Financial Times gazetesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı röportaja yer veriyor.
Gazete, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House’un yılın devlet adamı ödülünü almak üzere Londra’ya gelen Gül’ün Türkiye’nin üyelik sürecini baltaladığını belirttiği Avrupa Birliği üyesi devletlere yönelik “ileri görüşlü olmama” eleştirisini öne çıkarmış.
Abdullah Gül, röportajda müzakere başlıklarının önemli bir kısmı dondurulmuş olsa da, Ankara’nın Avrupa Birliği üyelik standartlarını yerine getirmek için gereken her şeyi yapacağını söylüyor.
“Müzakerelerin siyasi birtakım konuların dahil edilerek yavaşlatıldığını” söyleyen Gül, Türkiye’nin bu durumdan memnun olmadığının da altını çiziyor.
Gül: Bazı AB devletleri Kıbrıslı Rumların arkasına gizleniyor
Gazete, Gül’ün bu ifadeleri, Avrupa Birliği’nin Türkiye ilerleme raporunu yayınlamasından bir gün öncesinde sarfettiğini de hatırlatıp, Birliğin, yıllık raporda, Anayasa değişikliklerini memnuniyetle karşılayacağını ancak azınlık hakları ve basın özgürlüğü konusunda daha fazla çaba çağrısında bulunacağını da belirtiyor.
Röportajda, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Türkiye’yle bazı fazılların açılmasını engelleyen Fransa’yı doğrudan eleştirmemekle birlikte, “ileri görüşlü olmayan” bazı ülkelerin, Kıbrıslı Rumların arkasına gizlenerek Türkiye’nin üyeliğini geciktirdiklerini söyledikleri de aktarılıyor.
Gül ayrıca, uluslararası güç dengelerinin doğuya doğru kaydığını ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik dönüşüm sayesinde, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’le aynı lige çıkabilme imkânı olduğunu da ifade ediyor.
Financial Times son olarak, Avrupa Birliği’nin Türk-AB ilişkilerinde enerji konusunu önemsediğini ancak bu konuda açılması istenen fasılın, Akdeniz’deki enerji araştırma girişimleri konusunda Türkiye’yle farklı bir vizyona sahip olan Kıbrıslı Rumlar tarafından engellendiğinin de altını çiziyor.
Gazete, Cumhurbaşkanı Gül ile mülakatın yanında, Türkiye’de artan otomotiv satış oranlarının, ülke ekonomisindeki büyümenin önemli bir göstergesi olduğunu belirten bir değerlendirmeye de yer vermiş.
“Türkiye’nin büyümesi zayıflıkları da görünür kılıyor”
Değerlendirmede, küresel ekonomik krizin ardından tekrar büyüme dönemine girmenin, Türkiye ekonomisinin bazı güçsüzlüklerine işaret ettiği de belirtiliyor.
Financial Times, Türk ulusal pazarın gücü ile dış talebin zayıflığı arasındaki dengesizliğin, ülkeye sermaye akışını artırdığı ve bunun da cari açığı artırdığını ifade ediyor.
Gazete hem Uluslararası Para Fonu (IMF) hem de Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunlar arasında, esnek olmayan bir istihdam piyasası, kronikleşen düşük tasarruf oranı ve kayıt dışı ekonominin varlığını gösterdiğini de aktarıyor.
Guardian: Bush, İran’a saldırı planı için talimat vermiş
Financial Times’daki bu değerlendirmeden, bu günkü üç İngiliz gazetesinin manşetini işgal eden konuya, eski Amerikan Başkanı George W. Bush’un anılarını anlattığı ve ABD’de bugün satışa sunulacak olan “Karar Noktaları” adlı kitaba geçelim.
Guardian gazetesi Bush’un İran’a saldırı planları yapması için Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’a talimat verdiğini söylediği bölümü öne çıkarıyor.
Haberde, Bush’un, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’le İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlenmesini görüştükleri de belirtiliyor.
Gazete, böylesi bir saldırının yapılmış olması durumunda, bunun Orta Doğu’da büyük bir yangına yol açabileceği yorumunu yapıp, İran’ın böylesi bir durumda, misilleme için petrol arzını durdurabileceğini ve Irak, Afganistan ve Lübnan’daki militan ve taraftarlarını harekete geçirebileceğini de ifade ediyor.
Times gazetesi ise Bush’un kitapta öne sürdüğü, radikal İslamcı tutuklulara su işkencesi olarak bilinen yöntemin uygulanması sayesinde İngiltere’ye düzenlenecek bazı saldırıların engellendiği iddiasını öne çıkarıyor.
“İngiliz kamuoyu umrumda değil”
George Bush Times’a verdiği özel mülakatta ise İngilere ile ABD’nin kurduğu özel bağa rağmen İngiliz kamuoyuna karşı önemsemez tavrını değerlendirerek, “İngiltere’de insanların beni nasıl gördükleri önemli değil. Artık hiçbir anlam ifade etmiyor. Ve dürüstçe söylemek gerekirse, o dönemde de bir şey ifade etmedi” diyor.
Times, Bush’un 2009’da görevden ayrılmasından bu yana pek gözönünde olmamayı seçtiğini ancak anılarını yazdığı kitabıyla tarihe düşülen kayıtlara kendi damgasını da vurmaya karar verdiği yorumunu da yapıyor.
Independent gazetesi ise George Bush’un pişmanlıklarının, bahsedilmeyecek kadar az olduğunu ifade ediyor manşet haberinde.
Bush’un Irak konusunda pişmanlık duyduğu şeyin, Saddam Hüseyin’in devrilmesi ardından oluşan güvenlik boşluğuna daha erken ve güçlü şekilde müdahale etmemek olduğunu belirten gazete, el-Kaide’li olduğu iddia edilen tutuklulara su işkencesi uygulanması konusunda ise pişmanlık duymadığını belirtiyor.
Irak sekiz aydır hükümetsiz
Son olarak, yine Indepenent gazetesi muhabiri Patrick Cockburn’ün Irak’taki siyasi istikrarsızlık üzerine değerlendirmesinden bazı noktaları aktaralım.
Sekiz aydır bir hükümeti olmayan Irak’ın liderleri sonunda bir anlaşmaya varabilecek mi? diye soran Cockburn ABD’nin, istikrar için uzlaşması gereken iki Iraklı lider, Iyad Allawi ve Nuri el-Maliki arasındaki arabuluculuğunun başarısız olduğunu, Türkiye’nin ise bu konuda daha başarılı hamleler yaptığını belirtiyor.