Financial Times gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, siyasi geleceğini sendikalarla girdiği emeklilik reformu mücadelesine bağladığını yazıyor.
Gazete, Sarkozy’nin, emeklilik yaşını 60’tan 62’ye çıkaracak değişiklikten vazgeçmeyeceğini açıklaması ardından 2.7 milyon kişinin protesto gösterileri için sokaklara döküldüğünü yazıp, benzer grevlerin 1995’te Jacques Chirac’ın büyük hedeflerle başlattığı reform girişiminden vazgeçmeye zorladığını hatırlatıyor.
Sarkozy’nin geleceği, emeklilik reformuna bağlı
Değerlendirmenin yazarı Peggy Hollinger şöyle devam ediyor.
“Eğer Fransa, normal bir dönemi yaşıyor olsaydı, Sarkozy, protestoculara ağır bazı ödünler verip, yine de geçmişteki liderlerin yapamadığı bazı şeyleri başardığı konusunda kamuoyunu ikna etmeye çalışırdı. Bazı gözlemciler, Sarkozy’nin şimdiye kadarki reform planlarında benzer bir yola başvurduğuna dikkati çekiyor.”
“Fakat, içinden geçilen normal bir dönem değil. Fransa, gelecekleri konusunda Avrupa’nın en karamsar toplumuna sahip. Sendikaların insanları sokağa çekebilmesinin ardındaki nedenlerden biri de bu. Sarkozy’nin manevra alanı da dar. 2012’de seçimlere gidecek olan Sarkozy, populist bazı adımlar atarak sendikaları ve seçmenlerini kazanmaya çalışamaz. Üstelik bu reformlar, öncekilerden farklı olarak, yalnızca Fransa’da değil, dışarıda da liderler ve piyasalar tarafından yakından izleniyor.”
“Fidel Castro’dan, Ahmedinejad’a ‘sürpriz’ suçlama”
Guardian gazetesi, Küba’nın eski lideri Fidel Castro’nun İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı Yahudi karşıtı ve Yahudi soykırımını inkâr eden biri olmakla suçladığını aktarıyor.
Gazete, bu yorumun İran Cumhurbaşkanı’nı rahatsız edeceğini ve Castro’ya büyük değer vermekle birlikte Mahmud Ahmedinejad’la yakın ilişkiler geliştiren iki Latin Amerikalı lider, Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez ve Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz İnacio Lula da Silva ile sorunlar yaratabileceağine dikkati çekiyor.
Castro bu yorumları, Orta Doğu üzerine bir makalesini okuduktan sonra, Havana’ya çağırdığı ABD’li gazeteci Jeffry Goldberg’e verdiği röportaj sırasında yaptı.
Castro önceki aylarda, ABD ve İsrail’i, İran’la içine girdikleri gerginliğin sonucunda bir nükleer faciaya yola açabilecekleri defalarca uyarmıştı.
Guardian Küba devriminin liderinin, Yahudilerin çektiği acılara yoğunlaşmasının bu nedenle sürpriz olarak karşılandığını da belirtiyor.
Dalaman çayında rafting tehlikesi
Guardian gazetesi Türkiye’deki Dalaman Çayı’nda rafting yapmanın tehlikeleriyle ilgili bir habere yer veriyor.
Yüzlerce İngiliz turist, aşırı yüklenen botlarda kendilerini tehlikeye attıklarını yazan Guardian yapılan bir soruşturma sonucunda botların bilinçli bir şekilde alabora edilip, kaydedilen görüntülerin turistlere satılmasının yol açtığı riskleri ortaya çıkardığını belirtiyor.
Gazete, çayda rafting yaparken hayatını kaybeden 9 yaşındaki Cerys Potter’in babasının, kızının son yolculuğunu aynı nehirde kendisi de rafting yaparak canlandırdığına da yer veriyor.
Mısır’da “intihar eden genç kadınlar” yalanı
Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, dünyada töre cinayetine kurban giden kadınlarla ilgili yazı dizisinin üçüncü bölümünde, Mısır’daki yaygın genç kadın “intiharlarının” bir yalanı gizlediğini yazıyor.
Yazıdan öne çıkan bazı satırlar şöyle:
“Resmi söyleme göre Mısır’da töre cinayeti yok. Evet, genç kadınlar intihar ediyor, ama öldürülmüyorlar. Bu söylem tabi ki gerçeği gizliyor. 2007 yılında bir çifçi, erkek arkadaşı olduğunu farkettiği kızını başını keserek öldürdü. 2008 yılı Mart ayında bir baba 17 yaşındaki kızını, erkek arkadaşından telefon aldığı için elektirik verip döverek öldürdü.”
“Yeni Kadın Örgütü’nden Emel Abulhadi, Mısır’daki resmi kayıtlarda töre cinayetleri ya da ensest ilişkilerle ilgili bir vaka olmamasının nedeninin bu vakaların mahkemeye taşınamaması olduğunu söylüyor. Lübnan ve Ürdün’de özel olarak töre cinayetine karşı kanun maddeleri var. Ancak, Mısır’daki hakimler, kanunların kendilerine, kişisel kanaatleri sonucunda, 25 yıllık bir cezayı, örneğin, altı aya indirebilme hakkı tanıdığına inanıyor.”
Taliban’la görüşülsün diyen temsilci istifa etti
Daily Telegraph gazetesi, Taliban liderleriyle görüşülmesi gerektiğini savunan İngiltere’nin Afganistan özel temsilcisinin istifa etttiğini duyuruyor.
Sherard Cooper-Cowles’ın Afganistan’da yeni bir askeri strateji belirlenmesi ardından, rolünün azaltıldığını düşündüğü için Haziran ayından bu yana uzatılmış izin kullanıyordu.
Cooper-Cowles’un, Afganistan’daki mevcut stratejinin başarısızlığa uğramaya mahkum olduğunu söylediği bir Fransız gazetesinde yayınlanmıştı. İngiliz diplomata göre Batının Karzai rejimini desteklemesi, ülkedeki savaşın kaçınılmaz sonunu daha da karmaşıklaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Ona göre, en iyi senaryo, İngiliz askerleri ayrıldıktan sonra, Afganistan’ı beş yada 10 yıl içinde,”makul bir diktatörün” yönetmeye başlamasıydı.
“Akıllı ateist toplumda dinsizlik değil iyi din ister”
Times gazetesi yazarı David Aaronovitch, Papa 16. Benediktus’un gelecek hafta İngiltere’ye yapması beklenen ziyaret öncesinde, din ile ateizmi değerlendiren bir makale kaleme almış.
Papa’nın İngiltere’ye geleceği gün, Dave Oshana adlı Aydınlanmış bir Ruhani Öğretmenin de İngiltere’yi ziyaret edeceğini ve görüşeceği kimselerden 10 sterlin talep ettiğini yazan Aaronovitch, bir ateistin gözüyle, Oshana’nın veya Papa’nın yaptığı ziyaret arasında bir fark olmadığını belirtiyor.
“İnançlı bir kimse için, bu iki kişiyi karşılaştırmak saçma görünebilir. Fakat soğukkanlı bir ateist yorumla, Oshana’nın iddialarının, Papa’nın ve diğer büyük dinlerin öğretilerinden daha uçuk olmadığı görülecektir. Peki ateistler ne istiyor? Dindar kimseler, laikliği ateizm ile karıştırırken, bu hataya ateistler de düşüyor.”