Kanser hastaları ne hayati öneme sahip ilaçlara ulaşabiliyor ne de nitelikli tedaviye. Bir hasta, ‘akıllı ilaç’a erişim için arabasını satacağını söylüyor, bir hasta yakını ise “Parası olmayan hastalıktan kurtulamıyor” ifadesini kullanıyor.
Deniz GÜNGÖR
Kanser hastaları, neredeyse tedaviye giden yolun her aşamasında çeşitli zorluklarla karşılaşıyor. İlaçta dışa bağımlılık, önü bir türlü kesilemeyen döviz artışı ve yapılan son KDV zammıyla birlikte hastalarının hayati öneme sahip ilaçlara ulaşımında sorunlar yaşanıyor. Tedavide kullanılan ilaçları temin edemeyen yurttaşların karaborsadan ilaç satın almak zorunda kaldığı bildiriliyor.
Ancak tek sorun, SGK kapsamında olmayan ve tek bir dozu bile on binlerce lirayı bulan bu ithal ilaçlara erişimde yaşanmıyor. Yapılması aciliyet taşıyan testlere devlet hastanelerinde randevu bulamadığı için erişemeyen hastalar, özel hastanelerin yolunu tutmak durumunda kalıyor.
Hasan Ulubey, ‘medüller tiroid’ tanısı alan bir kanser hastası. Kocaeli’nde yaşıyan Ulubey, tedavide büyük önem taşıyan “akıllı ilaçlara” ulaşamayan hastalardan sadece biri. Tek bir kutusu 3 bin 420 avro (güncel döviz kuruyla 98 bin 556 lira) olan bu ilacı kullanması gerekiyor. Üstelik bu ilaç, SGK’nin geri ödeme listesi kapsamında. Ancak ilaç, tedarik edilemiyor. 5 Haziran SGK’ye başvuran Ulubey’e yanıt veren kurum, ilacı kendilerinin temin edemediğini, ulaşması halinde ise ödeme yapılacağını bildirdi. Geçen günlerde kuruma tekrar başvuru yapan Ulubey’e, bu kez de “Geri ödeme yapılabilme hususu değerlendirilecektir” şeklinde bir yanıt verildi.
‘ARABAMI SATACAĞIM’
Hastalığın karaciğerine sıçradığını belirten Ulubey, “Bu ilacı kesinlikle kullanmam gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Eczacılar Birliği’ne ve hastaneye iki defa başvuru yaptım ancak ret geldi. Sonra farklı farklı görüşmeler yaparak, ilaç için onay aldım. İlacın kargosunu beklerken ‘temin edemedikleri’ gibi bir yazı yolladılar. İlacı benim bulmam halinde, bir kısmını karşılayabileceklerini söylediler. Doktorlarla konuştum, hastaların çoğunun bu şekilde mağdur olduğunu söylediler.”
Ulubey, “akıllı ilacı” kullanamadığı için bağırsak ve beyin kanserlerinde kullanılan kemoterapi hapını kullanmak zorunda kaldığını aktarıyor: “İki ay daha bekleyip, aracımı satıp bu ilacı almaya çalışacağım.”
ÖZELE MECBURUZ
Devlet hastanelerinde randevu bulamadıkları için özel hastanelere gitmek zorunda kaldıklarını kaydeden Hasan Ulubey, tedavisi için İstanbul’a gidip geldiğini söylüyor: “Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kolonoskopi ve endoskopi için 15 ay sonrasına randevu verdiler. Dışarda parayla yaptırdım. Pet çekimi, biyopsi, ultrason… Bunun için 1-2 ay sonrasına atmalarını istemiyorsanız, ücretini ödeyip özel hastanelerde yaptırıyorsunuz. Ben iki aydır yaptıramadım. MR çekimi için de randevu yok. Ona da bin 500, 2 bin gibi fiyatlar veriyoruz.”
İLAÇLARI ALAMADIK
CHP İzmir İl Örgütü’nün Sağlık Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Işık Doğusoy, kanser hastalarının yaşadığı mağduriyetlere bir örnek veriyor. Yeğenin kanserle mücadele ettiğini aktaran Doğusoy, şunları anlatıyor: “SGK/Sağlık Bakanlığı, birçok hastanenin sisteminde ‘tıbbi onkoloji’ başlığını silmiş. Bu yüzden reçeteleri yazan onkoloji doktorları, ‘dahiliye’ başlığı altında gözüktüğü için hiçbir reçetede yazan ilaçları alamıyoruz.”
İlaç bulamadıklarını belirten Doğusoy, “Eczane eczane gezerek ilaç arıyoruz” ifadesini kullanıyor ve şöyle devam ediyor: “‘Özelde yatsa bile kanser hastalarının masrafları devlet tarafından karşılanıyor deniyor’ ancak yüzde 100’ü ödenmiyor. Devlet masrafları bazen hiç, bazen ise bir kısmını ödüyor. Özellikle ameliyat özel hastanede yapıldıysa hiç karşılamıyor. Kanser teşhisi için ‘pet’ istendiğinde yarısını karşılıyor. Parası olmayan hastalıktan kurtulamıyor.”
İLAÇ ‘META’ OLARAK GÖRÜLMEMELİ
Eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya, sorunların başında ilaçların gelir getirici olarak görülmesinin yattığını söylüyor. Dr. Yerlikaya’ya hastalar çok büyük bir sorunla karşı karşıya. Dr. Yerlikaya, şunları ifade ediyor: Onkoloji hastaları bu sorunu daha katmerli şekilde yaşıyorlar. Buradaki temel sorun birçok ilaç geri ödeme kapsamında değil. Akıllı ilaç dediğimiz ilaçların kanser hastalıklarında etkili olduğu biliniyor. Ancak ruhsatı olmasına rağmen, geri ödemesinin olmaması en büyük sorun.”
Dr. Yerlikaya, ‘zam beklentisi’ nedeniyle ilaçların ecza depolarından hastaneye getirilmediğini kaydediyor: “Yıl içinde bu sorunu 2-3 kez yaşıyoruz. Zam beklentisi olduğu için depolar ilaç vermiyor, hastalar da ilacı bulamıyor. Hastalıkları daha ilerleyici bir aşamaya geçiyor. Bir diğer sorun da destek ilaçları dediğimiz ilaçların uzun süredir bulunmuyor oluşu. İlaç ve sağlık alanında çöküşle karşı karşıyayız.”