EŞİTSİZLİKLER ARTTI
Eğitim Sen’in hazırladığı rapora göre Türkiye’de okullaşma oranı okulöncesinde yüzde 32, ilköğretimde yüzde 98, ortaöğretimde ise yüzde 65. Türkiye ortalaması bunu gösterirken bazı illerde okullaşma oranları Türkiye ortalamasının çok altında kaldı. Rapora göre okulöncesi eğitimde Türkiye genelinde okullaşma oranı yüzde 32 iken, Hakkari’de yüzde 14, Ağrı’da yüzde 15, Şırnak’ta yüzde 24, Batman’da yüzde 27. İlköğretimde okullaşma oranı Türkiye genelinde yüzde 98 iken, Hakkari’de yüzde 85, Bitlis ve Muş’ta yüzde 87, Van’da yüzde 88, Bingöl’de yüzde 91, Ağrı’da yüzde 93’te kaldı. Ortaöğretimde Türkiye genelinde yüzde 65 olan okullaşma oranı da Ağrı’da yüzde 22, Muş’ta yüzde 23, Van ve Bitlis’te yüzde 28, Bingöl’de yüzde 36, Hakkari’de ise yüzde 41’de kaldı.
Rapora göre velilerin gelir durumlarına göre öğrencilerin eğitim olanakları da değişiyor. Raporda, dershane sistemiyle varsıl ailelerin çocukları milyarlarca lira ödeyerek diğer öğrenci ve okullar karşısında önemli avantajlar sağlarken, yoksul ve orta gelirli ailelerin çocuklarıyla, genel devlet liseleriyle meslek liseleri gibi okullarda okuyan öğrencilerin daha başından sistemin dışına itildiği belirtildi.
İSTANBUL BÖLGEYİ ARATMIYOR
Raporda, ekonomik imkanların kısıtlılığı ve bölgesel farklılıkların çocukların okula devamını engelleyen en önemli faktörler olduğu da vurgulandı.MEB rakamlarına göre ilköğretimde derslik başına 32, öğretmen başına 22 öğrenci, ortaöğretimde derslik başına 33, öğretmen başına 18 öğrenci düşüyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise ilköğretimde derslik başına 44, öğretmen başına 28 öğrenci, ortaöğretimde derslik başına 44, öğretmen başına 25 öğrenci düşüyor. Benzer bir durum, yoğun dış göç alan ve Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul için de geçerli. İstanbul’da ilköğretimde derslik başına 46, öğretmen başına 28 öğrenci, ortaöğretimde derslik başına 40, öğretmen başına 21 öğrenci düşüyor.
İLKÖĞRETİMDE 122 BİN DERSLİK AÇIĞI
İlköğretimde 33 bin 310 okulda, 10 milyon 916 bin 643 öğrencinin eğitimini sürdürdüğü aktarılan raporda, devlet okullarındaki öğretmen sayısının sözleşmeliler de dahil 458 bin 46 olduğu bildirildi. İkili eğitim sorununun hâlâ çözülmediğine dikkat çekilen raporda, özellikle metropol ve şehir ilköğretim okullarında derslik başına 40-45 öğrenci düşen okullar bulunduğu kaydedildi. Özellikle yoksul emekçi ailelerin yaşadığı yerlerdeki okullarda hem altyapı ve fiziki donanım, hem de ders başına düşen öğrenci sayısı açısından ciddi sıkıntılar yaşandığı belirtilen raporda, ilköğretimde öğrencilerin 24 kişilik sınıflarda eğitim görebilmeleri için 121 bin 958 dersliğe daha ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
ÖĞRENCİ ARTIYOR, BÜTÇE DEĞİŞMİYOR
Son 8 yılın rakamlarına bakıldığında, artan öğrenci sayısına karşın Milli Eğitim Bütçesi’nin ihtiyacı karşılayacak kadar artmadığına dikkat çekilen raporda, “İktidarı döneminde Türkiye’ye ‘çağ atlattığını’ iddia edenler, borç almak hariç diğer tüm alanlarda olduğu gibi eğitim politikalarında da sınıfta kalmıştır” denildi. Raporda, eğitimde bütçeden ayrılan payın yüzde 65’inin personel harcamalarına yapıldığı belirtilerek, eğitimin finansmanının velilerin omuzlarına yıkıldığı dile getirildi.
Raporda, AKP iktidarı döneminde eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan payın neredeyse bitme noktasına getirildiği de vurgulandı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yüzde 17.18’i yatırımlara ayrılırken, 2010 yılında MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay sadece yüzde 6.32 oldu.
OKUL YERİNE DERSHANE
Rapor, hükümetin ‘Dershanelere gerek kalmayacak’ söyleminin içinin ne kadar boş olduğunu da gözler önüne serdi. Dershanelere giden öğrenci sayısı son 8 yılda sürekli artarak 1 milyon 174 bin 860’a yükseldi. 2002 yılında özel dershane sayısı 2 bin 122 iken, 2010 yılında bu rakam 4 bin 193’e ulaştı. Eğitimin niteliği düştükçe özel ders ve dershane sisteminin büyüdüğüne de dikkat çekilen raporda, sınavlara bağımlı olan eğitim sisteminin, kamu eğitimini işlevsiz bırakarak eğitimin dershane, özel ders, özel okul alanına kaymasına yol açtığı vurgulandı.
EĞİTİM BU YIL DA SORUN YUMAĞI
Eğitim Sen İzmir şubeleri, 2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı’nı değerlendiren bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Sendikanın ülke genelinde birçok yerde eş zamanlı olarak yaptığı basın toplantılarında, eğitimin bir sorun yumağı olmaya devam ettiği dile getirildi.Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube’de gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan 5 No’lu Şube Başkanı Özcan Çetin, geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı içinde, eğitimin ve eğitim emekçilerinin sorunlarını çözme noktasında yeterince adım atılmadığı gibi, var olan sorunların da artarak devam ettiğini söyledi. Çetin, eğitim sisteminde yaşanan sorunların, diğer kamu hizmetleri gibi eğitimi ticarileştirmeyi ve özelleştirmeyi hedefleyen bilinçli politikaların bir sonucu olduğunu dile getirdi.
Çetin’in sıraladığı eğitimde yaşanan ve acil çözüm bekleyen sorunlardan bazıları şunlar:
*Türkiye’de okul ve derslik sayısı öğrenci sayısına paralel olarak ve ihtiyaca yanıt veren düzeyde değil. Okulların üçte ikisinde ikili eğitim yapılmakta, birleştirilmiş eğitim ve taşımalı eğitim uygulamaları sürmektedir.
*Kalabalık sınıflarda eğitim hem öğretmenler hem de öğrenciler açısından önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir. Okulların fiziki yapı ve donanım açısından yaşadığı eksiklikler, sağlıklı bir eğitim hizmeti verilmesini güçleştiren önemli bir unsurdur.
*Öğretmen açıkları giderilmemiş, sayıları 350 bini bulan işsiz öğretmenlerin atamaları yapılmadığı gibi, mevcut öğretmen açıkları, sayılarının yüz bini aştığını tahmin ettiğimiz ücretli ve vekil öğretmenler aracılığıyla kapatılmaya çalışılmaktadır.
*Son çıkartılan öğretmen atama yönetmeliği, norm kadroların zamanında belirlenmemesi, il içinde sıranın kaldırılması başta olmak üzere birçok sorunun yaşanmasına neden olmaktadır.
*Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yüksek Yargı kararlarına rağmen zorunlu din dersi uygulamasıyla ilgili herhangi bir somut adım atılmamıştır. İlköğretim müfettişlerinin isminin eğitim müfettişi olarak değiştirilip, 3 bin 600 gösterge verilmesi yeterli değildir.
*Genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi sürecinin eğitim sürecine etkileri öğrenciler ve genel liselerde görev yapan öğretmenler açısından çok sayıda mağduriyet yaratacaktır.
*Yakın geçmişte ders ve ek ders saatlerini düzenleyen mevzuatta ciddi değişikler yapılmıştır. 657 ve 439 sayılı yasalarda yapılan değişikliklerle ders ve ek ders saatlerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı neredeyse tamamen değiştirilmiştir. Bu değişiklerin önemli bir bölümü eğitim emekçilerinin aleyhine olmuştur.
Evrensel / Cem Gurbetoğlu