Referandumda ‘evet’ diyeceklerini açıklayan Diyarbakır’daki sivil toplum örgütlerini ‘ahlaksızlık’la suçlayan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a tepki yağıyor. ‘Evet’ çağırısında imzası bulunan Diyarbakır’ın en büyük sivil toplum kuruluşları Demirtaş’ın açıklamalarını ‘talihsiz’ olarak değerlendirdi.
Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu, BDP Genel Başkanı Selahttin Demirtaş’ı Pol Pot’a benzetirken, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, “Böyle bir yakışıksız üslupla yaklaşmanın, farklı düşüncelere tahammül etmeme geleneğinin devam ettiğinin göstergesidir” diye konuştu.
HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel Türkiye’nin farklı bir süreçten geçtiğini belirterek, “Önümüzde bir anaya değişikliğinin onaylanması var. Bu konuda toplumda kanaat önderlerinin, sivil toplum kuruluşu ve siyasi partilerin farklı görüşleri var. Bu çok doğal ve demokrasinin gereğidir. Hepimiz aynı düşünmeyebiliriz. Zaten düşünmemiz de doğru değil. Farklılıklar olacak ki demokratikleşme olsun” dedi.
GÜNSİAD Başkanı Bedirhanoğlu da, STK’ların her zaman demokrasinin önemli bir unsuru olarak toplumda yer aldığını söyledi. BDP Genel Başkanı Demirtaş’ın açıklamalarının sorulması üzerine Bedirhanoğlu, şöyle konuştu:
“Referandumda tavrımızın ‘evet’ olacağını açıkladık. Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Bunu insan hakları geleneğinden gelen birisinin söylemesi ayrı bir talihsizliktir. Böyle bir yakışıksız üslupla yaklaşmanın, farklı düşüncelere tahammül etmeme geleneğinin devam ettiğinin göstergesidir. Toplumsal karşılığımızın olup olmadığına gelince, şunu net biliyoruz ki bildiride imzası olan STK’lar özel sektörde istihdamın yüzde 100’üne yakınını temsil ediyor. Bizler kimsenin arka bahçesi değiliz. Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bazı açıklamalarımızdan hükümetin de çok rahatsız olduğunu biliyoruz.”
“Hem demokrat diyeceksin, hem çoğulculuk diyeceksin ama farklı düşüncelere tahammül göstermeyeceksin. Dolayısıyla demokrasi talebinizin inandırıcılığı olabilir mi ?” diye soran Bedirhanoğlu, Demirtaş’ın açıklamalarını anti demokratik bir yaklaşım olarak gördüklerini kaydetti.
Bedirhanoğlu, “Biz açıklamamızda Diyarbakır’ın sesiymişiz gibi bir ifade kullanmadık. STK’lar olarak demokratik hakkımızı kullanarak inandığımız ve doğru bulduğumuz bir olay karşısında geçmişte olduğu gibi be meselede de tavrımızın ne olduğunu kamuoyuyla paylaşma gereği duyduk.”
BPD’nin STK’ların açıklamalarını tepki göstermesini anlamakta zorlandıklarını dile getiren Bedirhanoğlu şunları söyledi:
” Bu konuda siyasi partilerin kendi aralarındaki polemiklere bölgedeki STK’ları almamalarını talep ediyoruz. Sonra ayrıca itham edici yaklaşımlardan herkesin uzak durmasını istiyoruz. Geçmişten buyana kendisinden farklı düşünenlere hain, ajan, işbirlikçi ve farklı bir takim değerlendirmelerin artık çağımıza uygun değerlendirmeler olmadığını, yakışıksız ve ayıp değerlendirmeler olarak düşünüyoruz. Herkesin demokrasiye saygı göstermesini bekliyoruz. “
Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu, BDP Genel Başkanı Selahttin Demirtaş’ı eleştirdi. Ebedinoğlu, şöyle dedi:
“BDP Genel Başkanı sayın Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır STK başkanlarını kastederek yaptığı açıklamayı üzüntüyle karşılıyorum. Siyasi partilerin amacı, hizmet etmek istediği toplumun refah düzeyini yükseltmek ve tüm demokratik hakların kullanılmasına katkı sunmaya yönelik olmalıdır. Soruyorum; sayın Demirtaş bu amacın ve anlayışın neresindedir? Bugüne kadar halkımızın refah düzeyinin yükselmesi için ne yapmış, hangi projeleri ortaya koymuş veya hangi vizyondan bahsetmiştir? Demokrasiden söz eden bir siyasi parti genel başkanın bize karşı takındığı bu tutumuyla, ‘Benim gibi düşünmeyene yaşam hakkı yoktur’ anlayışı içerisinde eksen kayması yaşayarak, ‘Pol Pot’ zihniyetine doğru yol aldığı söylenemez mi?”
Ebedinoğlu, kendilerine bağlı olan üyelerine karşı sorumluluklarının gereği olarak inandıkları doğruları söylemekle mükellef olduklarını anlatırken şöyle konuştu: “Yaşanan tüm acılardan nasibini almış bölgenin insanlarıyız, kendi düşüncelerimizi ifade etmekte özgürüz, hiç kimse bizim irademizin üzerine ipotek koyamaz. Belki de ilk defa bir sivil anayasanın hazırlanmasına vesile olacak 12 Eylül referandumunda ‘Evet’ demeyi, yine üyelerimize ve Diyarbakır halkına karşı sorumluluğumuzun bir parçası olarak görmekteyiz. Sayın Demirtaş’ın kullandığı ‘ahlaksızlık’ kelimesini demokratik anlayışa sığdırabilmek mümkün değildir. Kendisine aynen iade ediyorum.”
Kızıl Kmerler adlı gerilla teşkilatının kurucusu, asıl adı ‘Saloth Sar’ olan Pol Pot, Kolombiya’nın Kompong Thom kentinde 1928’de çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Pol Pot, Demokrat Parti’ye hizmetlerinden dolayı Fransa’da elektronik eğitimi almak için burs kazandı. Fransa’da bulunduğu sırada komünizme ilgi duyan, Tito devrindeki Yugoslavya’da komunist gençlik kamplarında eğitim gören Pol Pot, eğitimini yarıda bırakarak Kamboçya’da öğretmenlik yapmaya başladı.
1963 yılında ise ormanlık bölgelere çekilerek Kızıl Kmerler olarak bilinen gerilla teşkilatını kurup organize etti. 1970’teki askeri ihtilal sonucu iktidardan uzaklaştırılan ve Kamboçya’nın kralı Sihanouk ile işbirliğine girerek askeri idareye karşı hareket başlattı ve 1975’te General Lon Nol yönetimindeki askeri idareyi devirerek başbakan oldu.
GERİLLAYDI DİKTATÖR OLDU
Başbakan olmasına rağmen bütün idareyi elinde bulunduran Pol Pot, birliklerinin başkent Phnom Penh’i işgal etmesiyle katliamlarını sergilemeye başladı. Şehirde yaşayan herkesi pirinç tarlalarında çalışmaya zorlayan Pol Pot, bütün okulları kapattı. Yaşlı-genç, çocuk-kadın-erkek ayırımı yapmaksızın binlerce insanı işkencehanelere dönüştürülen okullarda, komünist idareye karşı olduklarını itiraf ettirdikten sonra ölüm tarlalarına sürdü. 1979’da Vietnamlılar tarafından desteklenen Hun Sen önderliğindeki bir hareketle başkentten uzaklaştırılan Pol Pot ve Kızıl Kmerler, iktidarda oldukları süre içinde Kamboçya kaynaklarına göre yaklaşık 7 milyonluk nüfusun 3 milyon 300 binini katlettiler.