10 Aralık’ta işbaşına gelmesinin ardından bu haftayı protestolarla geçiren Milei hükümeti, “polis müdahalesi masraflarının faturasını protestoları düzenleyenlere göndereceğini” açıkladı.
Latin Amerika’nın önde gelen ülkelerinden Arjantin’de 19 Kasım devlet başkanlığı seçiminin ikinci turundan zaferle çıkan ve 10 Aralık’ta koltuğa oturan “anarko kapitalist” Javier Milei, ekonomiye yaptığı “şok terapiye” karşı başlayan protesto dalgasına demir yumruk indirip protestolara müdahale masraflarının faturalarını da eylemcilere gönderiyor.
20 Aralık’ın ardından 22 Aralık’ta da başkent Buenos Aires’te binlerce kişi sokaklarda davul, tencere, tava ve hatta kazan çalarak Milei’nin kamu harcamalarını kesip ulusal para birimi pesoyu ABD Doları karşısında yüzde 50’den fazla devalüe etmesini protesto etti.
Milei hükümetinden ise “protestoyu düzenleyenlerin polis masraflarını karşılamak zorunda kalacağı” açıklaması geldi.
İlk protestoya müdahalenin güvenlik güçlerine maliyetinin 60 milyon pesoya (75 bin ABD doları) ulaştığını söyleyen hükümet sözcüsü Manuel Adorni, “bunun faturasının toplumsal hareketlere gönderileceğini” duyurdu.
Adorni, bu grupların “vatandaşların üstüne düşmemesi gereken maliyetin sorumluluğunu üstleneceğini” dile getirdi.
‘BANA 1970 VE 80’LERDEKİ DİKTATÖRLÜĞÜ HATIRLATIYOR’
Protesto organizatörleri ise çok sayıda güvenlik gücüyle gövde gösterisi yapılmasını “provokasyon girişimi” olarak niteledi.
Protesto grubu Polo Obrero’nun lideri Eduardo Belliboni, güvenlik güçlerinin tepkisini “Bana 1970’ler ve 1980’lerdeki diktatörlüğü hatırlatıyor” diye değerlendirdi.
GÜVENLİK BAKANI: SOKAKLAR ELE GEÇİRİLEMEYECEK
Öncesinde protestoları hedef alan yeni düzenlemeyi basın toplantısıyla duyuran Güvenlik Bakanı Patricia Bullrich, “Ülkeye öyle bir düzen getireceğiz ki, herkes huzurlu yaşayacak. Sokaklar ele geçirilemeyecek. Sokakların ele geçirilmesi durumunda bunun sonuçları olacağını onlara bildirin” diyerek şu açıklamaları yaptı:
Federal Polis, Jandarma, Bahriye Polisi ve Havalimanı Güvenlik Polisi’nden oluşan toplam dört güvenlik birimi, ülkedeki protestoları bastırmak üzere Güvenlik Bakanlığı çatısı altında birleşecek.
Bu kapsamda, güvenlik güçlerinin, protestolarda “suçlu bulunan” kişileri tutuklama, toplu taşımada “sopa gibi gösteri materyallerine” el koyma, “kapüşonlu” ve protestolarda “tanınmamaya çalışan” kişileri soruşturma yetkisi olacak.
PROTESTOLARI TEŞVİK EDENLERE FİŞLEME VE FATURA KESME
“Protestoları teşvik eden” örgütlere dönük bir kayıt listesi oluşturulacak. “Protestolara müdahalede oluşacak masrafların” faturaları eylemcilere gönderilecek. Güvenlik güçlerinin kullanımının masrafları, devlet tarafından karşılanmayacak. Yasal statüye sahip örgütler veya kişiler ödemek zorunda kalacak. Ülkeye geçici giriş yapıp eylemlere katılan kişiler, Göç Hizmetleri’ne bildirilecek.
IMF’DEN ALKIŞ
Protestolara demir yumruğun indirilmesinin gerisinde, Milei hükümetinin devlet şirketleri özelleştirmesi, yakıt ve ulaşım sübvansiyonlarını azaltma gibi kamu harcamalarında derin kesintilere gitmesi, pesoyu ABD doları karşısında yüzden 50’den fazla devalüe etmesi yatıyor.
Arjantin’in 44 milyar dolar borçlu olduğu Uluslararası Para Fonu (IMF), “cesur” diye nitelediği bu kararların özel sektörün büyümesi için ortam yaratılmasına yardımcı olacağını iddia etti.
Fiyatların geçen yıl yaklaşık yüzde 150 oranında artmasıyla yükselen enflasyonunun yanısıra düşük nakit rezervleri ve yüksek devlet borçlarıyla mücadele eden Arjantin’de nüfusun yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. (BBC, Reuters, Dış Haberler)