Cemalettin Kaplan Almanya’ya yerleşmişti. Orada “Anadolu İslam Federe Devleti”ni kurdu. Sakallı cübbeli militanları kapalı spor salonlarında tahta tüfeklerle nizami yürüyüşler yapıyordu. Devrin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, kendine göre birini bulmuştu. Kaplan’ı “Kara ses” diye isimlendirdi. Zavallı Laik/Kemalistler de Cemalettin korkusuna kapılıp rejime sahip çıktılar.
Doksanlı yıllarda “Türkiye Hizbullah”ı PKK ya karşı desteklenmişti. Muhtemelen “Hizbullah” adı özellikle tercih edilmiş, Lübnan Hizbullah’ının (Gerçek Hizbullah) ismi karalanmak istenmişti. Arkadan satırla saldırıyorlar, domuz bağıyla ve işkencelerle adam öldürüyorlardı.
Afganistan Rus işgalinden kurtulmuş, yeni Afganistan kurulmuştu. Ortaya birden Taliban çıktı. A.B.D. ve Pakistan desteğiyle şehir ve eyaletleri bir bir ele geçirdiler. Öldürdükleri ırkdaşlarının ve dindaşlarının ölü bedenlerinin sakallı yüzlerine nasıl tekme attıkları hala hafızamdadır.
El Kaide şimdi Suriye’de, Irak’ta, Nijerya’da, Libya’da, Yemen’de Reyhanlı’dadır. El Kaide Amerika’nın parasız askeridir. Çağrı (The Message) filminin yönetmeni Suriye asıllı Mustafa Akkad’ı onlara öldürttüler. Suriye’yi işgale zemin hazırlamak için defalarca kimyasalı onlara kullandırdılar. Şii-Sünni çatışmasının zeminini hazırlama görevini onlar üstlendi. El Kaide artık bir markadır. İsrail/A.B.D. icra ettiği terör faaliyetlerinde bu markayı kullanmaktadır.
Şimdi Hesap Zamanı
Türkiye’nin Ortadoğu politikasında Tayyip Erdoğan’ın geri çekildiğini, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı’nın ise öne çıktığını görüyoruz. Tezkere konuşmasında İsmet Yılmaz, “Masum insanı öldüren; adı El Kaide olsun, adı El Nusra olsun, adı PKK olsun, adı ne olursa olsun hepsi terör örgütüdür.” bile dedi. Türkiye geç de olsa durumu toparlama yoluna girmiştir. Köklü bir devletin tek kişinin şahsi ihtirasına kurban edilmesi beklenemezdi.
Türkiye’nin Mısır politikası ilkesel olarak doğru; ancak stratejik açıdan yanlıştı. Bunu “İhvan ve Devrim” adlı makalemde, “İhvan devrim yapamaz!” ifadeleriyle yazmıştım. Türkiye’nin Suriye politikası ise ilkeli de değildi, stratejik de değildi. Nitekim şimdi bunu herkes kabul ediyor. Ali Bulaç, üstelik Zaman Gazetesi’nde yazdı: “Türkiye, Suriye konusunda Suudilerin ve Batılı müttefiklerinin tuzağına düştü.(1)”
Türkiye, Suriye politikalarından sonra Ortadoğu’dan tamamen izole oldu. Erdoğan, Suudiler, İsrail ve Neoconlar Obama’ya oyun oynamaya kalktılar. Rus hamlesi olmasaydı az kalsın başarıyorlardı. Tayyip kendi seçmeniyle bile ilk defa ayrı düştü. Yıprandı ve itibarını yitirdi.
Ekonomik kayıplar milyar ölçeğindedir. Manevi tahribat ise yılarca sürecek. Ne var ki daha yolun başındayız. Asıl bedel bundan sonra ödenecektir. Hasta ruhlu Kaidecilerin ne yapacağı belli olmaz. Bumerang geri dönecektir.
Allah Türkiye’yi El Kaide’nin şerrinden korusun!
———————————————————-
(1) http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/dort-inanmis-adam_2122215.html