Siyasetin gerçeklikten koptuğunu düşündüğüm günden beri haber dinlemiyorum. Zaytung okuyorum. Biliyorsunuz mizah sinirlere iyi geliyor. Bu alışkanlığın mahzurları da oluyor tabi. Gerçekle mizahı karıştırıyorum. Mesela:
Danışman Yiğit Bulutun:”Eğer İsrail Türkiye’ye saldırırsa İran da İsrail’in ortasına atom bombası atar” dediğini okuyorum doğal olarak bunu şaka alıyorum ama doğru çıkıyor. Videosunu dinlemesem inanmazdım.
Stratejin Ahmet ABD’ye giderken yanına simitçi ceosunu da almış. Şaka sanıyorum meğer doğruymuş. Davutoğlu gerçektende Siyonist lobinin birinde konuşmuş: ”Hizbullah’a bir şey yapabildik mi?” Demek istiyor ki düşmanımız aynı. Aklınca Siyonistleri kandıracak.
Sümeyye’ye suikast yazışmalarını okuyorum mantık çıldırıyor. Kırk yıl önce Erzurum radyosunda dinlediğim yerli yapım radyo tiyatrosu diyaloglarına benziyor. “Olamaz! Şaka mı bu” diyorum. Doğru çıkıyor. Hüseyin Gülerce bile “Kör gözene parmağım olmaz öyle” diyor.
Bu haberi Zaytung’dan okumadığımı geç fark ediyorum.
Tayyip kendi atadığı merkez bankası başkanına medya önünde “Niye faizi düşürmüyorsun?” diye zılgıt çekiyor. Olur mu böyle şey?
“Benim danışmanım Yiğit Bulut böyle diyor söyleyin bakalım siz ne diyorsunuz” diye çağırıp sormak zor mu?
Bak ne kadar kolaymış.
Akıllara ziyan benzer haberler Suudi Arabistan’dan geliyor. Suudi İmam Şeyh Bender El Hayberi’ye göre dünya dönmüyormuş: “Eğer dünya dönseydi uçak havadayken Çin uçağa doğru gelirdi” diyor. Dünyanın döndüğünü aslında biliyor. Çin ile Suudi Arabistan’ın aynı enlemde olduğunu da dünyanın dönüş yönünü de bal gibi biliyor. Bilerek saçma konuşuyor. Kadınlara ehliyetin yasak olduğu bir ülkenin şeyhinden ne beklenir ki?
Saçma diyip geçemeyiz. Bütün bunların bir nedeni olmalı. Acaba ne?
”Bana delil getirmeyin, bana mantıkla gelmeyin, benim akılla işim yok hesabınızı ona göre yapın” demek istiyor olabilirler mi?
Şam’lının dişi devesi hikâyesini biliyorsunuz. Hani Muaviye Hz. Ali’ye mesaj göndermişti: “Ali’ye söyle benim, dişi deveye erkek diyen böyle on bin adamım var”
“Arap şeyhleri Yemen’e çakallar gibi neden saldırdı” diye sormayacağım. Bildiğim bir şeyi neden sorayım ki? Suudi kralı ne yapsın Husi’lerin tahtını başına geçirmesini bekleyecek değil ya.
Husi liderini dinliyorum, sürekli Yemen halkına vurgu yapıyor. Konuşmalarının içi dolu ve etkileyici bir dili var.
Göbeğinde hançerle doğan Yemenlilere sataşarak krallar büyük bir hata yaptı.
Yemen saldırısına dair bir açıklama da Erdoğan’dan geldi: ” Koalisyona lojistik destek verebiliriz, İran Yemenden elini çeksin”
Açıklamasının ardından Obama’yı aramış, sanki :”Nasıl iyi yapmış mıyım? Bana uyguladığın boykotu kaldırırsın artık değil mi?”der gibi.
Yanlış ata oynuyor.
Erdoğan’ın hayatını ibretle izliyorum. Simitçi Tayyip saraylı olalı ne kadar da değişmiş.
Kendi değiştiği yetmedi Milli görüşçüleri de değiştirdi. Eskidende de mi böyleliydiler şimdi mi böyle oldular acaba?
Laik- Milliyetçi iktidarlar da Amerikancıydı ama onlar olsaydı Türkiye İslam dünyasına bu kadar etkili giremez, Amerika’nın işini göremezdi.
Hayat ibretlerle doludur. Şaron ve Saddam hayatımın iki ibretlik olayıdır. Biri ölemedi biri zillet içinde öldürüldü.
Hayat ibretlerle doludur. İbret alınacak çok hayatlar var.