Yer Tekirdağ Merkez Komutanlığı Disiplin Cezaevi.
Tarih Şubat 2007!
İki asker koluma girmiş Disiplin Cezaevinin müdüriyet odasına alınıyorum. Cezaevinin komutanı makam koltuğuna oturmuş önündeki masaya bakıyor.
İsmi Zühtü!
Tıknaz ve 50’lerinde bir adam lakin yaşından biraz fazla gösteriyor.
Oda sessiz!
Zühtü’nün gözleri dakikalardır önündeki masada. Elindeki kalemi ritmik vuruşlarla masaya vuruyor; tıl tık tık…
Zühtü başını hafifçe kaldırdı;
– ‘Benim cezaevimin kurallarına uyacaksın. Saçını keseceksin, tek tipleri giyeceksin’ dedi.
Tane tane konuşuyor, üstüne basa basa.
– ‘Saçımı kesmem, tek tipleri giymem.’
Zühtü’yü taklit eder gibi üstüne basa basa ve tane tane konuştum.
– ‘Çıkarın bunu. Kapının önünde bekletin’ dedi.
Odadan çıkardılar. Kapının önünde yüzümü duvara çevirdiler. Askerlerin sayısı arttı.
Zühtü geldi.
Arkamdan baldırlarımı tekmelemeye başladı.
İşkence gören bütün özgürlük savunucularının yapabildiği tek şeyi yapıyorum; maruz kaldığım muameleye sessiz kalmamak.
– ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sesi gecenin karanlığında yankılanıyor.
Kendimi öyle bırakıyorum. Tekme ve yumruklar bedenime inmeye devam ediyor. Sesime cezaevi gardiyanı askerlerin küfür ve hakaretleri karışıyor.
Askeri Disiplin Cezaevinde o gece bana giydirilmek istenen elbise siyasi parti kılığında ülkeyi yöneten AKP çetesinin başındaki Erdoğan’ın siparişiyle terzi tezgahında.
Kenan Evren ve başındaki darbe kabinesi, cezaevlerine tek tip getirirken, başında Hitler’in olduğu Nazi kabinesini örnek almıştı!
Evren’in ve hocalarının açtığı imam hatipten yetişme Erdoğan ise Guantanamo’dan feyz almış.
„İslamla Terör lafı bir arada anılamaz“ diyen zat bugün „İslam=Terör“ fikrinin sembol mekanı Guantanamo’dan besleniyor!
Bush’un Haç’ı Erdoğan’ın Hilal’ine dönüşüyor veya Hilal Haç’a…
Erdoğan’ın Hilal’ine girmeyenler ise „düşman“. Tıpkı Bush’un Haç’ına girmeyenlerin „düşman“ olması gibi. Tek tip iktidar için bir hedef seçimidir.
Tek tip kime giydirilecek?
Erdoğan muhalifi herkese…!
Tek tip Selahattin Demirtaş’ta ifade bulan Kürtlere; Kadri Gürsel’de ifadesini bulan Kemalist’lere; Özlem Dalkıran’da ifadesini bulan hak savunucularına, Ahmet Şık’ta ifade edilen gazetecilere, Mehmet Altan’da ifade bulan demokrat akademisyenlere, sosyalistlerde ifade bulan Figen Yüksekdağ’a giydirilecek!
RTE, Kürtleri düşman, sosyalistleri düşman, gazetecileri düşman, akademisyenleri düşman, hak savunucularını düşman ilan etmiş oluyor. Ve yarattığı düşmanlar ile Türk ve müslüman olanları etrafında toplamayı amaçlıyor. İktidarını bu şekilde sağlama almak istiyor.
Polis, asker, gardiyan üniformaları iktidarın güçlülüğünün ifadesiyken mahkuma giydirilen tek tip elbise güçsüzlüğün alametidir.
Erdoğan tıpkı Hitler ve Bush gibi o güçsüzlükte kendi gücünü görmek istiyor. Bu zavallılığın resmidir. Hitler rezil rüsva oldu, Evren rezil rüsva oldu.
Erdoğan’ın pozisyonu da budur. Erdoğan’ın Başbakan’lığın da 2007 yılının Şubat ayında Başçavuş Zühtü bir vicdani redcinin güçsüzlüğünden kendi gücünü görmek istedi!
Selahattin’in, Özlem’in, Ahmet’in ve Figen’in güçsüzlüğünden kendi gücünü görmek isteyen zavallılıktır.
Dostların dayanışması ile ona onu tattırmadım!
İnsanlık onuru o gün o işkenceyi yendi! Tek tipe karşı bugünden birlikte örgütlenmek kazanmak için hayatidir.
Evren’in tek tipleri 1987’de çöpe atıldı.
Bugün o elbiseler henüz terzideyken neden aynı akibete uğramasın…!
İnsanlık onuru bugün neden yine işkenceyi yenmesin…!