27.11.2021 tarihinde http://www.adilmedya.com/engelli-mahpuslara-ptt-ayrimciligi-maaslarini-alamiyorlar/ linki ile yayınlanan, “Engelli mahpuslara PTT ayrımcılığı: Maaşlarını alamıyorlar” başlıklı haberdeki iddialarla ilgili PTT avukatları Av. Bünyamin AKTAŞ – Av. Emre YAVUZ açıklamalarda bulundu. PTT adına yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Tutuklu ve hükümlü maaş ödemelerinde ayrımcılık yapıldığına yönelik haberiniz kesinlikle gerçeği yansıtmamakta olup, Müvekkil POSTA VE TELGRAF TEŞKİLATI ANONİM ŞİRKETİ (aşağıda PTT olarak anılacaktır) hakkında yayınlanan bu haber ve içeriğindeki cümleler müvekkilin kişilik haklarını ihlal ettiği gibi vatandaşlar üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Söz konusu haberde, yapılagelen bir uygulama maalesef çarpıtılarak aktarılmış, mesnetsiz ve yakışıksız “ayrımcılık” ifadesiyle sunulmuş ve en temel hukuki kaideler dahi yok sayılmaya çalışılmıştır. Söz konusu uygulama, Kanun’un hükmü ve En Temel Hukuki bir kaide olan fiil ehliyeti kısıtlanan kişiler ile ilgili olan ve olağan, Kanun’en yapılması gereken, PTT’nin kendi keyfi bir inisiyatifinden kaynaklanmayan hukuki bir işlemden ibarettir.
Tutukluluk ve hükümlülük iki ayrı statü olup Kanun’un bu statülere bağladı sonuçlar da farklılık göstermektedir. Bunların en başında geleni, fiil ehliyetinin kısıtlanması ve buna bağlı olan sonuçlardır.
Buna göre bir yıl ve daha uzun süreli hapis cezasına mahkum olan ve cezasının infazına başlanmış olan hükümlü kişiler fiil ehliyetine sahip olmadığından, kanunen kısıtlı olarak nitelendirildiğinden, maaş/aylık ve sosyal yardım ödemelerinin Ön yüklemeli (Sosyal) Pttkart, sorgulamalı ödeme ayrımı gözetmeksizin mahkemece atanmış vasiye veya kayyıma ödenmesi gerekmektedir.
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakıfları vb. çeşitli kurumlar ile Müvekkil PTT Şirketi arasında yürütülen işbirliği kapsamında, sosyal yardım maaş ödemelerinin Ön yüklemeli (Sosyal) Pttkart, Pttkart, posta çeki hesabından, sorgulamalı olarak iş yerlerimizden ve konutta ödeme vasıtasıyla ödendiği, bu kapsamda, Kurumlarca özel olarak kısıtlanmadıkça vekil, vasi, kayyım ve mutemetlere ödeme yapılabilmesi hususundaki genel şartların belirlendiği ve 20.07.2017 tarihli ve 34592 sayılı ilgi tebliğ ile duyurulduğu bilinmektedir.
Söz konusu tebliğin 5.maddesinde yer alan Tutuklu Hükümlü maaş/sosyal yardım ödemelerinin ödenme şartlarının Tutuklu ve Hükümlü hak sahibi için aynı kapsamda belirtilmesi nedeniyle uygulamada aksaklıklarla karşılaşılması üzerine; Hukuk Müşavirliğinden alınan görüş doğrultusunda Tutuklu ve hükümlü kişilere yapılacak ödemelerde uygulamada değişikliğe gidilmiştir. Bu değişikliğin amacı kesinlikle herhangi bir ayrımcılık olmayıp, kanuni şartların sağlanması ve hak kayıplarının önüne geçilmesidir.
Dolayısıyla bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına mahkum olan ve cezasının infazına başlanmış olan hükümlü kişiler fiil ehliyetine sahip olmadığından, maaş/aylık ve sosyal yardım ödemelerinin Ön yüklemeli (sosyal) Pttkart, sorgulamalı ödeme ayırımı gözetmeksizin mahkemece atanmış vasiye veya kayyıma ödenmesi gerekmektedir.
Hükümlü hak sahibine ait maaş/aylık ve sosyal yardım ödemelerinin mutemede ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ön yüklemeli (Sosyal) Pttkartların vekil vasi ve kayyım aracılığı ile tanımlanması yönünde engel bulunmamakla birlikte, sisteme vekil, vasi, kayyım veya herhangi bir uyarı işlenmesi durumunda Ön Yüklemeli (Sosyal) Pttkartlar veya posta çeki hesabına herhangi bir tutar yatırılmaması ve uyarı kaldırılana kadar ödemelerin sorgulamalı ödeme olarak ödenmesi uygulamasına devam edilecektir.
Bu hususta müvekkil PTT, gerekli duyuruları yapmış ve her kademedeki personel tarafından konuya gereken hassasiyetin gösterilmesini ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini teminen tebliği duyurmuştur.
Hal böyle iken, hiçbir hak kaybı yaşanmamasına ve kanuni şartları temine uğraşan PTT’ye “ayrımcılık” yaptığı şeklindeki asılsız iddia kabul edilemez. Hele ki tüm “hükümlüleri” kapsayan bir uygulamanın “engelli hükümlülere” başka şekilde uygulanıyormuş gibi gösterilmeye çalışılmasının ne hukuken ne kanunen ne de vicdanen kabulü mümkün değildir. Söz konusu haberde eleştiri ve fikir beyanı sınırı aşılmış olup, gerçek dışı ve hukuken hatalı ifadelerle algı oluşturulmaya çalışılmıştır.
PTT hakkında internet ortamında pek çok içerik bulunmaktadır. Ancak bununla birlikte bazı içerikler Yalan- Yanıltıcı nitelikte olmakta, yanıltıcı ve yanlış bilgiler içermektedir.
Müvekkil PTT tüm haber ve yorumlara demokratik ve basın özgürlüğü açısından olumlu yaklaşmış, yapılan haberleri de dikkate almış, bu doğrultuda da kendi bünyesinde daima gelişimi özendirmiş, mükemmelliyetçi bakış açısıyla gerekli düzenlemeleri de yapmıştır.
Ancak, müvekkil PTT, yanıltıcı nitelikte olan ve hem kendi kişilik haklarını ihlal eden hem de vatandaşları yanlış yönlendiren haber ve içeriklere karşı da, tabii ve Kanuni hakkı olan haklarını korumak istemektedir.
5187 Sayılı Basın Kanununun ve 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un hükümlerine göre asılsız ve doğruluk payı bulunmayan içeriklerin kayıtsız şartsız tekzip edilmesini talep etmekte en doğal hakkımızdır. Müvekkil gerçeği yansıtmayan haberlerle toplum nezdindeki kurumsal itibarının da zedeleme riski ile karşı karşıya kalmaktadır.
Anonim şirketten öte bir değer olan ve Türkiye’nin en önemli değerlerinin başında gelen PTT’nin gelişmesine yönelik bir çok ciddi adımlar atılırken bu tür gerçeği yansıtmayan asılsız haberlerle meşgul edilmesi doğru değildir. Özellikle tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren ve hassas olunan tutukluluk, engellilik konusunda ayrımcılık yapıldığı iddiasıyla yanıltıcı bilgi verilmesi kabul edilemez.”