Kobanêliler, IŞİD’den sonra şimdi de kış tehdidi altında
Pirsûs’ta çadır kentlere yerleşmek zorunda kalan Kobanêliler, zor şartlarda yaşıyor. Kobanê Yardım Komisyonu, acil yardım çağrısı yaparken, gönüllüleri sınıra çağırdı. Kışın yaklaşması nedeniyle tehdit altında olan Kobanêlilerin gözleri ise kentlerinde… 85 yaşındaki Yazê Şexani, ellerini açarak Kabe’ye sesleniyor: ‘Bu zalimlerin ocağını söndür…’
Kobanêliler için gönüller birleşsin
Kobanêlilerin, Pirsûs’ta acılarını sarmak için çalışmalar dört bir yandan gelen gönüllüler ile yürütülüyor. Gün içerisinde birçok alanda insanların ihtiyaçlarını gidermek, yaşadıkları trajediyi en aza indirmek için kollar sıvanırken, bir yandan da tüm bunların örgütlü bir çalışmaya dönüştürülmesi için çalışılıyor. Çalışmalar içerisinde yer alan ve Amed’den gelen Çilem Akkaya, Kobanêlilerin yaşadıkları karşısında herkesin bir şeyler yapması gerektiğini ifade ederek, imkanı olan herkesi ilçedeki gönüllü çalışmalarına dahil olmaya çağırdı. Çadır kentlerde birçok alanda gönüllülere ihtiyaç olduğunu söyleyen Akkaya, Kobanêlilerle dayanışmanın en iyi yolunun Pirsûs’a gelerek, gönüllü çalışmalara dahil olmak olduğunu ifade etti.
Pirsûs’ta Kobanê ile yaşıyorlar
Kobanê Çadır Kenti, Pirsûs’ta (Suruç) kurulan 5 çadır kentten ilki. Havalar soğuk, yaşlılar, sabah namazıyla güne başlıyor. Gün ağardıkça çadır kentte sesler ve görüntüler çoğalıyor. Saat 8.30’da dağıtılan kahvaltıyı beklemeye alışık olmayan Kobanêliler, yaktıkları ateşte çay kaynatıp kahvaltı yapıyorlar. Çocuk seslerinin yavaş yavaş yükseldiği çadır kentte, çadır kenttin gönüllü sağlık ekibi, muayene mesaisine erken başlıyor. Saatler ilerledikçe dünyanın dört bir tarafından destek için gönüllü misafirler geliyor. Kobanêliler hiçbirini geri çevirmeden candan, gönülden ağırlıyor. Yaşları 3-13 arasında olan çocuklar bir çadırda kurulan eğitime giderken, büyükler de henüz yeni kurulan çadır kentin diğer ihtiyaçlarının tamamlanması için çalışmalara koyuluyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, nerede kalırlarsa kalsınlar hepsinin gözü, kulağı, ruhu ve bedeni Kobanê’de, direnişten gelecek haberlerde.
Özgürlük umuduyla…
Kobanê direnişine tanıklık eden yaşlılar gün boyu çadır kentte efsane anlatırcasına direnişi anlatıyorlar. Gün battıktan sonra çadırlarına çekilen Kobanêliler, karanlığın getirdiği hüzünle, içi buz gibi çadırda battaniyeye sarılıp yarına, Kobanê’nin özgürleşeceği umuduyla uykuya dalıyor.
Gündüzleri çadır kentin çevresinde bulunan insanlarla konuşup tartışarak teselli olabildiklerini ancak geceleri çadırlarda zamanın geçmediğini söyleyen 85 yaşındaki Yazê Şexani, Kobanê’den sonraki yaşamını şöyle anlatıyor; “Kobanê’de konak yaşamından sonra çadırda yaşamak beni çok etkilemedi. Çünkü DAİŞ’e teslim olmak ve onursuz yaşamı seçmektense çadırda ölmeyi yeğlerim. Ama geceleri çadırda sabah olmuyor. Şimdi uyurken Kabe’ye sesleniyorum; bu zalimlerin ocağını söndür.”
Kanaryalarıyla beraber
Çocuklarını IŞİD saldırılarından dolayı sınırın karşı tarafına geçiren Mihemed Ömer, çadırda günlük uğraşı bir çift kafesteki kanaryaları olduğunu söylüyor. Mihemed Ömer, “Aslında çocuklarımı sınırın karşı tarafına geçirdiğimde kanaryalarımı alıp almama noktasında tereddüte girdim. Ama o kafa kesenler kanaryalarımı da öldüreceğini düşününce onları da getirdim. O zalimlerin eline hiçbir canlı geçmesin şuan bu çadırlarda yaşayanlar eğer YPG olmasaydı şimdi kimse yaşamayacak olacaktı” diyor.
RIHA