Son olayların etkilerinin neler olacağı hakkında henüz tam olarak birşey görmedik. Yakında hissetmeye başlayacağız. Marmara gemisine saldırı, sadece Türk-İsrail ilişkilerini temelinden bozmakla kalmayacaktır. Bölgedeki birçok dengeyi değiştirecek ve yepyeni bir döneme girilecek.
Her şeyin başında, bu iki ülke birbirlerine düşman oldular.
Türkiye, şimdiye kadar kızdığı, ancak aşırılıklarına tahammül ettiği ve görmezden geldiği İsrail’i artık hasım olarak niteleyecektir. Netanyahu hükümeti değişse dahi, onun yerine gelecek olan yeni bir hükümette, Gazze’ye ambargoyu kaldırmadığı sürece, Türkiye tarafından affedilmeyecek. Sürtüşme politikaları devam ettirilecek.
İsrail de Türkiye’yi bir düşman olarak görecek ve politikalarını buna göre ayarlamaya çalışacaktır.
Şimdiden hazırlıklı olmamızda yarar var.
İsrail ve Yahudi lobisi en kolay nerelerden vurabilir?
Bakın nelerle karşı karşıya kalabiliriz:
– Bundan sonra, Uluslararası basında son derece yaygın şekilde Türkiye’nin sırtını batıya döndüğünü ve İran-Hamas-İslam üçgeniyle ilgilenmeye başladığı hakkında yazılar okuyacaksınız. AKP hükümetinin sabıkası ön plana çıkarılacak ve Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin, Türkiye’nin yönünü değiştirdiği hakkında incelemeler, raporlar yayınlanacak, konferanslar düzenlenecek. Bunun yanlış olduğunu ne kadar ileri sürersek sürelim, yine de inandırıcı olamayacağız. Bu kampanyayı İsrail lobisi körükleyecektir.
– Türkiye’ye yatırım veya finansal ilişkileri hakkında da derinden derine “tehlike sinyalleri” konuşulmaya başlanacaktır. İsrail lobisi, bu alanda çok başarı gösteremese dahi, yine de bu havayı yaymaya çalışacaktır.
– Türkiye bundan sonra, Ermeni Soykırımı yasa tasarısının Amerikan kongresinden geçmesini beklemelidir. İsrail lobisi en kolaylıkla bu alanda başarılı olacağını bilmektedir.
– İsrail devletinin PKK konusunda da faaliyetlerini arttırması beklenmelidir. Bunun ne şekilde veya hangi alanda ortaya çıkacağını söylemek güçtür. Ancak genel inanış , özellikle Mossad’ın birçok alanda katkısını yaygınlaştıracağı şeklindedir.
– İsrail’ in elindeki en etkili diğer bir silah, Washington’u etkileme gücüdür. Yahudi lobisi, Amerikan medyasına ve yönetimin hemen her kurumuna olan ulaşabilmek gücünden yararlanıp, Ankara’nın ABD’ye ters düşen politikalarını (Örneğin, İran) abartarak, iki ülke arasındaki ilişkileri rahatsız edebilme, kuşku ve kaygı yayabilme imkanına sahiptir.
Bu listeyi uzatabilmek mümkün, ancak ilk akla gelenler bunlar.
Buna karşılık Türkiye ne önlem almalı?
İsrail, açıkça işin içinde görünmeden, yahudi lobileri aracılığıyla Türkiye’yi en zayıf noktalarından vurmaya çalışacaktır.
Türkiye, bu manzara karşısında neler yapmalı?
Eğer önemli zararlarla karşı karşıya kalmamak ve bugünkü politikalarını sürdürebilmek için birkaç noktaya dikkat etmek gerekiyor:
– Türkiye’ nin bugünkü politikalarını abartmadan sürdürmesi en önemli noktaların başında gelmektedir. Örneğin yeni konvoylar göndermemek, tepkili demeçlerin sayısını ve dozunu arttırmamak, yapabileceği kadarını söylemek, ayrıca kamu oyundaki tepkiler ve gösterilerin de belirli bir sınırın dışına çıkmamasını sağlamak çok önemlidir.
– İsrail ile savaşan değil, Gazze’ye yönelik ambargonun kaldırılması için Netanyahu hükümetini baskı altında tutan bir noktada kaldığı sürece, konumunu güçlendirecektir.
– Ekonomisini güçlü tutması ve genişletmesi, Türkiye’nin elindeki en önemli koz olacaktır. Bu sayede, karşılaşacağı finansal ve yatırıma yönelik oyunlara direnebilecektir.
Posta – CNNTurk