‘Tatil cenneti’ olarak anılan Bodrum, herkes için cennet değil. Kentteki işçilerin yaşam koşulları, Türkiye’deki emek sömürüsünü gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin “Tatil cenneti” olarak adlandırılan Muğla’nın Bodrum ilçesi, burada çalışan inşaat işçileri için cehennemi andırıyor. Bodrum’a bağlı Gümbet, Yalıkavak ve Sanayi bölgesinde bulunan işçi koğuşlarında yaşam mücadelesi veren inşaat işçileri, yazın kavurucu sıcaklarında adeta ölüme terk edilmiş durumda. Yüzde 90’ı Ağrı ve Van’dan gelen işçiler, 11 ile 18 kişilik koğuşlarda kalıyor. Koğuşlarda elektrik ve su bulunmazken, işçiler tankerlerle taşıdıkları sular ile 100 kişinin kullandığı bir banyoda yıkanıyor. Koğuşlarda kışın 2 binin üzerinde, yazın ise 500 civarına işçi bulunuyor. Kapasitesi 320 kişi olan koğuşlarda 500 kişi barınmak zorunda iken yaklaşık 300’ü çocuk ve öğrencilerden oluşuyor. İnşaatlarda kaçak çalıştırıldığı belirtilen çocuk ve öğrencilerin sigortaları yapılmıyor, güvenceleri yok.
İŞÇİNİN ÜCRETİ REHİN OLARAK TUTULUYOR
Ağrı’dan çalışmaya gelen Abdurrahim Bozkurt, 50 dereceyi bulan kavurucu sıcaklarda çalışmak zorunda kaldıklarını dile getirdi. İnşaatta en zorlu işlerin Kürt işçilere yaptırıldığını belirten Bozkurt, çalışma şartlarını “Günün yorgunluğunun üzerine rahat uyuyamıyoruz. İş çıkışı yemek yap, temizlik yap, banyo yap derken saat gece 12.00 oluyor. Hastalanan işçilerden imkanı olan sadece hastaneye gidebiliyor. İmkanı olmayan ise hasta haliyle inşaata gitmek zorunda. Şu an dizimdeki rahatsızlıktan kaynaklı ameliyat olmam lazım ama olamıyorum. Çünkü imkanım yok” sözleriyle anlattı.
Yeni bir çocuğunun dünyaya geldiğini söyleyen Bozkurt, çalışmak zorunda olduğu için bebeğini görmeye gidemediğini söyledi.
Önceki yıl çalıştıkları işlerin ücretinin yarısını ancak işverenden alabildiklerini dile getiren Bozkurt, “Bu şekilde kabul etmesek bize ikinci sefer iş vermiyorlar. İlla ki önümüze engeller koyarak bizi kendilerine mecbur bırakıyorlar. İnşaatlarda yüksek iskelede çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Sabah işe gittiğimizde sağlam mı döneceğiz, ölümü döneceğiz onu bilemiyoruz. Bu kaygı ile yaşıyoruz” dedi.
KOĞUŞTA KALMAYA ‘GÜVENLİK AİDATI’ UYGULAMASI
Her bir işçi koğuşuna 500 TL kira ödediklerini aktaran Feyzi Bozkurt (34) da, koğuş başına her ay 50 lira da sanayi bölgesinde barındıkları gerekçesi ile “Güvenlik aidatı” ödemek zorunda olduklarını söyledi. “Bu iş memleketimizde olsaydı çalışmak için 3 bin kilometre gelir miydik?” diyen Bozkurt, “Bir yıldır eşim ve 4 çocuğumu göremiyorum. Yoksulluktan kaynaklı buralardayız. Ailem için buraya katlanıyorum. Geçtiğimiz gün inşaat alanında elime akrep soktu. Hastaneye gittim ancak hemen ardından çalışmak için inşaata döndüm. Mecburdum buna” ifadelerini kullandı.
‘NASIL HİJYEN OLSUN?’
Ağrı’dan gelen 2 çocuk babası Galip Demir (35) de, kışın soğuk, yazın ise kavurucu sıcakların hayatlarını katlanılmaz hale getirdiğini aktardı. Kışın inşaatlardan getirdikleri tahta parçalarını sobada yakarak ısınmaya çalıştıklarını, fakat her tarafın açık olmasından kaynaklı koğuşların ısınmadığını aktaran Demir, yazın ise kavurucu sıcaklardan kaynaklı gece yarılarına kadar beton koğuşlara giremediklerini vurguladı. İşçi koğuşlarında hijyenin olmadığının altını çizen Demir, “Bir odada 11 kişi yatarsa nasıl hijyen olur? Mermer yapımında çalışıyorum. Çok ağır bir iş. Ters bir harekette belim kırılabilir. Çok zorlanıyoruz. İş kazası geçiren arkadaşlarımız oluyor” diye konuştu.