Sevgili dostlar,
Türkiye’den Almanya’ya giden 501 kişide virüs çıkınca Avrupa Birliği, Türkiye vatandaşlarına vizeyi süresiz durdurdu. 4-5 yıl önce,-yalandan da olsa- serbest dolaşımı konuşan ülkenin yurttaşları, şimdi turist olarak bile gidemiyor Avrupa’ya… Devlet İstatistik Enstitüsü’nün rakamlarla oynaması nasıl yabancı yatırımcıyı inandırmadıysa, Sağlık Bakanlığı’nın verileri saklaması da Batı ülkelerini kandıramadı.
Avrupa’daki bu dışlanmaya, Doğu Akdeniz’de yaşanan son gerginliği de ekleyin. Önceki gün AB’ye üye 27 ülkenin dışişleri bakanları, Yunanistan’a tam dayanışma mesajı verirken Türkiye’ye “Güvensizlik yaratıyorsun” deyip “Tansiyonu düşür” çağrısı yaptı. Görünen o ki, bir süre sonra Merkel’in koruma kalkanı da etkisiz hale gelecek.
Özgürüz Radyo’da Ela Bilhan’ın hazırladığı “Dünya Basınında Bugün”ü dinlerseniz, Batı medyasındaki Türkiye antipatisinin gün be gün nasıl büyüdüğünü daha iyi anlayabilirsiniz. Mesela dün Avusturya basınından aktarılan bir haberde, “Avrupa için bugün en büyük tehdit, ne Trump, ne Çin, ne Putin’dir; en büyük tehdit Erdoğan’dır” yorumu vardı. O tehdit algısı nedeniyledir ki Mısır ve Yunanistan, 15 yıldır bitiremedikleri münhasır ekonomik bölge müzakerelerini bir anda sonuçlandırıp Türkiye’ye karşı birleştiler.
Aynı günlerde, “olmaz” denilen bir başka ittifak, yine Ankara’nın iki muhalifi olan Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında gerçekleşti. İsrail basınında çıkan haberlere göre Suudi Arabistan, Katar, Fas Umman ve Bahreyn, bu anlaşmanın sonucuna göre Ortadoğu’da normalleşme adımları atmaya hazırlanıyor. Bu, Türkiye’nin batıda olduğu gibi doğuda da yapayalnız kalacağı anlamına geliyor.
Avrupa ve Ortadoğu’da durum buyken Ankara, bir de ABD’de yönetime gelmesi muhtemel Joe Biden’la, gölge boksuna girişti.
Ankara, iç politik hesaplarla dışarda maceraya giriştikçe, karşısındaki cepheyi birleştirip büyütüyor; kendisi de giderek daha derin bir yalnızlığa gömülüyor. “Yurtta savaş, cihanda savaş” doktrininin acıklı sonucu bu ne yazık ki…