Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, terörün Türkiye’nin en önemli gündem maddesi haline geldiğini belirterek, “Bugün tek yapılacak iş iktidar partisiyle, muhalefet partileriyle, kurumlarıyla tek bir söylemden oluşan partiler üstü bir anlayış ile geri dönüşü olmayan bir yol haritasının süratle kamuoyu ile paylaşılması ve hemen uygulamaya konulmasıdır.” dedi.
Boyner, TÜSİAD ve Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) tarafından Zorlu Grand Otel’de düzenlenen ”Bölgesel Kalkınma ve İş Dünyasının Rolü” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, son günlerde artan terör saldırılarını değerlendirdi. “Artık bugün sözün bitmekte olduğu, hepimizin sabrının son noktaya vardığı noktadayız” diyen Boyner, “Terörü normalleştiren, “Zaten 30 yıldır var” diyerek toplumu terörü ve terörün iniş çıkışlarını bir korku filmi gibi ürpertiyle, ancak kanıksattırarak seyrettiren anlayışa hepimizin dur demesi gerekiyor. Terörle mücadele tüm vecheleriyle Türkiye’yi yatay kesen bir konudur, hepimizin konusudur. Hep birlikte üzerimize düşen sorumlulukları almak zorundayız. Ancak kuşkusuzdur ki, devlet yöneticileriyle, kurumlarıyla ve oluşturduğu alt yapısıyla bu mücadelenin öncelikli sorumlusudur.” ifadelerini kullandı.
Gelişmiş ülke olmanın en önemli sorumluluklarından bir tanesinin vatandaşın yaşama hakkına verilen değer olduğuna değinen Boyner, devletin vatandaşının yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri almakla sorumlu olduğunu, bu sorumluluğunu yerine getiremiyorsa hesabın vermekle de yükümlü olduğunu vurguladı.
“DEVLETİN ACILARI PAYLAŞMANIN ÖTESİNDE GÖREVLERİ VAR”
Hayatını kaybeden vatandaşların, gencecik askerlerin yakınlarının acısını paylaşmakla sorumlu olan yapının toplum olduğunu anlatan Boyner, devletin sorumluluğunun ise sadece acıları paylaşmanın ötesinde bu acıların oluşmaması için gereken tedbirleri almak, gerekli adımları atma olduğuna dikkat çekti.
Tüm ülkeye birlik çağrısında bulunan Boyner, şöyle devam etti: “Bugün tek yapılacak iş iktidar partisiyle, muhalefet partileriyle, kurumlarıyla tek bir söylemden oluşan partiler üstü bir anlayış ile geri dönüşü olmayan bir yol haritasının süratle kamuoyu ile paylaşılması ve hemen uygulamaya konuşmasıdır. Bunun dışındaki hiç bir söylemin artık bir değeri kalmamıştır. Bu girişimi geciktirmenin faturası çok ağırdır ve herkesin kaybedeceği bir sürece ülkenin sürüklenmesidir. Türkiye’nin gelişmesine ve iyileşmesine sürekli zarar veren, bugün başka mecralara taşınan terörle etkin mücadele gereği açıktır. Bugün şiddetten beslenen, şiddetten güç bulan her kim varsa onlarla mücadele etmek şarttır. Bugün huzur ve barış içerisinde demokratik bir refah toplumu olmamızın önünde kimler duruyorsa onlarla mücadele etmemiz şarttır. Türkiye’de yaşayan, bu ülke için üreten, yatırım yapan, istihdam yaratan, daha müreffeh ve yüksek standartlı bir demokrasi arayışı olan biz iş dünyası temsilcileri, tüm vatandaşlarımız gibi gündeminin birinci maddesinin terör olan bir ülkede değil, terörün gündem dışı olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz ve huzur arıyoruz.”
“KALKINMA AJANSLARI DAHA SİVİL STATÜYE KAVUŞTURULMALI”
Bireyin toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamasının en önemli araçlarından biri sivil toplum kuruluşları olduğunu dile getiren Boyner, sivil toplumun katılımcı demokrasi anlamında oynadığı bu rolün çok önemli olduğunu kaydetti. Boyner, gelişmiş olmanın diğer bir göstergesinin ise vatandaşın ekonomik, sosyal, toplumsal ihtiyaçlarını kendine en yakın merciden çözebilme olanağına sahip olması olduğuna işaret etti. Bugün teknolojinin süratle geliştiği, değiştiği bir hız çağında yaşandığının altını çizen Boyner, şöyle devam etti: “Trabzon’da bir çivi çakmazı gerektiğinde yerel düzeyde işimizi halledemiyorsak, mutlaka Ankara’dan onay almamız gerekiyorsa, bazen Ankara’dan cevap gelene kadar çivinin yeni modeli çıkabiliyorsa böyle bir düzen içinde günümüzde ne gelişmiş toplumdan nede dünya ile rekabet edebilir bir toplumdan söz edebiliriz. Yereldeki sorunların salt merkezi yaklaşımlarla çözülemediği açık olduğu gibi, bölgedeki potansiyelin de yerel aktörlerin sürece katılımı olmadan yeterince değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır. Yerelin potansiyelini ve ihtiyacını en iyi değerlendirebilecek kişiler, yerel ve bölgesel aktörlerdir.”
Avrupa Birliği ülkelerinde de uzun süre benimsenmiş ve olumlu sonuçlar doğurmuş olan Kalkınma Ajanslarının Türkiye’de de uyulamaya konulmasını önemsediklerini belirten Boyner, “Kalkınma Ajansları gibi yerel kuruluşlar kamu kurumlarından oluştuğu sürece ajanlar arzu ettiğimiz düzeye kavuşamazlar. Umarım en yakın zamanda hukuki zeminde de ajansların daha sivil bir görünüme kavuşması sağlanır. Aksi taktirde görünürde yerel olan Kalkınma Ajansları yine merkezi otoritenin doğrultusunda hareket eder bir yapıya dönüşecektir.” dedi.
Boyner, krizden çıkışın iyi bir şekilde yönetilmesi ve rehavete kapılmadan gerekli reformların süratle hayata geçirilmesinin ülkenin en önemli gündem maddelerinden birisi olarak kalmaya devam etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık da dünyadaki gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişme ile demokratikleşme, temel hak ve hürriyetleri beraber götürme arayışı içerisinde olduklarının görüldüğünü söyledi. Kızılcık, Türkiye’nin de bu çerçevede hem ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek hem de kişi hak ve hürriyetlerini geliştirmek için önemli adımlar attığına işaret etti.
Toplantıya, Vali Kızılcık ve TÜSİAD Başkanı Boyner’in yanı TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel ile davetliler katıldı.
Boyner, TÜSİAD ve Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) tarafından Zorlu Grand Otel’de düzenlenen ”Bölgesel Kalkınma ve İş Dünyasının Rolü” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, son günlerde artan terör saldırılarını değerlendirdi. “Artık bugün sözün bitmekte olduğu, hepimizin sabrının son noktaya vardığı noktadayız” diyen Boyner, “Terörü normalleştiren, “Zaten 30 yıldır var” diyerek toplumu terörü ve terörün iniş çıkışlarını bir korku filmi gibi ürpertiyle, ancak kanıksattırarak seyrettiren anlayışa hepimizin dur demesi gerekiyor. Terörle mücadele tüm vecheleriyle Türkiye’yi yatay kesen bir konudur, hepimizin konusudur. Hep birlikte üzerimize düşen sorumlulukları almak zorundayız. Ancak kuşkusuzdur ki, devlet yöneticileriyle, kurumlarıyla ve oluşturduğu alt yapısıyla bu mücadelenin öncelikli sorumlusudur.” ifadelerini kullandı.
Gelişmiş ülke olmanın en önemli sorumluluklarından bir tanesinin vatandaşın yaşama hakkına verilen değer olduğuna değinen Boyner, devletin vatandaşının yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri almakla sorumlu olduğunu, bu sorumluluğunu yerine getiremiyorsa hesabın vermekle de yükümlü olduğunu vurguladı.
“DEVLETİN ACILARI PAYLAŞMANIN ÖTESİNDE GÖREVLERİ VAR”
Hayatını kaybeden vatandaşların, gencecik askerlerin yakınlarının acısını paylaşmakla sorumlu olan yapının toplum olduğunu anlatan Boyner, devletin sorumluluğunun ise sadece acıları paylaşmanın ötesinde bu acıların oluşmaması için gereken tedbirleri almak, gerekli adımları atma olduğuna dikkat çekti.
Tüm ülkeye birlik çağrısında bulunan Boyner, şöyle devam etti: “Bugün tek yapılacak iş iktidar partisiyle, muhalefet partileriyle, kurumlarıyla tek bir söylemden oluşan partiler üstü bir anlayış ile geri dönüşü olmayan bir yol haritasının süratle kamuoyu ile paylaşılması ve hemen uygulamaya konuşmasıdır. Bunun dışındaki hiç bir söylemin artık bir değeri kalmamıştır. Bu girişimi geciktirmenin faturası çok ağırdır ve herkesin kaybedeceği bir sürece ülkenin sürüklenmesidir. Türkiye’nin gelişmesine ve iyileşmesine sürekli zarar veren, bugün başka mecralara taşınan terörle etkin mücadele gereği açıktır. Bugün şiddetten beslenen, şiddetten güç bulan her kim varsa onlarla mücadele etmek şarttır. Bugün huzur ve barış içerisinde demokratik bir refah toplumu olmamızın önünde kimler duruyorsa onlarla mücadele etmemiz şarttır. Türkiye’de yaşayan, bu ülke için üreten, yatırım yapan, istihdam yaratan, daha müreffeh ve yüksek standartlı bir demokrasi arayışı olan biz iş dünyası temsilcileri, tüm vatandaşlarımız gibi gündeminin birinci maddesinin terör olan bir ülkede değil, terörün gündem dışı olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz ve huzur arıyoruz.”
“KALKINMA AJANSLARI DAHA SİVİL STATÜYE KAVUŞTURULMALI”
Bireyin toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamasının en önemli araçlarından biri sivil toplum kuruluşları olduğunu dile getiren Boyner, sivil toplumun katılımcı demokrasi anlamında oynadığı bu rolün çok önemli olduğunu kaydetti. Boyner, gelişmiş olmanın diğer bir göstergesinin ise vatandaşın ekonomik, sosyal, toplumsal ihtiyaçlarını kendine en yakın merciden çözebilme olanağına sahip olması olduğuna işaret etti. Bugün teknolojinin süratle geliştiği, değiştiği bir hız çağında yaşandığının altını çizen Boyner, şöyle devam etti: “Trabzon’da bir çivi çakmazı gerektiğinde yerel düzeyde işimizi halledemiyorsak, mutlaka Ankara’dan onay almamız gerekiyorsa, bazen Ankara’dan cevap gelene kadar çivinin yeni modeli çıkabiliyorsa böyle bir düzen içinde günümüzde ne gelişmiş toplumdan nede dünya ile rekabet edebilir bir toplumdan söz edebiliriz. Yereldeki sorunların salt merkezi yaklaşımlarla çözülemediği açık olduğu gibi, bölgedeki potansiyelin de yerel aktörlerin sürece katılımı olmadan yeterince değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır. Yerelin potansiyelini ve ihtiyacını en iyi değerlendirebilecek kişiler, yerel ve bölgesel aktörlerdir.”
Avrupa Birliği ülkelerinde de uzun süre benimsenmiş ve olumlu sonuçlar doğurmuş olan Kalkınma Ajanslarının Türkiye’de de uyulamaya konulmasını önemsediklerini belirten Boyner, “Kalkınma Ajansları gibi yerel kuruluşlar kamu kurumlarından oluştuğu sürece ajanlar arzu ettiğimiz düzeye kavuşamazlar. Umarım en yakın zamanda hukuki zeminde de ajansların daha sivil bir görünüme kavuşması sağlanır. Aksi taktirde görünürde yerel olan Kalkınma Ajansları yine merkezi otoritenin doğrultusunda hareket eder bir yapıya dönüşecektir.” dedi.
Boyner, krizden çıkışın iyi bir şekilde yönetilmesi ve rehavete kapılmadan gerekli reformların süratle hayata geçirilmesinin ülkenin en önemli gündem maddelerinden birisi olarak kalmaya devam etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık da dünyadaki gelişmiş ülkelerin ekonomik gelişme ile demokratikleşme, temel hak ve hürriyetleri beraber götürme arayışı içerisinde olduklarının görüldüğünü söyledi. Kızılcık, Türkiye’nin de bu çerçevede hem ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek hem de kişi hak ve hürriyetlerini geliştirmek için önemli adımlar attığına işaret etti.
Toplantıya, Vali Kızılcık ve TÜSİAD Başkanı Boyner’in yanı TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel ile davetliler katıldı.
CİHAN