12 Eylül karikatürlerinden oluşan bir sergi hazırlığı içerisinde olduğunuzu biliyoruz? Kimler düzenliyor bu sergiyi, kimlerin desteğini aldınız?
Geçen yıl İzmir Devrimci 78’liler ile Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesinde geniş bir etkinlik düzenlemiştik. 2 arkadaş karikatür sergisi ile yer aldık bu etkinlikte. Orada gelecek yıl 12 Eylül faşist darbesinin 30. yılı, yüksek katılımlı bir sergi düzenleyelim dedik ve bu kararı geçen yıl aldık. Yaklaşık 3 ay önce duyurusunu yapıp karikatürleri toplamaya başladım.
Tabii konu belliydi. Her çizerin kendi dünya görüşü doğrultusunda çizgileri gelecekti. Birçok çizer arkadaşımızda o dönemi yaşamış kişiler. Çok genç arkadaşlarımızda katıldı sergiye. Gelen karikatürler belirli bir adette sergileneceğinden, ben sadece onun ayırımını yaptım.
Genelde sergiler belirli bir süre açık kalır. Bu da serginin belirli sayıda kişiye ulaşması demektir. Hem sergiyi kalıcı hale getirmek, hem de sergiyi izleyememiş kitleye ulaşmak için albüm yapıyoruz. En az 2 bin adet basacağız. Sergiyi 70 karikatürle açmayı düşünüyoruz. Albüm ise 90 karikatürden oluşacak. Ayrıca son dönemlerde önemli karikatür ustalarını yitirdik. Bu ustalar 12 Eylül öncesi ve sonrası çizdikleri karikatürler yüzünden bedeller ödedi. Onları da atlamadık. Yitirdiğimiz bu ustalardan, bu konuda çizdikleri 30 karikatürle albümde yer alacak. Bir de o döneme ait fotoğraflar yer alacak.
Karikatürün konularını; barış, demokrasi, ezilenden yana, sömürüye karşı olmak vb. gibi sıralarsak, bunları yok eden bir darbe olduğunu düşünüyorum. Yani karikatürün ve karikatürcünün ürettiklerinin karşında askeri darbeyi görüyorum. 12 Eylül’de 1980’de savunduğumuz, hayallerini kurduğumuz, bunları çizgiye döktüğümüz umutlarımıza darbe yapılmıştır diyorum.
980 yılı İzmir Fuarında Barış Derneği standında karikatür sergisi açmış, canlı çizimler yapıyorduk. Darbeye burada yakalandık. Karikatürlerimiz bile standta mahsur kaldı. Sonrası o karikatürler ne oldu bilemiyorum.
Herkesin bildiği gibi baskıcı dönemler aslında karikatür ve diğer sanat dallarında patlama yapar. Karikatürde de öyle oldu. Özellikle Gırgır Dergisinden söz etmek gerek. 1980- 90 yıllarında satışı 500 binleri geçen dergi, Dünyada eşi görülmemiş bir kitleye ulaştı. Tabii dergi zaman, zaman yasaklandı, baskı gördü. Ayrıca bu dergi ülkemizde bir karikatürcü patlaması yarptı. Oğuz Aral adeta genç karikatürcüler ordusu kurdu! Daha sonraları bu tür dergiler çoğaldı. Karikatür yarışmalarında bir çok çizerimiz uluslararası yarışmalarda büyük başarılar elde etti.
Biz karikatürde evrenselliğe inanıyoruz. Mizahın çizgiyle yapılanı karikatürün, güldürürken, düşündürdüğüne inanıyoruz.
12 Eylül 1980 darbesinde, bir ülkenin kaderiyle oynanmış, binlerce kişi işkence görmüş, hapse atılmışsa, bir karikatürcünün de bu durum karşısında sessiz kalması düşünülemez. Sergiye katılan çizerler de bu sessizliği çizgileriyle bozmuş, halkıyla paylaşmak istemiştir.
Karikatürleri başta İzmir ve büyük kentler olmak üzere, darbenin 30.yılı nedeniyle Eylül ayı içinde 30 il ve ilçede sergilemeyi hedefliyoruz. Ayrıca yurt dışında sergilemek için girişimlerimiz sürüyor.