• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Kasım 8, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Külliyelog

      Külliyelog

      Bağlı ama şartlı

      Bağlı ama şartlı

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

    • Yaşam
      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

      Zihniniz uyumazsa siz de uyuyamazsınız: Aşırı düşünmenin (overthinking) uykuya etkisi

      Zihniniz uyumazsa siz de uyuyamazsınız: Aşırı düşünmenin (overthinking) uykuya etkisi

      “Failleri koruyan düzene karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”

      “Failleri koruyan düzene karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”

    • Türkiye
      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Sındırgı'nın bugünü memleketin yarını

      Sındırgı'nın bugünü memleketin yarını

      Ahmet Haskiro için adalet yok

      Ahmet Haskiro için adalet yok

      Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı... Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

      Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı... Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

    • Dünya
      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York'ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

      New York'ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Toplu iğne yapmaya başladık mı?

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

      İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

      İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

      Bağlı ama şartlı

      Bağlı ama şartlı

      Ekmek kavgası

      Ekmek kavgası

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Bugünkü insanın burjuvazi cennetinde isyanı

Bugünkü insanın burjuvazi cennetinde isyanı

Kasım 9, 2010 Fikir & Yazı 8 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Dr. Ali Şeriati

 

Tarihin bütün nesillerinden daha çok eziyet çek­memize rağmen, sevinerek söyleyeyim ki biz çok me­sut bir nesiliz. İnsanın dert ve yenilgi dönemlerini gördüğümüz için mesut bir nesiliz.

Acaba gerçek dert ve yenilgi, yalancı ümit ve se­vinçten daha iyi değil midir? Şuurdan doğan dert, akılsızlıktan doğan dertsizlikten daha iyi değil midir?


Ben yirminci asrın ikinci yarısında olduğum için çok seviniyorum, eğer on dokuzuncu asırda olsaydım burjuvazinin yirminci ve yirmi birinci asırda yeryü­zünde yapmak istediği cennet için ahmakça slogan atardım. Şimdi burjuvazi cennetinin yapılmış olduğu bir zamanda, gözlerimle üç asırdır ilmin, Samiri’nin paradan buzağısı olduğunu görüyorum. Altından ya­pılmış ve aldatıcı bir şekilde, ama ruhsuz, ruhaniyetsiz, maneviyatsız, yalancı, sahte banka parası ortaya çıktı ve ahmakları kendine secde ettiriyor.


Şu anda kurulmuş olan, burjuvazi cenneti ne de­mektir? Bütün insanlar için değildir! Bu burjuvazi cenneti, bu tüketim hayatı, kapıdan ve duvardan Av­rupa’nın yüzüne yağan bu nimet bolluğu, havadan gelmemiştir. Bir buçuk, iki milyar insanın açlık bedeli ile meydana getirilmiştir. Ama her halükârda kendisi için, yani Avrupa burjuvazisi için, üç asır Önce ya­pılmıştır. Orada her şeyi bulmak mümkündür. Tan­zanya elmasını, Mısır kenevirini, Kamerun kahvesini, Küba şeker kamışını, Cezayir şarabını, Hind çayını, Vietnam kauçuğunu, Ortadoğu petrolünü bulmak mümkündür. O halde bütün dünya, onların yeme, iç­me, yatma ve yiyecek çiftliğidir. Onların sömürüsüne uğramış bütün milletler, Avrupa’nın bu kirli cenne­tinin karneli ve ücretli işçileri değil midir?


Bütün bunlara rağmen bu cennette, Avrupalı in­sanın nasıl yaşadığını görmek gerekir. Şaşılacak şey şudur ki, bu insan, sonunda üç asırdır söylediği slo­ganlara ulaştı. Yani faydalanma ve tüketim zirveye ulaştı. Şimdi onun iktisadi mal kalemlerinin %10’u temel ve gerçek masraflarıdır. %9O’ı ise eğlenme mas­raflarıdır.


Bu faydalanmadan çok, başka neyi istiyor?


İkinci olarak da ilim, ideal ve iddiasına ulaşmış­tır. Yeryüzünde maddi hayatı ve tabii kuvvetleri uyuş­turmak için bir teknik meydana getirmiştir. Tüketim asaletine dayanan bu hayatı kurmayı başarmıştır. Ama tahmin edemediği şey, yirminci asırdaki haya­tın ve bugünkü insanın en büyük hakikati, bu insa­nın böylesi bir burjuvazi cennetinde isyan etmesidir.


Kur’an’ın deyimiyle, tıpkı Âdem’in ilk cennet bahçesinde “isyan etmesi” gibi. Her şeye sahipti, gön­lü neyi isterse onu yiyordu, buna rağmen isyan etti. O, yasak ağacın meyvesinden yedi. Tüketim hayatı­na bağlı olan bugünkü batı insanı ve ilerlemiş bur­juvazi hayatı dünya emperyalizmi aşamasındadır. Dünyaya, uzaya, göklere egemendir; dünyanın beşerî bütün sofralarına ve nimetlerine el uzatmış, yiyor. Ama isyan etmiştir. Müreffeh hayatta, yararlanmada ve refahta isyan etmiştir. Bugünkü insanı isyana teş­vik eden yasak meyve nedir? İnsanî şuurdur, uyanış­tır. Ansızın ilmin de var olduğunu hissetti. İlim ise üç asırdır ona yalan söylüyor. Kapitalizmin uşağıdır, in­sanın zabitliğini hidayete yönelten kılavuz değil. Ona “sen insansın” demiyorlar, bu ne demektir?


Bugünkü insanın bu kudret ve tüketim slogana artık yeterli değildir. Zira her ikisine de ulaşmıştır, başka bir şey istemiyor.


Bu slogan ve isyan, özellikle dünyadaki bütün ge­çici maddi eziyetlerin ve açlıkların giderildiği bir za­manı başlatmıştır. O zaman, üç asırdır ilmin gizledi­ği, halkı vazgeçirdiği, burjuvazinin ticari görüş ve kültürünün yaydığının dışında, dünyayı anlayacağı bir dünya görüşüne ihtiyaç duyuyor. Hayatın anlamı nedir? Ne için olması gerekir? Bu kadar kudretle ve bu kadar refahla geçirdiği şimdiki hayatın yönü ne­dir? Bu hayatta, ne tarafa gidiyoruz? Bu burjuvalaş­mış ve para düşüncesinde olan ilmin reddettiği, fa­kat daha iyi ihtiyaçlar olan iman, ideal, değer, ahlâk, ruh, aşk, tapma, akide ve faziletin yerine hangi şeyi koymak gerekir? Tekrar tüketimi mi? İnsan, isyan ediyor!


Ne ilim cevap veriyor, ne teknik, hatta ne de be­şeri ilimler. Bütün bunlar el ele vermiş sadece bir sı­nıf için, yani burjuvazi sınıfı için yeni tüketimler ya­ratıyorlar. Bunlar, on altıncı ve on yedinci asırlardaki bütün o iddia, heyecan, dinamiklik, ümit ve geleceğe güçlü bir iman taşımanın aksine, tüketim hayatıyla ilgili fonksiyonlarının sonuna ulaşmışlardır. Bugün yaşlılığın ve yenilginin sonunda, yok olmayla yüz yüzedir. Hile ve büyük cinayetlere giriştiklerini gö­rüyoruz.


Dün irtica, diktatörlük ve çürümüş aristokrasiler­le mücadele eden, büyük Fransız devrimini yapan bur­juvazinin, şimdi cellat ve katil olduğunu görüyoruz. Şimdi o, faşizmi doğuruyor, milletleri yiyor, savaş, sö­mürü ve katliam yaparak ancak ayakta kalabiliyor.


On beşinci ve on altıncı asırlarda ortaçağı yok etmenin, ilmi mahkum etmenin, kilisenin büyük kudre­tini yenmenin sarhoşluğunu yaşayan, artarda ilerle­yen, icatlar yapan ilmin; bugün, aksine bir çıkmaza girdiğini görüyoruz. Bereşt şöyle diyor:


“Bugünkü insan ilimden bıkmıştır. Zira faşizmi meydana getiren ilim idi” ve bunu insanlığa zoraki yükledi. Dünyada ilk defa insanlığın üçte ikisinin aç olması düzeyinde açlığı ilim meydana getirdi.


Sınıfsal sömürü ve artık değerin yağmasını bu dereceye çıkaran ilimdir. Sömürüyü ilkel, basit ve açık şeklinden alıp bu kadar güçlü, derin, köklü ve şiddetli yapan ilimdir. Dünya milletlerinin kültürel sömürüsünü ortaya çıkaran ilimdir. Avrupa’yı vahşi bir gergedan yapan ilimdir. Üçüncü dünyayı çirkinleşmiş kurtzede kuzular yapan ilimdir…


Evet yalan söyleyen ilim, dinin sınırlamasından kurtulmuş ama, şimdi de tanrılarını değiştirmiştir. Allah’ın yerine parayı kendi ilahı olarak almış ve pa­ra için her işi yapmıştır.


İnsanı çirkinleştirip, burjuvazinin sipariş ettiği şekle sokmuştur!


Bugünkü insanın dine ihtiyacı, iki sorusuna cevap vermesi içindir.


Birisi, büyük bir manevi dünya görüşü vermesi­dir. Allame İkbal’in sözüyle; «varlık aleminde, ruhanî bir tefsirin» anlatılmasıdır. Hür insanın yaptığı şekil­de, egzistansiyalizmin dediği şekilde, -şu anda doğ­ru söylüyor- kendisini onda yabancı ve meçhul his­setmesidir.


İkincisi, yaşamak için insanın hedefine bir yön gösterilmesi veya icad edilmesi. Zira diğer bütün hay­vanların aksine insanın en seçkin özelliklerinden bi­risi budur. Diğer hayvanlar niçin yaşadıklarını anla­mıyorlar. Ama, insana; yaşa dedikleri zaman, hangi şekilde diye sormadan önce, niçin? diye soruyor.


Bu yüzdendir ki insana, sadece hangi şekilde yaşaması gerektiğini öğretmek yetmiyor. Aç olduğu sü­rece alışılmış hayat nimetlerinin ve bağışlarının pe­şinden gider. Aç olduğu zaman bu sorudan az veya çok uzaklaşır. Ama bu ihtiyacı giderildiği zaman, in­san olmanın temel ihtiyaçları, nerede olması gerek­tiği söz konusu olur. Bu yüzden gerçek dine, mutlak dinî duyguya bugün daha çok, daha ciddi, daha ha­yati bir .şekilde ihtiyaç vardır.


Dini [dinleri] dikkatli ve alimce tanımayı gerek­tiren meselelerden birisi de şudur: Dinler tarihinin dikkatli bir şekilde incelenmesi bize şu büyük haki­kati gösteriyor; tarihin gidiş yolunda din iki akıma sahiptir. Biri insanî akım, diğeri ise tarihî akımdır.


İnsanî akım ve insani gidiş daima canlıdır. Bu­günkü insan, belki geçmişteki insandan daha çok di­ne ve dinin insani gidişine muhtaçtır.


Niçin muhtaçtır?


Çünkü, geçmişteki insanı gelenek ve geçmişe say­gı, milliyet, toprak ve kan övünmeleri tatmin ediyor­du. Maddi hayat için gösterdiği telaş onu meşgul edi­yordu. Yeniçağın insanını, ilmî ve teknik keşifler bile ikna ediyordu. Ama bugün artık bunların hiçbiri bir şeye yaramıyor. Bütün bunlara sahip olmasına rağ­men insan yine isyan ediyor, ölüm ve cinnet dere­cesine ulaşan bir isyan. Medeniyetin yıkılması ve bu­günkü insan toplumunun yok olması korkusuna doğ­ru giden bir isyan. Bu, geçmişin aksinedir. Geçmişte insanın cehaleti, zaafı, korkusu ve maddi ihtiyaçları din ile karışmıştı, her şeyi dinden almak istiyordu. Şimdi, ilim çoğu ihtiyaçları kaldırıyor, ama kaldırmadığı şey, yüce dindir. İnsana ve hayata anlam ba­ğışlayacak bir din. Bugünkü insan, her zamandan da­ha fazla bu dine muhtaçtır.


İkinci akım, olumsuz akımdır, tarihe hakim olan akımdır. Bu, insanî ve dinî yönün zıddıdır. Egemen güçler tarafından, halkın zararına ve aleyhine, mev­cut durumu açıklamak için kullanılıyor.


Bu iki din, tarih boyunca birbirlerine karşı daima mücadele ve savaş halindedir. Bu tarihin sonunda, biz şimdi dini iki görüş açısından inceliyoruz:


Biri bizim zamana ve asra bağlılığımız açısından. Bu asır ilim ötesi bir yorum arıyor, insanın yaşaması için bir anlam, bir ruh, bir iman ve yüce bir aşk arı­yor.


İkincisi ise, bizim bir dinî kültür ve topluma bağ­lı olmamız açısından. Dinin o olumsuz akımı bütün tarihimiz boyunca hareket ve hakimiyet sahibi olmuş­tur. Halka, dinin kendisine, tarihimize, halkımızın hareketine ve toplumumuza karşı bir fonksiyona sa­hip olmuştur. Bu fonksiyonu göstermek gerekir.


Bu unsur, dinler tarihini ve dinleri tanıma konu­sunu, yeniden ilmî bir şekilde baştan başlayarak göz­den geçirmemizi gerektiriyor.


aliseriati.com

8 Comments

  1. Hüseyin Deniz
    10 Kasım 2010 at 13:33

    harika bir doğallık…olabildiğince sade bir dil ve olabildiğince açık ifadeler…işte şehit budur…öyle akademik dile öyle ağır takılmalara ne lüzum var ki…Allah rahmet etsin sana ve seninle buluştursun bizi gittiğin yerde inşaallah… seni sevdik seviyoruz seveceğiz asla asla asla unutmayacağız…nefes aldığım müddetçe ismin daima bahsedilecek canım üstadım…ben sefilleri gönlüme almam ben fanileri içimde taşımam AMA SEN BAŞKASIN CANIM üstadım…(tabi bu ifadelerim benzerlerimiz içindir yoksa PEYGAMBERİMİN sevgisi başkadır)

  2. ERCAN
    13 Kasım 2010 at 11:59

    Ali Şeriati Allah’ın 20.yüzyıla bahşettiği en değerli hediyesidir. Bu yazıyı okuyunca, Allah’ım sana şükürler olsun demekten başka bir yorum yapamıyor insan.

  3. Şef
    14 Kasım 2010 at 20:06

    reddiyeci bir yazı. Batı kültür ve medeniyeti karşısında kendini küçük, yetersiz görmenin üstünü örtmek için batınıninsanlığa armağanı olan bilim, burjuvazi,üretim tüketim gibi dereğerleri aşağlıyor. Klasik yetersizlik ve yetersizlik karşısında küfür, aşağlama edebiyatı.
    Ali şeriatşnn batı kültürü için söyleyeceği hiç bir şey olamaz. O dönüp kendi kültürü için bir şey söylemeli. kendi kültürü yeterli olsaydı Fransaya gidip doktora yapmazdı. Allah’ın bir kulu da gitsin nerhangi bir islam ülkesinde doktora(evrensel kültür ve bilim üretimi)yapsın. Hem doktoranı Fransa’da yapacaksın hem de ondan öğrendiğin kültürle yöntemle ona küfredeceksin. Ali şeriatinin batı kültürüne yaptığı eleştiriler laf olsun torba dolsundan öteye geçemez. Ama ali şeriayının batı kültürü yöntemi ile kendi kültürüne yaptığı eleştiriler ise muhteşemdir. Bence Ali Şeriati, kendi kültürünü baz alarak batıyı eleitirmesi samimiyetsizlik. Batıyı esas alarak kendi kültürünü eleştirmesi ise dürüstlüktür.
    Ali Şeriatinin batı kültürü karşısında ezikliğini gidermek için Marksizime sığınması isebatının hasta cocuğu olan marksizim islamileştirmeye kalkmasıise islam dünyasının zaten yetersiz ve hastalıklı olan fikir servertini iyice hasta hale getirmesidir.

  4. ERCAN
    16 Kasım 2010 at 22:01

    şeriati hakkında yazan şef bey onu tanımamışsınız ya da okumamışsınız galiba. gerçi insanlar aynı kuranı okuduğu halde acaip ters şeyler anlıyorlar. şeriatinin eleştirisi ne batısal ne de doğusal tekniklerle yapılmıştır. o ne batıda doktora yapma ayıbını (!) kullanarak ne de doğuda dinsel şişkoluk yaparak oturduğu yerden “laf olsun torba dolsun da ” cinsinden eleştiri yapmıştır. hem o kendi kültürüne dönüp bir şeyler söylesin diyip hem de batı kültürü yönetemiyle yaptığı eleştiriler müthiş demeniz çelişki olmuş. şeriatinin batı kültürü karşısında ezik olduğu da çok saçma. eziklik ve aşağılık psikolojisi ali şeriati için en son söylenebilir. adamın eleştirmekten korktuğu hiç bir insan düşünce hükümet vs. yok ki. batı da doğulu, doğu da batıdan etkilenmiş, şiilerde sünni eğilimli, sünnilerde sapık şia, mollalardca itikadı zayıf vs onlarca dışlama yaşamıştır ve bence bu dışlamaların hepsi haklıdır! çünkü ali şeriati bu çerçevelerin hiçbirisine sığmayacak kadar geniş düşüncelidir, bu şekilde bir şeye uğraması doğru yolda olduğunun da delilidir. mücadeleci ali ve ailesi ile ebuzerden sonra bin küsür yıl sonra eleştirel aklın tek zirvesidir.

  5. alifurkani
    17 Kasım 2010 at 20:13

    İbni Haldun Sosyolojinin kurucusu da Batıda D…. yapmıştı!!!Batı battı bitti de sizin gibi Buzağı Taparlar hala anlamadı Kızılderili Şef kadar!!!Ölüm ölüm ölüm 1milyon 2 milyon 3milyon 4milyon 50milyon unuttunuz mu hatırladınız mı IRAKTA, AFGANİSTANDA, SOMALİDE, BOSNADA, VEZİRİSTANDA VE VE VE AVRUPADA, JAPONYADA….mİlyonlarca katledilmiş ÖLÜ ÖLÜ ÖLÜ ÖLÜ ÖLÜ sizi doğruluyor BATI adına!Kızılderili Şefin 100 yıl önce dediği gibi herşeyi kirletttikten bitirdikten sonra tapındığınız ALTINI tıkınabilecek misin ey BATI…Kutsal kitabın dediği gibi ‘Yaptıklarınızdan dolayı yeryüzü fesada uğradı’da ŞEFTEN başka anlayan çıkmadı ona yanarım…Şeriati okumak yinede size iyi gelecek;Hadi koşuverin Fecr y. yeni tercemesi olan Ali Şeriatı kulliyatını alın ve okuyabilirseniz okuyuverin…Sonra eleştirirseniz eleştirin….

  6. ERCAN
    18 Kasım 2010 at 10:37

    yazının baş tarafına katılıyorum ancak “Şeriati okumak yinede size iyi gelecek;Hadi koşuverin Fecr y. yeni tercemesi olan Ali Şeriatı kulliyatını alın ve okuyabilirseniz okuyuverin…Sonra eleştirirseniz eleştirin…. ” kısmına anlam veremedim. sanki şeriati batı kafasıyla düşünüyor. şariati okumak insanı risalei nur okumuş gibi yumuşatmaz aksine aklı bulandırır, insanı huzursuz eder. en azından ben okuyunca içinde bulunduğum durumda olmamam gerektiğini anlarım. fecr y.de babamın oğlu değil ancak kim kitabı basarsa onu da alırım okurum, başkası kazanacak diye okumayayım mı, bu hangi kitap için geçerli değil, ne saçma yazı bu kardeşim ya

  7. alifurkani
    18 Kasım 2010 at 11:26

    F… Yayınları beni de hiç ilgilendirmez bilesiniz!Hatta fiyat politakası yüzünden şiddetle eleştiriyorum ama Ali Şeriati külliyatını çıkararak büyük bir iş yaptılar bence desteklenmeli, ki amacım ondan çok Ali Şeriati okuduğu şüpheli şahsa yol göstermekti, nereden alabileceğine dair, yani sizin alınmanıza gerek yoktu.Zaten bizim de derdimiz yumuşatıcı, diyalogçu işbirlikçi çevrelere karşı bir Direniş noktası olan Ali Şeriati okunmasına teşviktir kaygımız yoksa şu basmış bu basmamış bizi hiç mi hiç ilgilendirmez!!!!

  8. ERCAN
    18 Kasım 2010 at 12:02

    alifurkani bey başta şef bey deseydiniz kime gittiği belli olurdu hemen ardından yazınca bana yazdığınız sanıldı, kusura bakmayın, ali şeriatiye yan bakılınca şartelim atıyor

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket Fikir & Yazı
Kasım 7, 2025

Bu kez Altın'ı Sivas'ta buldular | Müjde değil felaket

İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi? Arkasayfa
Kasım 6, 2025

İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

Bağlı ama şartlı Fikir & Yazı
Kasım 6, 2025

Bağlı ama şartlı

ZAMAN AKIŞI

Kas 7 11:49
Gündem

Külliyelog

Kas 7 09:36
Arkasayfa

Bu kez Altın’ı Sivas’ta buldular | Müjde değil felaket

Kas 6 15:33
Arkasayfa

İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

Kas 6 10:45
Arkasayfa

Bağlı ama şartlı

Kas 6 10:41
Arkasayfa

Ekmek kavgası

Kas 6 10:31
Gündem

Sındırgı’nın bugünü memleketin yarını

Kas 6 10:27
Ekonomi

Ahmet Haskiro için adalet yok

Kas 5 10:00
Gündem

New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

Kas 5 09:57
Gündem

New York’ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

Kas 5 09:38
Ekoloji

Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı… Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

Kas 5 09:35
Gündem

Toplu iğne yapmaya başladık mı?

Kas 5 09:30
Ekonomi

Sadece enflasyona değil hayat pahalılığına karşı mücadele de zorunludur!

Kas 4 11:39
Ekonomi

2026 kamu bütçesi üzerine

Kas 4 11:12
Arkasayfa

Türkiye dünyanın atık deposu haline geldi!

Kas 3 12:09
Ekonomi

2026’da uygulanacak vergi ve ceza tutarları

Kas 3 11:47
Sağlık

Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

Kas 3 11:18
Ekonomi

Kasım ayı kira zam oranları belli oldu

Kas 3 11:07
Ekonomi

Bölüm kapanıyor, taşerona devrediliyor: İşçinin hakkı ne olacak?

Kas 3 11:05
Gündem

Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

Kas 3 10:22
Gündem

Emperyaliste bahane bol

Kas 3 10:17
Gündem

Dünya Sağlık Örgütü hala dünyanın sağlık vicdanı olabilir mi? -4 | Dünyanın sağlık vicdanını yeniden inşa etmek

Kas 3 10:14
Gündem

Hediyelerin faturası 57,8 milyon TL

Kas 3 10:09
Sağlık

Ölelim mi yani?

Kas 3 09:49
Arkasayfa

Merz’in bavulu

Eki 31 15:30
Gündem

Beyin araştırmacısı Prof. Onur Güntürkün, Almanya’da 2025 yılının profesörü seçildi

Eki 31 10:24
Gündem

Talan zincirinde yeni bir halka

Eki 31 10:22
Ekonomi

Elektrik faturalarına gizli zam: 1 Ocak’tan itibaren başlıyor

Eki 31 09:54
Arkasayfa

Demirtaş’tan ‘süreç’ yazısı: ‘Kardeşlik hukukuna ilişkin tek bir adım atılmadı’

Eki 31 09:26
Arkasayfa

Cumhuriyet ve demokrasi: Düşman kardeşler mi?

Eki 31 09:19
Ekonomi

Enflasyon hedefi yüzde 16 olarak açıklandı