İnsan var olduğundan bu yana sahip olmayı öğütleyen, çoğaltmak tarafı olan inançlar adını değiştirmiş olsada hep aynı sloganı bayraklaştırdılar. Toprağın üstüne hakim olalım ve toprağın üstünü cennet kılalım. Yalanda olsa.
Toprak üstüne yatırım yapmayı öğütleyen onlarca gizli saklı sözün yanında aşikar olanlarıda meşhurdur. Bilinçli yada bilinçsiz kişiler, kurumlar insana dünyalık biriktirmeyi ve yer kürede toprağın üstünde herşeyi yaşamayı öğütlemektedir. Toprağın üstüne yatırım yapmak anlayışı ile yola çıkan insanın başka bir yere yatırım yapacak ne zamanı, ne hali nede buna dair düşüncesi olmayacaktır. Toprağın üstünü amaç edinmiş insan için herşey çok zordur, yorucudur, streslidir. Bu ortamdan kurtulmasıda şartlarını değiştirmediği sürece mümkün değildir.
Toprak üstüne yatırım yapmak alabildiğine pahalı iken toprağın altına olan yatırım ise “bedavadır” ama karşılığı tam olarak bilinemeyecek ölçülerde değerlidir.
Bugünlerde toprak üstüne 10’larca katı diken şirketlerin sahipleri gazetelerde, televizyon kanallarında ve diğer tüm iletişim araçlarında bize – müşteriye toprak üstünde yaptığımız saraylardan edinin demektedirler. Her biriniz kendi sarayınızın kıralı yada kıraliçesi olun diye öğütlüyorlar. Ve diyorlar ki sizin adınıza biz düşündük, spor salonları, yürüyüş alanları, araçlarınız için otoparklar, çocuklarınız için eğitim kurumları ve alışverişlerinizi yorulmadan yapasınız diye alış veriş alanlarıda yaptık diyorlar. Hiç biri demiyorki size Allah rızası için birlikte olabileceğiniz mescit yada İslam kültür merkezleri yaptım. En muhafazakar yada sözde dinci olanı bile bunu söylemekten imtina ediyorlar. Hepside o kadar cazip ki.
İnsan aldanmasa ciddi sebepleri olması lazım.
Dünya hayatı toprak üstünda sürüp gidiyor. Toprağın üstünü yönetmek görevi akıl sahibi insana verilmiş durumda. Insan toprağın üstünü adalet ile yöneterek uygun paylaşımı yapmak zorundadır. Ancak günümüzde halkın olan araziler, halkın haberi dahi olmadan yada gecekonduları yıkılarak, arazilerinden kapı dışarı edilerek şirketlerce sahiplenilmektedir. Bir şekilde el konulan bu araziler halkın çoğunluğunun hayal bile edemeyeceği ücretlere bazılarının halktan olduğunu iddia bile edebildiği kişilerce satın alınıp, oralarda yaşamlar sürdürülmektedir. Toprak üstüne onca yatırım yapıp, malını mülkünü ona göre dizayn eden kimselerin, topraktan o kadar uzaklaştıktan sonra toprağın altını düşünüyor olmaları zannımızca mümkün değildir.
Toprak üstüne yatırım yapın denmesinde mahsur yok ancak buna karşılık toprağın altını unuttunuz ve unutmayın ki esas yatırım toprağın altında karşılığını bulacaktır demek gerekmektedir. Mülk düşmanı değiliz. Ancak mülk edinmenin yegane amaç olmasına ve tüm hayatın toprak üstüne endekslenmesine sonuna kadar karşıyız.
İnançlarımız bize komşusu aç iken tok yatanın halinden bahsederken kalbimiz titremiyorsa ve kapı komşusunun dahi kim olduğunun bilinmediği toprak üstü yapıların reklamlarına en azından hadi oradan diyemiyorsak o zaman ya unuttuk yada yanlışa saplandık.
Diyoruz ki toprağın üstüne değil altına bakınız. Toprağa yakın durunuz. Topraktan geldiğinizi ve ona emaneti teslim edeceğinizi unutmayınız.
Köklerini unutanı çeşitli kimyasallar ve dünya eğlenceleri bir yere kadar ayakta tutabilir. Kendi başınıza birey olabilmenin, var olabilmenin özlemini yaşıyorsanız, varlık olarak dünyaya değer katmak istiyorsanız toprağın üstüne değil altına yatırım yapmayı öğütleyiniz. Israfı, şaşalı yaşamları ve kibri kötü bilip uzak durunuz.
Hayatınıza değer katmak istiyorsanız toprağın üstüne değil altına yatırım yapınız. Unutmayalım ki ebedi olan toprağın altından sonrası, toprağın üstünde ki yaşam ise belkide kısadan bile kısa bir hal. Kısa bir halin mutluluğu için ebedi olanı unutmayalım.
Muhammed Tanhu