETÖ/PYD aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olduğunu bildiğiniz personelin olup olmadığına dair beyanınızı yazınız.
Aile Sağlık Merkezlerine gönderilen formda, sağlık çalışanlarından çevrelerinde Gülen Cemaatiyle ilişkisi olduğundan şüphelendikleri kişileri de ihbar etmeleri istendi. Yazıda yer alan “Kimsenin göremeyeceği şekilde kişisel olarak kapalı zarf ile tarafımıza iletilmesi” ifadesi de dikkat çekti.