Son dönemin en revaç cümlesi şudur: Yol ayrımında …
Tüm rakipler ve rahatsızlar aynı cümleyi kuruyor.
Yol ayrımında olan kim?
Türkiye Cumhuriyeti sistemi ve hükümeti dışarda hiç bu kadar yalnızlaşmadılar. Stratejik müttefik ABD’yle bile ciddi bir kırılma yaşıyorlar. Erdoğan Muhammed Ali’nin cenaze töreni için gittiği ABD’den rezil-rüsva oldu ve programını bitirmeden dönmek mecburiyetinde kaldı. Suriye’de işler istedikleri gibi gitmiyor. Ekonomi kötü ve her gün daha da kötüleşiyor. Böyle devam ederse TC tarihinde ilk kez memur maaşlarını ödeyemez hale gelir. Kürt savaşı, sistemi ciddi biçimde zorluyor ve bu savaştaki uygulamalarıyla epey kirlenmiş durumdalar. Sistem son 14 yılda muhafazakar müslümanları Devletleştirdi. İlk kez bu kadar toplum desteğine sahip oldular. Bunu da Erdoğan’a borçlular. Ve bugün tüm krizlere rağmen hala bir süreklilikleri varsa o da bu halk desteği sayesindedir. Bu nedenle Erdoğan’ın etrafında bir kenetlenme içindeler. Bir dediğini iki etmiyorlar. Ancak ekonomik kriz, yalnızlaşma ve Kürt savaşı halkın desteğini geriletecektir. Erdoğan tüm karizmasına rağmen bu haliyle uzun süre bu halk desteğini koruyamaz.
Kaos derinleşiyor ve kaosu yönetme şansları yok.
Yol ayrımında olan Türkiye Devlet sistemi ve idarecileri. Ancak değişmemekte ısrarlılar. Değişmezse daha da yozlaşır. Ya reform yaşayıp yeniden yapılanmak durumunda ya da bu merkezi yapı kırılır ve çöker.
Erdoğan ısrarı Türkiye devlet sistemini yok edebilir. Erdoğan’la değişim imkansız gibidir dolayısıyla onu aşmak durumundalar.
Sistem bir yol ayrımındadır.
Sistem değişmemekte kararlı. Tek alternatif ve muhalefet gücü olan Kürt hareketini darbelemek için korkunç bir savaş yürütüyorlar. HDP’yi ise kriminalize edip yok etmek istiyorlar.
Sabah Gazetesinin Ar(n)dıç’ı “HDP bölünmelidir” başlığı attı. Altan Tan ise bir proje adamı misali HDP için “bir yol ayrımındalar” dedi. Altan Tan HDP’nin milletvekili. Eee varsa bir hata içindesin müdahale et, düzelt ve harekete geçir. Ama yok!
Televizyon televizyon gezip HDP’yi eleştiriyor.
Bilmeyen AKP’nin Milletvekilidir sanır.
Şimdi yol ayrımında olan kim?
Mesela Sabah’ın Ar(n)dıc’ı Altan Tan ve başkalarının isimlerini zikrederek şöyle bir emir veriyor: “Ayrılın, bu yeni partiyi kimse kösteklemeyecektir.”
Yeni parti için herşey hazır edilmiş ve şimdi zaman yokluyorlar. Bunca kanın içinde bölme hesapları yapıyorlar.
Meydan’da Altan Tan var ve bu görevde istekli görünüyor.
Pekki ya Kürtlerin abisi ve ablası olduğunu soylemekten sıkılmayanlar!
Nerede olduklarını bilen var mı?
Yok.
En azından ben bilmiyorum. Hani bir ara onlardan biri ölüm orucuna başlıyacaktı…!
Yoksa evinde mi oruçlu?
Birileri iki de bir HDP’nin içindeki marksist damara söylenip duruyorlar. Çok eleştirsek de HDP ve milletvekilleri uğraşıp duruyorlar. Pekki ya HDP’yi eleştiren Tan ve onun gibi olanlar?
Yoklar!
Kürdistan yanıyorken yangına bir bardak su dökmeyen, popolarını yaydıkları masalarından kaldırmayanlar bağımsız Kürdistan deyip duruyorlar.
İşleri güçleri sövüp saymak…
Eee hani bağımsız Kürdistan’dan taviz yoktu! Bak kardeş, Kürdistan yanıyor, kardeşlerin ablaların ölüyor!
Bir el at…!
Mevzu bir özgürlük duruşu ve hak mücadelesidir.
Kimin nerede durduğu önemlidir.
Evet, bir yol ayrımı vardır ve nerede durduğumuz önem taşımaktadır.