Haiti hükümetinin eski devlet başkanı Jean-Bertrand Aristide’e diplomatik pasaport vermesinin üzerinden üç hafta geçti. Ancak planlanan dönüşün önüne çıkarılan engeller halkçı Aristide’in sürgünde olduğu Güney Afirka’dan Haiti’ye uçmasını geciktiriyor.
Uzun zamandır Aristide’in avukatlığını yapmakta olan Ira Kurzban, müvekkilinin yurduna dönememesiyle ilgili ABD’yi ve Fransa’yı suçladı. Aristide’in dönüşü için yenilenen evinin çalışanlarından biri “Başkanımızın şimdiye burada olacağından emindik. Ben şahsen asla geri döneceğine olan inancımı kaybetmeyeceğim, ama ne zaman döneceğini artık kestiremiyorum” şeklinde konuştu.
Aristide’in Güney Afrika’daki sürgünden ne zaman dönebilceği, hatta bu dönüşün mümkün olup olmadığı belirsizliğini koruyor.
ABD’li yetkililer, Aristide’in ülkedeki varlığının istikrarsızlık yaratacağı iddiasına dayanarak Mart’ta yapılacak olan seçimlerden önce dönmesine karşı çıkıyorlar. Destekçileri ise, Aristide’i Haiti’nin vicdanı, gerçek bir demokratik lider ve hükümete ile uluslararası yardım kuruluşlarına yoksullara yardım için baskı yapabilecek kişi olduğunu söylüyor ve varlığının “istikrarsızlığa” yol açacağı iddiasını yalanlıyorlar.
Dönüş aşamasında yapılan müdahaleler ve karşılaşılan engeller konusunda konuşan Kurzban “Güney Afrika’dan yapılan tüm ticari uçuşlar ABD’yle müttefik olan ülkelerden geçiyor. Aristide’in kolayca bir uçağa atlayıp Haiti’ye geri dönebileceği fikri, onun herhangi bir vatandaş olmayışını görmezden geliyor. Onu ülkeye sokmamaya niyetli güvenlik kuruluşları ve son derece güçlü ülkeler var” dedi. Böylesine çarpık bir demokraside özel bir uçağın Güney Afrika’dan havalanması, ardından da Haiti’ye inmesine izin verilip verilmeyeceği de ayrı bir muamma. Zira Kurzban’ın Dışişleri Bakanlığı’na yazdığı ve Aristide’in dönüşünü garanti altına almak için Haiti’den Güney Afrika ile birlikte çalışmasını talep eden mektuba hala yanıt gelmedi. Haitili yetkililer de konuşmalarında bu meseleyi geçiştirmeye büyük özen gösteriyorlar. Yetkililier, “Bu ülke yeniden kurulmak zorunda ve en birincil meselemiz de bunu yapmak olmalıdır” şeklinde açıklamalar yapmakla yetindiler.
Aristde’in kimi destekçileri dahi bir süre daha beklemesinin iyi olacağını düşünmeye başladı. Ancak geniş bir kitle hala döneceğini umut ediyor.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Haiti’de 1991’de halk tarafından seçilen ilk başkan olarak görevine başlayan Jean-Bertrand Aristide aynı sene askeri bir darbe ile devrilmişti. 2000 yılında boykotlara rağmen tekrar başkan olarak seçilen Aristide dört sene sonra tekrar devrildi.
Aristide’in Haiti’iye dönme isteği konusunda ABD başından beri oldukça ihtiyatlı davranmıştı. Yardım misyonu adı altında Haiti’ye yerleşen, ülkeyi kontrol eden ABD’nin, zamanında Aristide’in Haiti’den sürgün edilmesinde rolü olduğu düşünülüyor. Aristide ülkesinde hala çok sevilen bir lider ve geri dönüşünün yeni seçimlerde dengeleri değiştireceği düşünülüyor.
Bir sene önceki depremle alt yapısı tamamen çökmüş, daha sonra da salgın hastalıklarla boğuşan Haiti’de Kasım’da genel seçimler yapıldı. Aristide’in partisi Fanmi Lavalas seçime katılması ABD tarafından yasaklanan partiler arasındaydı. Kasım ayındaki seçimlerde hile ve kontrolsüzlük hakimdi.
Aristide’in dönme isteğinden bir hafta kadar önce, Haiti’nin eski diktatörü Jean-Claude Duvalier ülkesine aniden döndü. 1971’den 1986’ya değin diktatörlüğü sırasında estirdiği terörden dolayı üzgün olduğunu belirten Duvalier, dönme nedeninin yıkılmış ülkesindeki birliği sağlamak olduğunu iddia etti.
Duvalier’in habersiz bir şekilde aniden dönüşü şüphe ve tartışma uyandırdı. Duvalier’in dönme isteğinin İsviçre bankalarındaki hesaplarının güvenliği ile ilgili olduğu düşünülüyor. İsviçre’de bu ay yürürlüğpe girecek bir yasanın ona 6 milyon dolar kaybettireceği, bu nedenle ülkesine aniden döndüğü belirtiliyor.