“Abant Gölü Tabiat Parkı’nda Bolu İl Özel İdaresi tarafından yapılan uygulamaları hakkında rapor”da Abant Gölü’ne yapılan beton set ve yol çalışmasının havzada telafisi mümkün olmayan sonuçları yaratacağı ortaya çıktı.
Orman Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan raporda, Bolu İl Özel İdaresi’nce göl ayağına savak sistemi yapılarak seviyesinin yükseltildiği, göl çevresindeki yollarda toprak dolgu yapıldığı ve yolların genişletildiği, gölü besleyen derenin akışının engellendiği ve bu uygulamaların göle zarar verdiği ifade edildi.
ABANT’TA YOKEDECEK UYGULAMALAR
Abant Gölü Tabiat Parkı’nda 84 familyaya ait 332 cins, 664 tür, 150 alttür ve 67 varyete tespit edildiği belirtilen raporda Bolu İl Özel İdaresi yapılan uygulamalar hakkında şu bilgilere yer verildi.
-Abant Gölü’nün güneybatısında kalan ve mutlak koruma alanında bulunan Örencik Yaylasında Abant Gölünü besleyen derenin akışı yaklaşık olarak 1,5 m yükseklikteki bir setle kapatılmıştır. Bunun sonucunda otlak olarak kullanılan çayırlık alan sular altında kalmış ve suni bir gölet oluşmuştur. Hatta bu gölete Yavru Abant adı konulmuştur.
-Abant Gölünden Örencik Yaylasına giden yol genişletilmiştir. Yolun genişliği 10 m olarak ölçülmüştür.
-Yapay göletin suları altında kalan Taşkesti yolunun kotu 1 merte yükseltilmiş ve genişletilmiştir.
-Mudurnu sapağından itibaren yaklaşık 5 km uzunluğundaki yol genişletilmiştir. Yol
genişliğinin 12–14 m kadar olduğu ölçülmüştür.
-Çadırlı Kamp alanına gidiş yönünde yeni yol açılmış ve bu yolda da dolgu çalışmaları yapılmıştır
-Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planında; yol genişliği banket dâhil 8 m olarak öngörülmüş olmakla birlikte, yerinde yapılan inceleme ve ölçümlerde; göl çevresinde İl Özel İdaresince yapılan yolun bazı kısımlarının 11–12 metreye (bazı bölümlerde 20 metrenin üzerinde) kadar ulaştığı, yapılan yol çalışmalarında kazı ve dolgu nedeniyle geniş ve dik yarmaların oluştuğu ve göl çevresinde mevcut yol dışında, ıslak çayırlıkların yer aldığı bir bölgede yol güzergâhında sapma meydana geldiği ve tamamlanmamış olmakla birlikte yeni bir yol açıldığı saptanmıştır.
OLASI RİSKLER
Raporda bu uygulamaları olası riskleri şöyle sıralanıyor:
-Gölü besleyen derenin akışının engellenmesi, göle sürekli taze su akışının ve bu su akışının getirdiği besin maddelerinin engellenmesine yol açacaktır.
-Mera alanının sular altında kalmasıyla, yaban hayvanları ve yaylacılık yaparak geçinen yöre halkının hayvanları otlamak için yeni yerlere ihtiyaç duyacaklardır. Bu durumda hayvanlar otlamak için orman alanlarını kullanmak zorunda kalacaklardır. Bu da ormanlar üzerinde otlatma baskısı oluşturacak ve dolayısıyla ormanlara zarar verecektir.
-Suni gölet oluşturulan alan sığ olduğundan (su derinliği 1–1,5 m civarındadır), toplanacak suyun bir kısmı evaporasyonla kaybolacak ve Abant gölünü besleyen kaynaklarda azalma olacaktır.
-Bu yol genişletme çalışmaları sırasında yol kenarlarındaki yamaçlar oyulmuş, bu sırada ağaçlar kesilmiş ya da zarar görmüştür. Ayrıca yola dışarıdan getirilen materyal yığılarak yol kotu yükseltilmiştir. Bu çalışmalar sırasında göl kıyıları da dolgu materyali ile doldurulmuştur.
-Göl çevresinde yürütülen turizm faaliyetlerinden kaynaklanan atık sular, hava kirleticileri ve katı atıklar çevresel yapıyı tehdit eden temel unsurlardır. Turizm faaliyetleri yanında amacını aşan boyutlara ulaşan yaylalarda oluşan faaliyetler de fiziksel ve biyolojik çevrenin kalitesini tehdit etmektedir.
HUKUK BİRKAÇ KEZ ÇİĞNENDİ
Raporda “Abant Gölü Tabiat Parkında Bolu İl Özel İdaresi tarafından gerçekleştirilen ve uluslar arası sözleşmelere, ilgili yasalara ve uzun vadeli gelişme planına aykırı uygulamalar ile birden fazla yasa birkaç kez çiğnenmiştir” denildi.
Raporda, söz konusu uygulamalarla ilgili yasaların 6831 sayılı Orman Kanunu başta olmak üzere 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 4342 sayılı Mer’a Kanunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, uluslararası sözleşmeler ise;
Biyoçeşitlilik Sözleşmesi, Cites Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi ve Bern Sözleşmesi olduğu belirtildi.
Raporda kanunlar bakımında yapılan hukuksuzluklar şöyle sıralandı:
-6831 sayılı Orman Yasası bakımında yolların genişletilmesi ve daha sonra bir kısım orman alanına moloz dökülmesi eylemleri orman açma ve işgal suçunu oluşturur.
—Su seviyesinin yükseltilmesi ile göl kenarında bulunan ağaçların ölümüne sebep olunması 14. Maddeye aykırıdır.
—Gene su seviyesinin yükseltilmesi suretiyle bir kısım orman alanının sular altında kalması ayrıca ormanı işgal suçunu oluşturur.
Raporda 2873 sayılı Milli Parklar Yasası’naın 14. Maddesi’ne göre “Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz, yaban hayatı tahrip edilemez, bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz, tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatma yapılamaz” diye belirtiliyor.
Raporda ayrıca göl etrafında üç adet otelin inşa edildiği belirtiliyor, bu inşaatların izinli olup olmadıklarına dair bir bilginin olmadığı notu düşüldü
SONUÇ
Raporun “Sonuç” başlıklı bölümünde, “Abant Gölü Tabiat Parkı’nda yapılan uygulamalar doğaya ve tabiat parkı kavramına asla uygun olmayan, çevrede onarılamaz hasarlar yapan ve geriş dönüşü olmayan bir hata ve ihmaller zinciridir” şeklinde belirtiliyor.