Türkiye’de 6 milyon astım hastası var, bu hastaların da 1 buçuk milyonu çocuk. Öksürük, hırıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma belirtileriyle ortaya çıkan astım, kronik bir hastalık.
Ancak atakları tetikleyen etkenlerden uzak durarak, doktorun tedavi planına sadık kalarak ve sağlık efsanelerine inanmayarak sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün. Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hişam Alahdab “Astımda tedavinin amacı; semptomların kontrolü ve kontrolün devamının sağlanması, atakların önlenmesi, yaşam kalitesinin bozulmasının önüne geçilmesidir” açıklamasında bulunurken, Türkiye’de gençlerin 3’te 1’inin sigarayı denediğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez ise “Bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşıyor. Astımlı gençler için ise bu bağımlılık büyük bir tehlike yaratabiliyor” dedi.
Akciğere havayı taşıyan, hava yollarının mikrobik olmayan müzmin iltihaplanması olarak tanımlanan astım, toplumda hiç de azımsanmayacak oranda görülüyor. Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan astımın özellikle gelişmiş toplumlarda artışı daha hızlı seyrediyor. Astım hastalarının sayısında gözlenen artışın nedenlerine ilişkin ortaya atılan hipotezlerin başında, sosyo – ekonomik durum değişikliği ve çevre kirliliği geliyor.
Çocukluk çağı astımlarının yaklaşık yüzde 70’i erişkin çağa gelindiğinde kendiliğinden ortadan kayboluyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanları Dr. Hişam Alahdab ve Dr. Esra Sönmez astım hakkında önemli bilgiler verdi.
Astım hastalığı şehir ve metropollerde daha sık görülüyor
Amerika ve Avrupa’da yapılmış çalışmaların, ülkeler bazında değişkenlik gösterdiğini ve astımın görülme sıklığının çocuklarda yüzde 2 – 15 ve erişkinlerde ise yüzde 2 – 5 arasında dağılım gösterdiğini vurgulayan Dr. Hişam Alahdab “Astım görülme sıklığı açısından ülkemizde ise şehirler ve bölgeler arasında önemli farklılıklar söz konusu. Genellikle kıyı kesimleri, şehirler, metropoller ve düşük sosyo ekonomik yaşam koşullarında daha sık görülüyor.
Çocuklukta erkeklerde, erişkin dönemde kadınlarda da biraz daha sık rastlandığını söyleyebiliriz. Ülkemizde yapılan epidemiyoloijk çalışmalar ise astım sıklığı erişkinlerde %3,1 – 9,4, çocuklarda %2,8 – 9,8 olarak bildirmektedir; bu veriler her 12 – 13 erişkinden, 7 – 8 çocuktan birinin astımlı olduğunu işaret ediyor. Astımda yakınmalar tekrarlayıcı ve nöbetler halinde olurken, gece ortaya çıkması veya artış göstermesi sık rastlanan bir bulgu. Hafif yakınmaların kendiliğinden gerileyebilmesi mümkün olmakla birlikte alerjenler, ilaçlar, soğuk hava, tahriş edici ağır kokular ya da enfeksiyonlar bu yakınmaların tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir” dedi.
Gençlerin yarısı sigara bağımlılığı riski taşıyor
Astımın, kalıtsal ve çevresel etkenlerin birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Dr. Esra Sönmez, ailede astım öyküsü olanlarda kalıtsal yatkınlığın olduğunu belirtti. Sönmez “Çevresel etkenlerin de katkıları ile bu tip insanlarda astım hastalığı belirgin hale gelebilir. Çevresel etkenler arasında ise ev tozları, polenler, sigara dumanı, tekrarlayan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliğini sayabiliriz. Bunlar içinde sigaraya ayrıca değinmekte fayda var. Özellikle Türkiye’de gençlerin 1/3’ü sigarayı denerken, bunların yarısı sigara bağımlısı olma riski taşıyor. Ne yazık ki, hayatındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin üçte ikisi sigara bağımlısı oluyor” açıklamasında bulundu.