Saldırı görgü tanıklarını ve yakınları havaalanında bulunanları dehşete sürükledi. Kızı havalimanında yer hostesi olan Kader Baydur: “Yeter artık daha kaç insan ölecek. Neden başımızdakiler bunların olmasına izin veriyorlar, tolerans tanıyorlar?” diyor
ZEYNEP KURAY [email protected] @zeynokuray
Fotoğraf: Recep Yılmaz
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde canlı bomba saldırısına ilişkin Başbakan Yıldırım’ın “Güvenlik zafiyeti yok” açıklamasını görgü tanıklarının beyanları yalanladı. BirGün’e yaşadıkları dehşet anlarını anlatan görgü tanıklarından Veysel Anay, üç canlı bombadan birinin kapıdan çatışmaya başlayarak X ray cihazından geçtikten sonra yolcu bekleme bölümü noktasında kendini patlattığına dikkat çekti.
Kimisi ülkesine dönmeyi beklerken, kimisi ise uçakla geldiği İstanbul’da yakalandı Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde peş peşe gerçekleşen bombalı saldırılara. Panik halinde ve gözyaşları içinde havalimanından tahliye edilen yolcular yaşadıkları dehşet anları anlattı.
Canlı bombanın kendisini patlatmasına bire bir tanıklık eden Veysel Anay, şarapnel parçasının sol bacağına isabet etmesiyle hafifçe yaralandı. Havalimanına Almanya’dan gelen misafirini karşılamak üzere giden Anay, canlı bombanın havalimanının içinde yolcu bekleme bölümünün bulunduğu noktada kendini patlattığına dikkat çekti. Anay, “Yolcu bekleme bölümünde misafirimi beklerken, bağrışmalar ve silah sesleri geldi. Kafamı çevirmemle bir şahıs gördüm. Aramızda 6 metre ya var ya yoktu. Sakalsız, parlak bir adamdı. Üzerindeki yeleğin önünü açmasıyla büyük bir patlama meydana geldi. Havalimanının içinde herkes panik içinde kaçışıyordu. Ben de gümrüğün bulunduğu noktaya doğru kaçtım” dedi.
Canlı bombalardan birinin kendini havalimanı içinde patlattığını belirten görgü tanıklarından biri de Aziz Kayakıran’dı. Canlı bombanın kendini patlattığında pasaport kontrol bölümünde bulunan Kayakıran, “Büyük bir patlama sesi geldikten sonra her yer duman oldu. İnsanlar çığlıklar içerisinde kaçışıyordu. Bombacı içerdeydi, dışarda olmasına imkan yok. X ray cihazların bulunduğu arama noktasının tavanı tamamen çökmüştü” dedi. Artık hiçbir yerin güvenli olmadığını vurgulayan Kayakıran, “Bombalar güvenliğin en yüksek olduğu havalimanında patlamaya başlıyorsa demek bu iş bitmiş” diye konuştu.
Çatışmalardan biri içeride!
Dış hatlar giriş kapısında çalışan Zehra Kaçmaz , ikinci canlı bombanın kendini patlatmasına tam da dış hatlardan çıkmaya hazırlanırken tanık oldu. Gözyaşları içinde yaşadıklarını anlatan Kaçmaz, “Tam dış hatlardan giriş kapısına giderken önce uzaktan bir patlama sesi duyuldu. Ne oluyor demeye kalmadan bu kez çok yakından bir patlama sesi daha yankılandı. Her yer toz duman oldu, pencereler parçalandı, yaralı polisler içeriye taşındı. Havalimanı iç kısmına alındığımızda bu kez içeride çatışma başladı. Hemen kapalı bir bölüme götürüldük ve orada bekletildik” dedi.
Tunus’tan oğlunun bulunduğu İstanbul’a gelen Fatma Hambousi, çatışmanın havalimanı içinde yaşandığını doğruladı. Daha henüz pasaportunu vermemişken önce silah seslerinin daha sonra büyük bir patlama sesinin geldiğini belirten Hambousi, “Silah sesleri havalimanından geliyordu. Ardından bir patlama yaşandı. Hemen kendimi yere attım. Bulunduğum noktadan çıktığımda her yerde kan vardı, yaralı insanlar vardı. Çok korktum” dedi.
‘Kaç aileye ateş düşecek?’
Tanıklar kadar içerideki yakınlarından haber bekleyen insanlar da şoktaydı. Bu insanlardan biri olan Kader Baydur, dış hatlar girişinde yer hostesliği yapan kızı Duygu Baydur’dan haber almayı bekliyordu. Kızıyla patlamadan sonra bir kez telefonla konuştuğunu ve kendisini, “Merak etme iyiyim” diye teselli ettiğini anlatan Kader Baydur, “Sesi çok kötü geliyordu. Fazla konuşamadı hemen kapatmak zorunda kaldı. Bu görüşmeden sonra defalarca aradım ancak telefonu açmadı” diye konuştu. Haberi duyar duymaz oturduğu Çapa’dan havalimanına geldiğini aktaran Baydur, tüm ısrarlarına rağmen havalimanına sokulmadığını söyledi. “Yeter artık daha kaç insan ölecek” diye feryat eden Baydur, “Daha ne kadar ailenin ocağına ateş düşecek? Neden başımızdakiler bunların olmasına izin veriyorlar, tolerans tanıyorlar? Bu saldırıyı gerçekleştirenler neyin peşinde? Bu kadar insanı öldürdüler, yaraladılar ne oldu?” dedi.