Anayasa değişikliğine ilişkin olarak 12 Eylül’de yapılacak halkoylamasında görüşlerini anlatmak ve yaymak isteyen siyasi partiler, e-posta yolunu kullanamayacak. Ancak ilk bakışta “spam’ mesajları engellemeye yönelik gibi görünse de, yasanın kullanıcıların kendi rızasıyla üye olduğu sosyal ağlardan gelen mesajları da kapsayıp kapsamadığı belirsiz. Eğer yasa bu mesajlara da uygulanırsa çağın en ucuz ve demokratik propaganda aracını devre dışı bırakılmış olabilir.
Facebook, Twitter, YouTube gibi sosyal ağlar e-postayla kayıt gerektiren mecralar. Üye olan kullanıcılar da, ‘arkadaş’ veya ‘takip’ listelerine aldıkları kişi veya kurumlardan gelen mesajları gerek sosyal ağdaki sayfaları gerekse kendilerine otomatik olarak gelen e-posta mesajıyla izliyorlar.
Seçimlerin temel hükümlerini düzenleyen 298 sayılı kanunda değişiklik yapan ve 10 Nisan 2010’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5980 sayılı kanunun 5. Maddesiyle getirilen değişiklik, vatandaşların elektronik posta adreslerine,sabit veya cep telefonlarına sesli, görüntülü veya yazılı mesaj göndererek propaganda yapılmasını yasaklıyor.
Atakan haklıysa, bu otomatik e-posta mesajları için yasal süreç başlatılabilir, bu sitelerin geçici süreyle tümden erişime engellenmesi ve hatta mahkum edilmeleri mümkün olabilir.
E-posta yasağını da eleştiren Atakan sosyal ağları ve e-posta kampanyalarını, “mesajları kitlelere en etkin ve ucuz şekilde ulaştırmak için en stratejik yöntem” olarak tanımlıyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın seçim zaferinin sosyal medya kampanyaları sonucu gerçekleştiğini hatırlatan Atakan, “iktidarın kontrolünde olmayan tek mecra olan sosyal medya ve e-posta iletişimi, CHP’nin önerdiği hükümlerle değiştirildi ki bu çok tuhaf. Kendi topuğuna kurşun sıkıyor” diyor.
Leyla Keser sölerini şöyle sürdürüyor:
“Eğer kullanıcı bu sayfaya kendisi üye olmuşsa, kanunun kendisine sunduğu hukuki korumadan vazgeçmiş ve bu tür e-postaları almaya “rıza” göstermiş demektir. “Rıza” kişisel verilerin korunmasında hukuka aykırılığı bertaraf eden sihirli bir unsurdur. Ancak sözkonusu yasa, rızaya rağmen hukuka aykırılığın kalkmayacağını kişilere hiçbir şekilde sosyal paylaşım siteleri üzerinden de e-posta vs. gönderilemeyeceğini açıkça düzenleyebilirdi. O zaman sosyal ağ iletişiminin engellenmesi durumu mümkün olabilirdi. Fakat yasa hükmünde bu tarz bir açıklık yok.
“İşin diğer önemli bir tarafı ise şu: Kullanıcılar partilerin Facebook/Twitter/YouTube sayfalarını izlemek isteyip de, onlardan e-posta vs.almak istemediklerinde mahremiyet (güvenlik/gizlilik) ayarları ile kendilerine bu yazışmaların gönderilmemesini sağlayabiliyor. Dolayısıyla kanundaki e-posta, SMS yasağını değerlendirirken sosyal paylaşım ağlarının asli amaçlarından hareket etmek gerekir. Facebook’un veya Twitter’ın asli amacı kullanıcılara spam mail göndermek değil. Bilakis özellikle şu sıralar kullanımda olan ve AB’nin veri koruması direktifi doğrultusunda oluşturulan mahremiyet ayarları ile kullanıcılara kişisel verilerini korumak bakımından çok çeşitli seçenekler sunuluyor.