Brezilya’da Başkanlık seçimi analizi:
“Sosyal Demokrat Serra, burjuvaziyi ve neo-liberalizme dönüşü temsil ediyor.”
(Çeviren: Veysel Batmaz. Bu röportajı ilettiği için Prof. Dr. Arif Dirlik’e teşekkür ederim- V.Batmaz)
Jose Serra’nın PSDB’den (http://www.psdb.org.br/ ) Cumhurbaşkanı
Brezilya’nın MST-“Topraksız Köylüler Hareketi” (http://www.mstbrazil.org/ ) lideri Joao Pedro Stedile, Lula De Silva tarafından
Brasil de Fato’dan Nilton Viana’ya verdiği röportajda, Brezilya’nın en önemli muhalefet guplarından MST’nin- Topraksız Köylüler Hareketi’nin- sözcüsü ve lideri Stedile şunları söyledi:
Brazil de Fato- Neoliberal politikaların uygulanması ile birlikte, bankalar ve finans kapital kârlarını katladılar ve Brezilya ekonomisini, yüksek faiz oranları, enflasyon hedeflemeleri ve mali kemer sıkma ve ihracat politikalarına mahkûm ettiler. Bu modelin sonuçları ne oldu?
João Pedro Stedile – Kapitalizmin tam anlamıyla uluslararası olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Büyük şirketler ve finans kapital tarafında yönetiliyoruz. 500 en üyük şirket dünyanın Gayri Safi Ulusal Gelir’inin % 52’sini üretiyorlar ve sadece dünya işçi sınıfının % 8’ni çalıştırıyorlar. Bu sonuç başlıbaşına dünya çapında felaket demek. Ulusal hükümetleri de bu anlamdaki bitin tedbirleri lamaya zorluyorlar. Elde ettikleri gelir artsın, çalıştırdıkları işçi sınıfı sayısı azalsın diye. Mesele bu. Ham madde kaynaklarını şartsız ele geçirmek, askeri çatışmalar çıkartmak, enerji kaynaklarını denetlemek, devletleri egemenlik altına almak için siyasal ve askeri baskı uygulamak denilen faaliyetlerin hepsi bu ekonomi politikann istikraı için yapılıyor. Bu nedenle Brezilya dünyanın 8. büyük ekonomisi olduğu halde, refah sıralamasında 72. sır
Brazil de Fato- Brezilya seçimler sonucunda ilerici hükümetlere sahip olduğu halde, bu hükümetlerin derin yapısal problemlere pek yüz vermeyen uygulamaları nedeniyle kolayca halk tarafından verilen desteğini yitiriyor. Brezilya’daki demokrasi ve Devlet’i nasıl tanımlarsınız?
João Pedro Stedile – Birincisi, doğal mantıkla gidersek, sermayenin sömürü biçimi ve birikim tarzları hükümetleri ve kanunları aşıyor. İkincisi, neoliberal dönemde, sermaye devleti de özelleştirmiş durumda. Bu, devletin burjuvazi tarafından teslim alındığını ve sadece burjuva çıkarları için çalıştığını gösteriyor. Burjuvazi, devleti, eğitim, kitle taşımacılığı, konutlandırma, vs. gibi sosyal işlevlerinden kazımış durumda. Örneğin, 16milyon okuma yazma bilmeyen bir nüfuz var Brezilya’da. Bunları eğitmek 10 milyar doları bile bulmayacak küçük bir bütçe ile mümkün. Fakat, Brezilya’nın iki haftalık dış borcunun faizi olan bu parayı, devletin legal organizyonları eğitim için harcanmasına izin vermiyorlar. Yollar ve köprüler yapıp duruyoruz fakat 10 milyon kişiye varan evsizlere bir çözm üretemiyoruz.
Demek ki Brezilya demokratik bir devlete sahip değil. Kendimizi insan hakları, ifade hürriyeti, ki diktatörlüğe karşı kazanılan bu hakkı küçümsemiyorum, gibi hürriyetlerle oyalarken, gerçek demokrasinin içinde bulunacağı çözümlerle, insanlara gelir, ev, toprak, eğitim ve kültür sağlayacak politikalarla uğraşmayan bir devlete sahibiz. İlerici hükümetleri seçsek bile, onlar piyasa ekonomisinin kurallarını ve burjuva devlet tabiatını değiştirecek güçlü atılımlar yapamıyorlar.
Brazil de Fato- Uluslararası politik aren
João Pedro Stedile – Devlet politikası olarak, Lula hükümeti ilerici bir uluslararası politika yürüttü. Ekonomik olarak bu Brezilya şirketlerinin işine yarayan politikalardı. Emperyalizme ksin boyun eğen Cardoso’nun neoliberal politikaları ile karşılaştırdığımızda, bu bizim taraımızdan kararlaştırılmış çok büyük bir ilerlemedir. Biliyorsunuz, UNASUR, ABD ve Kan
Brazil de Fato- Televizyon ve Radyo Sistemi (medya) Brezilya’da çok temerküz halinde, neredeyse tek elde toplanmış durumda. Hatta bu diğer Latin Amerika ülkeleriyle karşılaştırldığında daha fazla. Bu politik mücadeleye nasıl etki yapıyor?
João Pedro Stedile – Geçtiğimiz 20. yüzyılda, cumhuriyetçi demokrasilerde ve sanayi kapitalizminde, sınıf toplumunun açık olarak tanımlandığı toplumlarda, burjuvazinin ideolojik üretimi ve propogandası politik partiler, Kilisi (örgütlenmiş din) ve sendilara tarafından oluşturuluyordu. Şimdi, 21. yüzyılda, uluslararasılaştırılmış finans kapital düzeninde, egemen, yöneten ideoloji medya, özellikle de televizyon ağları ve ulsuslararası haber ajansları tarafından üretiliyor. Burjuvazi artık eski ideoloji üreten örgütlenmelerden (politik partiler, Kilise ve sendikalar) vaz geçmiş bulunuyor. Demek ki, Brezilya’da olduğu gibi bir çok başka benzer ülkede de, medya burjuvazinin tek elden kontrolü altında, ve bu ideoloji üretim merkezleri (medya), eskisi (politik partiler, Kilise ve sendikalar) gibi para yutucu şeyler değil, tam tersine para kazanılan yerler. Bir taşla iki kuş yani. Medyanın sahipleri uluslararası olunca da, ürettikleri şeyler de dünya çapında olmak zorunda. Bu da tam merkezi bir gündem yaratma ve programlama demek. Demek ki, artık demokratik bir politik rejimi kuracaksak, kapitalizmin altında olsak bile, kitlelerin manipülasyonu ve kandırılmasını önlemek, onlara işlerine yarayacak enformasyon ve bilgi sağlamak için, medyanın demokratikleştirilmesini sağlamamzı gerekiyor. Bunun için de, hemen şimdi, devletin reklam vermesini durdurmamız gerekiyor. Hükümetlerin reklam verme bütçeleri yüz kızartıcı bir durumda. Sekiz yıllık Parana Hükümeti tarafından (1995-2002) harcanan reklam bütçesi 1 milyar dolar. [Veysel Batmaz’ın notu: Türkiye’de neoliberal hükümetlerin reklam dağıtması da benzer yapıya sahip ancak Basın İlan Kurumu aracılığı ile dağıtılan reklamlar bazen, BirGün, Evrensel gibi gazetelerin yayınlanabilmezini de sağlıyor. Bu nedenle bu türlü kazanımlardan da vaz geçmemek gerekli.]
Brazil de Fato- Yaklaşan Başkanlık seçimlerinde iki
João Pedro Stedile – Adaylar sosyal programları ve projeleri tartışmıyorlar. Çıkar gruplarının sözcüleri gibi davranıyorlar. Serra, uluslararası burjuvaziyi, San Paulo burjuvazisini, geri kalmış toprak sistemini, Katia Abreu gibi ethenol tarımını (Biodizel) bu hale getirenleri temsil ediyor. Dilma ise, Lula’nın orta sınıf ve örgütlenmiş işçi sınıfı hareketi ile uygunluk sağlayan Lula hareketinin burjuvazisini temsil ediyor. Dilma bu yüzden daha fazla işçi sınıfı desteğini almışa benziyor.
MST seçimi sosyal değişim için yeterli bulmuyor. Ancak seçimlerde politik söylemi açığa çıkartmak için tavır almamız gerektiğiniş de düşünüyor. Öyleyse ne yapacağız? Brezilya solu, sosyal hareketleri ve politikacıları, 1989’da karşılaştığımız ve şaşırtıcı olan yenilgiden çok mağdur oldular. Bu aynı zamanda sınıf analizinden sapmalara ve kafa karışıklığına yol açtı. Şu anda yaşadığımız sınıf savaşının analizini yaparsak, kurumsal savaş ile politik savaşı birleştirmemizi öneren Gramsci’ci bir bakış açısına sahibiz. Yani, toplumun üç kesimindeki hükümet düzeylerinde mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor: Belediyeler, Merkezi Hükümet ve Bürokrasi. Bilgi alanları olan üniversiteler, medya, sendikalar, Kilise’ler ve diğer kurumlarda örgütleniyoruz. Ve şu andaki sosyal mücadele her yerde hareketlilik sağlamaya yönelik olmalıdır. Hayat kalitesini arttırmak, sınıfsal bilince varmak artık biliyoruz ki, sermaye’nin çıkarlarını yok etmekle olacak. Kurumsal ve politik savaşı, sosyal bir hale getirmeliyiz. Organik olarak tüm mağdur kesimleri birleştirmeliyiz. MST aktivistleri, kolları sıvayıp bu tür geniş bir alanda mücadele ediyorlar. Ama sınıfa bağlılığımızı unutm
Brazil de Fato- Bazı aktivistşer ve akademisyenler, Brazilya’nın bir dönüşümden geçtiğini ve artık politik partilerin ve sendikaların, işçi sınıfını, çalışan sınıfları ve mağdur kesimleri örgütleyebilecek kaabiliyetten yoksun olduğundan bahsediyorlar. İşçi sınıfının bu örgütlenme zaafiyetine ne dersiniz? Yeni örgütlenme araçları olarak neleri önerirsiniz?
João Pedro Stedile – Marx’tan beri, sanayi kapitalizmi altında yaşayan işçi sınıfı ve emekçiler, mülksüzler, politik partiler ve sendikalarda örgütlendiler. Kitle mücadelesi vermek için her tarihsel dönem kendi örgütlülük yapısını ortaya koyar. Şu anda işçi sınıfı olarak ideolojik bir yenilgi dönemini yaşıyoruz ama bu bir dalgadır, gelir geçer. Yeni zamanlara gireceğiz. Biliyoruz ki artık, parti ve sendika, varoşlardaki gençliğe ve çalışanlara ulaşamayacak araçlar. Ancak unutulmamalıdır ki örgütlenme problemlerini, sadece örgütlenerek aşabiliriz. İnsanların o anda karşılaştıkları ekonomik ve sosyal sorunları anında çözebilecek örgütlenmelere sahip olmamız lazım.
Brazil de Fato- Bankaların ve finans kapitalizn egemen olduğu bir düny
João Pedro Stedile – Genç ve fakirlere bu modelde yer yok. Zengin ülkelerde, Avrupa’nın gelişmiş kapitalizt ülkelerinde bile yer yok. Oralarda geçler arası işsizlik % 40’lara varmış durumda. Yani, gençlerin kendilerine daha iyi bir gelecek hazırlamalarının tek alternatifi işçi sınıfı gibi düşünmeye başalamaları olacak. Fabrika ve okul dışında kalan gençlerin bu bilince sahip olabilmelerini sağlayacak yeni örgütlenmeler kurmamız gerekiyor. Hala, sessiz kalan genç bir kentli işçi sınıfı var. Bu hareket geçecektir.
(Özetlenerek çevrilmiştir, tam metni İngilizce olarak http://www.mstbrazil.org/?q=node/658 linkinden okuyabilirsiniz)