“Sen benim adımı özgeçmişine ekleyeceksin ben de ücret vermediğim bir elemana sahip olacağım”
Pandemiyle beraber Türkiye’de özel okul patronlarının kârlarına bırakılan eğitim sisteminde öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin yaşadığı sorunlar her geçen gün artarken bu sorunları yaşayanlar arasında okullarından yeni mezun olmuş, ne atanabilen ne de ücretli öğretmenlik yapabilen genç eğitim emekçilerinin sorunları var.
Patronların Ensesindeyiz Ağı’na Gaziantep’ten ulaşan yeni mezun eğitim emekçisi E.K, iş arama sürecinde yaşadığı zorlukları ve ayrımcılığı anlattı.
Merhaba, öncelikle biraz kendinizi tanıtabilir misiniz?
Merhaba, Haziran 2020’de Çukurova Üniversitesi Psikoloji bölümünden formasyon eğitimimi de alarak mezun oldum. Öğrencilik yıllarımda düşünmek bile istemediğim gelecek kaygısını, iş aramaya başladığım günden beri aslında tahmin ettiğimden çok daha korkunç bir şekilde yaşıyorum.
Pandemide Türkiye’de eğitimin neredeyse verilmediği bir dönemde yeni mezun genç bir eğitim emekçisi olarak iş ararken nelerle karşılaşıyorsunuz?
Meslek yasasının yokluğu nedeniyle alanın alandan olmayan kişiler tarafından talan edilmesi söz konusuyken bir de pandemi dolayısıyla psikolog olarak mesleğimi icra etmek sadece bir hayal olarak kalıyor. İş ararken karşılaştığım durumu “ucuz iş gücünü kabul ediyorsan çalış” cümlesiyle açıklamak çok yerinde olacak.
Bu ucuz iş gücünün yanı sıra sigorta yapmak istemeyen patrondan tutun da asgarî ücret yatırıyor gösterip bir kısmını işverene tekrar elden vermem bile teklif edildi. Elbette bunlarla kalmayıp görev tanımı yapmadan “verilen görev ne ise” o an o işi yapmam gerektiğini de iş görüşmesinde dile getirdiler. Bir de bunların üzerine “deneyimsiz iş arayan” olmanın getirdiği zorlukları eklersek tablonun ne kadar vahim olduğunu hepimiz görürüz.
Deneyimsizlik demişken, bu sorun karşınıza özel olarak ne gibi engeller çıkartıyor?
Deneyimsizliğin getirdiği zorluğu iki kelimeyle özetlersem “gardının düşmesi” derim; çünkü deneyimsiz olduğunuz için iş seçeneklerinin az olduğunu biliyorsunuz. Ülkede işsiz sayısı da bu denli yüksekken bu kısıtlı seçeneklere başvuru sayısı da oldukça fazla. Geçim derdi ve baskısı da var üzerinizde. Bu durum pek çok başlıkta patronla olan pazarlıkta sizi oldukça güçsüz bırakıyor. Ücret meselesinde daha az parayı kabul edebilir duruma getiriliyorsunuz, bazen bu durum staj adı altında ücretsiz çalışmaya kadar gidebiliyor. Hayalini kurduğunuz meslek yerine alakasız işleri kabul etmek durumunda kalabiliyorsunuz. Karşınızdaki patronun “Sen gelmezsen başkası gelir” tavrı ise gardınızın düştüğünü bilmesinden kaynaklanıyor. Aslına bakarsanız bir nevi saldırı da sayabilirsiniz bu teklif edilenleri.
Özel okul patronlarının yeni mezun genç eğitim emekçilerine karşı tavırları nasıl? En çok hangi başlıklarda zorlanıyorsunuz bu süreçte?
Özel okul patronlarının yaklaşımını yaşadığım örneklerle anlatmak konuyu iyi özetleyecektir.
Geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te Uygar Eğitim kurumlarından olan Uygar Anadolu Lisesine özgeçmiş bırakmak için gittim. Kurum müdürü yeni mezun olduğumu, zaten pandemi sürecinde olduğumuzu ve iş bulmamın mümkün olmadığını söyledi. Tüm bunlarla kalmayıp kurumda ücretsiz çalışmamı teklif etti. Bunun karşılığı olarak özgeçmişime onun ismini ve okulunu yazmamın bana fayda sağlayacağını söyledi ve ekledi, “Sen benim adımı özgeçmişine ekleyeceksin ben de ücret vermediğim bir eleman sahip olacağım”.
Elbette bununla kalmadı. Haziran ayına kadar beni ücretsiz çalıştırıp memnun kalırlarsa ve onların da ihtiyacı olursa benimle çalışacaklarını çünkü bir kadın olduğumu, çalıştığım kurumun beni koruyup kollaması gerektiğini ve onların bu konuda iyi olduklarını dile getirdi.
O zaman, kadın bir emekçi olmak ayrıca zor diyebilir miyiz?
Evet, kesinlikle! Zaten pandemiyle beraber birçok kadının ev işi yükü sırtına daha çok bindi. Bunun üzerine iş arayan bir kadının bu süreçte de ek zorluklarla karşılaştığını biliyoruz. İş görüşmelerinde patronların alaycı tavırlarıyla birlikte konu çirkin yerlere de gidebiliyor bazen. Bunun da nedeni yine karşısındaki kişiyi güçsüz ve çaresiz hissetmesi aslında.
Son olarak PE üzerinden sizinle aynı sorunları yaşayan arkadaşlarımıza neler söylemek istersiniz?
Bu konularda yalnız olmadığımı biliyorum. Birçok iş arayan arkadaşlarımın problemleri yanı sıra yine özel kurumlarda çalışan arkadaşlarımdan sigortalarının yatırılmadığını, eksik yatırıldığını, onların sorumluluklarında olmayan işlerin de yaptırıldığını, iş yükünün artırıldığını her geçen gün daha fazla duyuyorum. Bu düzenden kurtulmanın tek yolu örgütlü mücadeledir.