Kentin ezeli rakip iki takımı Dicle Gençlikspor ile Yıldız Gençlikspor’un birleşimiyle Diyarbakırspor’u kuralı henüz yedi yıl geçmiştir.
Üçüncü ligde mücadele eden çiçeği burnunda takım, yönetim problemleri nedeniyle sıkıntı içerisindedir ve kulübün kapanacağına dair söylentiler herkes gibi Pirinççioğlu’nu da rahatsız etmiş, kuruluşunda birlikte hareket ettikleri Osmanoğlu’nu görünce kendisini daha fazla tutamamıştır.
Dediği gibi olmaz ama. Osmanoğlu ile birlikte bir kez daha yollara düşerek eski yöneticileri kahvehanelerden toplayarak bir araya getirirler ve işadamlarının desteğiyle takım kapanmaktan kurtulur.
Sonra bir mucize gerçekleşir. Yeşil-kırmızılı takım, kendi sahasında oynadığı tüm maçları kazanır, deplasmandan 28 puan toplayarak 2. lige çıkar.
Spor adına, futbol adına kentte muhteşem bir atmosfer vardır.
Diyarbakırspor yine aynı başarıyı gösterir ve 2. ligde Kayserispor’un 3 puan önünde şampiyon olarak, 1’nci lige çıkma başarısını gösterir.
Diyarbakırspor’un gösterdiği bu başarı dünya futbol tarihine geçer. Çünkü art arda şampiyonlukları birbirine ekleyerek 3. ligden 1. lige yükselmiştir.
Dünya futbol tarihinde bu başarıya Diyarbakırspor’dan sonra bir tek İngiltere’nin Nottingham Forest takımı ulaşmıştır.
Takım Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden 1’nci lige çıkan ilk takım unvanını da almış olur.
Efsanenin çocukları
Takımın yakaladığı başarıyı salt yönetime mal etmek kuşkusuz haksızlık olur.
Zira kulüp tarihine adını altın harflerle yazdıran oyunculardan Boğa Emin, Kaleci Mehmet Ali Biçer, Xoşxoş Emin, Ceylan Emin, Beton İsmail, Altunkafa Recep, Kapo Cahit çıktıkları karşılaşmalarda mağlubiyet aldıklarında “Biz şimdi kente hangi yüzle gideceğiz” diyerek hüngür hüngür ağlarlar.
Çünkü Diyarbakırspor bu günkü takımdan uzak, tamamen kentin yetiştirdiği oyunculardan oluşur.
Kürtler Dışarı!
Takımın bölge insanlarından oluşması milliyetçi akımların yükselişe geçtiği dönemlerde göze batar.
Altmışlı yılların sonunda başlayan karşı tezahürat hiçbir deplasman maçında eksik olmaz: “Kürtler dışarı.”
Takımın ilk kurulduğu yıllarda görev yapan Veysi Gönenç yada nam-ı diğer Şorik Veysi o günleri, “Henüz PKK yoktu, ancak gittiğimiz her deplasman maçında ‘Kürtler Dışarı’ sloganları atılıyordu” diye anlatıyor.
“Kürtler dışarı” ve sonrasında “PKK dışarı”, Diyarbakırspor’un gittiği neredeyse bütün kentlerdeki rakip takımın taraftarının diline pelesenk olunca sloganlar yerini taşlamalara, darba ve saldırılara bırakır.
Doksanlı yılların düşük yoğunluklu savaşına kurban gidenlerin cenazelerinin girdiği kentlerde Diyarbakır hoş karşılanmıyordu. Üstelik takımda neredeyse tek bir Kürt oyuncu bulunmadığı halde.
Daha ciddi bir durum TV ekranlarında baş gösterdi.
Bir takım spor adamları tribünlerden yükselen şoven yaklaşımları dillendirmeye başladılar.
İki binli yıllara gelindiğinde manzara neredeyse aynıydı. Kentin kulüp tesislerine de adını veren efsanevi Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan terörün sporla sona ereceğine inanıyordu.
Takımın perde arkası başkanı gibi çalışarak Süper Lig yolunda önemli adımların atılmasına yol açtı. Ancak çabaları takımı bir üst lige taşıyamadan suikasta kurban gitti.
Gaffar Okkan’ın ve bir “devlet memuru” olan Başkan Adnan Öktüren’in takım yönetimindeki etkileri milliyetçi söylemleri sona erdiremediği gibi takıma da “devlet takımı” yaftasının yapıştırılmasına yol açtı.
Deplasman maçlarında etnik kimliğiyle aşağılanmaya çalışılan takım kentteki taraftarını da böylece yitirmeye başladı.
Tümden yalnızlaştırılan takım ne içeride ne de dışarıda “sahip” bulabildi.
Diyarbakırspor, 3 Mayıs 2009 tarihinde 40 yıllık futbol tarihinde 6’ncı şampiyonluğuna ulaşarak süper lige çıktı.
Büyük takımlardan puan çıkarttıysa da yönetimsel zaafiyetler ve takımın geçmişinden gelen borçları hiçbir zaman peşini bırakmadı.
Bursa’daki maç ise çöküşün başladığı yer oldu.
Geçtiğimiz yılın Eylül ayında Bursa da karşılaşmaya çıkan Diyarbakırspor yine bildik sloganlarla karşılaştı. Çıkan olaylarda on kişi yaralanırken beş kişi gözaltına alındı.
Açılan pankartlar ve “Kürtler Dışarı” sloganları nedeniyle Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer, Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı’ya, “Bu ülke hepimizin. PKK dışarı diyorlar. Ben PKK mıyım?” diye tepki gösterdi.
Ardından takımın ligden çekileceği açıklandı. Kamuoyunda günlerce süren tartışmaların ardından Sümer ikna edilerek takımın çekilmemesi sağlandı.
Ancak Bursaspor’un Diyarbakır’da maça çıkması ipleri kopardı. Maçın daha ilk dakikalarında çıkan olaylar sonucu Diyarbakır’ın sahası kapatılarak Bursaspor hükmen galip ilan edildi.
Ardından gelen maçlarla birlikte Diyarbakırspor evinde oynaması gereken sekiz maçı deplasmanda oynamakla cezalandırıldı. Haliyle alınan yenilgilerle takım Süper Lig’den düştü.