İran Devrim Mahkemesi „Fesat Fil Arz“ (Yeryüzünde yolsuzluk yaymak) suçlaması ile Zencani’yi ölüm cezasına çarptırdı.
İran’da Bakanlar Kurulu toplantısına katılacak kadar siyasi ve ekonomik güç sahibi bu adam elleri kelepçeli idam kararını dinlerken gözyaşlarını tutamadı.
Zencani, İran’a 38 yıldır uygulanan katı ambargo döneminin ürünüydü. Ambargo Obama yönetimi tarafından gevşetilince Zencani’nin ipi çekildi; 30 Aralık 2013’te ellerine kelepçe vuruldu.
Zencani bir Ahmedinejat projesiydi.
Ahmedinejat Nükleer programı başlattığını duyurunca ambargo ağırlaştı. Bu ağır ambargo günlerinde petrolü satamaz hale geldi. Ve B planı devreye girdi.
Özel Şirketler üzerinden Tanker Filoları, Havayolu şirketleri ve Limanlar satın alındı. Küçük tankerlerle petrol Malezya’ya taşındı. Buradan Kore-Singapur-Hindistan ve spot piyasasına…
Günlük satılan Petrolün değeri 280 Milyon dolardı. Bu yıllık yaklaşık 100 Milyar dolar oluyor. Bu parayı dolaşıma sokmak zordu ve Zencani ile ekibi tam da burada devreye girdiler. Zencani Mahkemedeki ifadesinde „2 yılda 170 Milyar doları piyasaya soktuğunu“ söyledi.
Petrol ihracatının bir diğer adresi de Türkiye’ydi. Buradan özel şirketler üzerinden ne kadar petrolün piyasaya sokulduğunu bilmiyoruz. Ancak en az Malezya hattı kadar bir rezervden bahsediliyor. Bütün bu ticaret kayıt dışıydı ve bu kayıt dışılık çok büyük meblalarda kara para piyasası oluşturdu. Bu dev kayıt dışı ekonomi komisyonlar olmadan olamazdı.
Kara paranın aklandığı ana merkez Türkiye’ydi. Zencani ifadesinde paranın yüzde 20-25’ini aklama komisyonlarına ayırdığını söylüyor.
Bütün dünyada ekonomik durgunluk ve kriz başgösterirken Erdoğan’ın ‘Kriz bizi teğet geçti’ demesi boşuna değildi.
Türkiye basını İran Devrim Mahkemesi’ndeki yargılamayı görmezden geldi. Ancak dünya dosyayı yakından takip ediyordu. Zencani, Türk Hükümet üyesi 3 Bakan’a bizzat rüşvet verdiğini ve Türkiye’deki kolunun Reza Zarrab olduğunu söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani 2016 başında „Asıl suçluların bulunmadığı ve diğer ülkelerdeki bağlantılarının ortaya çıkarılacağı güne kadar mücadele devam edecek“ dedi.
Bu açıklama yapılırken İstanbul’da henüz 32 yaşındaki genç bir adam valizini topluyordu. Bu genç adam 19 Mart 2016 da eşi ve çocuklarıyla Miami Havaalanına indiğinde kapıda Amerikan polisi tarafından karşılandı. Bu genç adam gayet sakindi ve ne olacağını bilen olgun bir adam gibi davranıyordu. Yaşça daha büyük olan sanatçı eşi ise şaşkındı ve o şaşkınlık ile çocuklarını da yanına alarak apar topar Miami Havaalanından THY uçağına binip Türkiye’nin yolunu tuttu.
Ünlü sanatçı kendisini kandırılmış hissediyordu ve hemen boşanma davası açtı. Bir el devreye girince boşanma davasını geri çekti. O gün ve daha sonraki günlerde ne olduğunu hiç söylemedi.
Zarrab’tan tam bir yıl sonra Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla Amerika’da tutuklandı. Daha sonra ise Halk Bank Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve Eski Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında yakalama kararı alındı.
Erdoğan’ın yakınındaki Cem Küçük bir tv programında itiraf gibi bir açıklama yaptı: „Reza Zerrab Türk devletinin bir projesidir. Bizim adamımızdır.“
Zencani, Ahmedinejat için ne ise Reza’da Tayyip Erdoğan için odur.
Cem Küçük devamla şöyle söyledi: „Tayyip bey 2009-2010’da Reza’yı çağırdı. İsrail ve Amerikan şirketlerini devre dışı bıraktık ve bundan sonra İran ile ticaretimizi direkt yaptık.“
İran Zencani’yi bizzat mahkemede yargıladı. Türkiye ise Erdoğan’ın engeli nedeniyle bunu yapamadı. Zarrab kendi isteği ile Amerikan yargısına teslim oldu. Amerikan yargısı ile anlaştığı ve bütün ilişkilerini anlattığı iddiası var.
Dosyada 17-25 Aralık 2015’te başlatılan ancak Erdoğan tarafından önü kesilen yolsuzluk dosyasının belge, bilgi ve kasetleri var.
Kim var orada?
4 Bakan ve Erdoğan’ın bütün ailesi!
Zarrab’ın Mahkeme ile anlaştığı söylentileri artınca Erdoğan şöyle söyledi: „Benim vatandaşımdan itirafçı çıkarmak istiyorlar. Böyle olursa bizim de dünyayı başlarına yıkacak günler gelecektir.“
Nitekim aynı günlerde defalarca Şengal, Efrîn ve Kandil’in yerle bir edileceğini ve buraları başlarına yıkacağını söyledi.
‘Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla’ misali bir süredir başına dünyayı yıkmaktan bahsettiği ABD’dir.
Reza Zarrab’ın yargı önüne çıkacağı 27 Kasım tarihi yaklaştıkça Beştepe koridorları geriliyor. Erdoğan bütün adımlarını Amerikan mahkemesinden gelecek haberlere göre belirleyecektir.
Reza’dan gelecek bir haber Erdoğan’ı ABD’ye rağmen Rusya’nın onayı ile bir Efrîn işgaline sokabilir.
Zarrab davasını Erdoğan kadar pür dikkat izleyen bir diğer merkez ise İran! Zarrab’ın söyleyecekleri Ruhani’nin işaret ettiği ancak uzanamadığı derin İran siyaseti ve dini ulemasını ciddi biçimde yaralayabilir. Zarrab davası yaklaştıkça Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerilim artıyor. ABD’nin İran ambargosu yeniden başladı.
Zarrab ABD’nin elinde İran’a karşı güçlü bir koz. Onun söyleyecekleri Zencani dosyasının yeniden raftan indirebilir.
Zarrab’ın konuştuğu ihtimali güç kazandıkça Ortadoğu kazanının ateşi daha fazla harlanıyor!