Sevgili dostlar,
Hiç unutmam, 12 Eylül 1980 darbesinden sonraydı. Türkiye’de geniş çaplı operasyonlar yapılıyordu. Askerin tam denetimi altındaki medya susturulmuştu. Geceleri radyo başına geçer, ülkemizde ne olup bittiğini Köln Radyosu’ndan, BBC Türkçe’den öğrenmeye çalışırdık.
Aradan 40 yıl geçti. Şimdi Erdoğan’ın tam denetimi altındaki medya neredeyse tamamen susturulmuş durumda. Bu kez de biz, Berlin’den Türkiye’ye ses vermeye çalışıyoruz.
Geçen hafta AKP bürokrasisi, keyfi bir kararla, gerekçe bile göstermeden #ÖzgürüzRadyo’ya (3. kez) Türkiye’den erişimi engelledi. Hükümet, denetleyemeyeceği medya istemiyor. O yüzden geçen yaz bir yönetmelik çıkararak İnternet üzerinden yayın yapan medya kuruluşlarına da lisans zorunluluğu getirdi. Bunun anlamı açık: “Lisans al ki sansürleyebileyim; temsilcin olsun ki tutuklayabileyim.”
İfade Özgürlüğü Derneği’nin “Engelli Web Raporu”na göre, Türkiye, dünyada internet’i en çok kısıtlayan ülkelerden biri… Sadece önceki yıl, 55 bin websitesine erişim engeli getirilmiş. Hedeftekilerin muhalif yayın organları olduğunu söylemeye gerek yok herhalde…
Amerikan İlerleme Merkezi’nin son araştırması, muhalifleri yasaklayıp yandaş medya yaratma siyasetinin Erdoğan’ın işine yaramadığı gibi, tam ters teptiğini ortaya koydu. Halkın yüzde 70’i, Türk basınını “taraflı ve güvenilmez” buluyor ve alternatif haber kaynaklarına yöneliyor. Bu da #Özgürüz türü sitelerin neden yasaklandığını açıklıyor.
Ancak bu son engellemede, iki önemli gelişme oldu:
Birincisi; Uluslararası PEN’in başını çektiği bir girişimle Uganda’dan Japonya’ya, Avustralya’dan Kanada’ya, Venezuela’dan Vietnam’a kadar uzanan bir coğrafyadaki 38 sivil toplum kuruluşu, #Özgürüz’e yönelik baskıları kınayan bir açıklama yaptı.
İkincisi; erişim yasağından sonra hızla yeniden devreye soktuğumuz radyomuza ilgi daha da arttı. #Özgürüz’ü İnternet’ten ya da Spotify’da, YouTube’da yayınladığımız programlar üzerinden dinleyenlerin sayısında bariz bir yükselme gördük.
Hem küresel dayanışma gösteren dostlara, hem yeni adresimiz ozguruz21.org’da buluştuğumuz dinleyicilerimize sonsuz teşekkürler.
Bir kez daha gördük ve gösterdik işte:
Özgürlük, yasaklanamaz!