CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Kemal Kılıçdaroğlu, ciddi bir özeleştiriyle yola çıktı: “Cumhuriyet Halk Partisi kendi unvanında olan halk sözcüğünü çok fazla kullanmadı. Bunu daha fazla kullanacağız. CHP’nin halkın partisi olduğunu biz halka anlatacağız. Niçin halkın partisi olduğunu, projeler ile anlatacağız.”
Türkiye’nin en önemli iki sorununu ‘işsizlik’ ve ‘yoksulluk’ olarak gördüklerini belirten Kılıçdaroğlu, kurultaydan sonraki ilk pazartesi günü ‘Türkiye yürüyüşü’ başlatacaklarını açıkladı. 81 ilin tamamına gideceğini anlatan Kılıçdaroğlu, kendi dönemlerinde CHP’de küskün kavramı kalmayacağını, Kürt sorunu konusunda çalışma başlatılacağını söyledi.
Dün Radikal’i ziyaret eden Kılıçdaroğlu, büyük olasılıkla tek aday olacağını belirtirken, böylelikle Deniz Baykal’ın ‘uzlaşma ile bir genel başkan belirleyin’ beklentisinin karşılanacağını savundu.
Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle:
Kurultay’da çarşaf liste olacağı söyleniyor….
Kurultay’da çarşaf liste olacağı söyleniyor….
Ben onlara fazla girmek istemiyorum. Partinin olağan sürecinde nasıl gelişir onları bilmiyorum. Çarşaf liste de blok liste de zaten kurultayın kendi iradesi ile oluşuyor. O oylanıyor. Hangisi tercih edilirse ona göre sonuç ortaya çıkıyor. Delegelerden de çarşaf liste yapalım denilirse sorun yok, blok liste yapalım derlerse yine sorun yok. Ancak partinin daha demokrat bir kimliğe kavuşmasını isterim. Parti içi demokrasinin gerçekleşmesi lazım
Genel başkan seçilirseniz ilk hedefiniz ne?
Hedef şu; Kurultay’dan sonra bir Türkiye yürüyüşü başlatmak. Pazartesiden itibaren bizim Türkiye yürüyüşü başlatmamız lazım. Seçimlere çok az süre kaldı. 81 ilimiz var. Her ile gittiğimiz zaman zaten süre yetmiyecek. Dolayısıyla parti içi olayları ve sorunları tamamen seçim sonrasına. Tamamen seçimlere endekslenmek ve AKP ile mücadele etmek.
İkinci adamınız kim olacak?
Kurultay yapılınca adaylığımıza karşı çıkan Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) görevi de bitiyor. Yeni bir Parti Meclisi, Merkez Yönetim Kurulu bunların hepsi değişecek. Parti Meclisi’ni, Kurultay çözecek. Parti Meclisi MYK’yı seçecek. Tabi ikinci adam kim olacak, onu bilemiyorum. Kurultay’ın iradesine bugünden ipotek koymak, açıklamak doğru değil.
Size Türkiye’nin en önemli sorunu ne?
Ben bir numaralı sorunu işsizlik olarak görüyorum. İki numaralı yoksulluk ve daha sonra diğer sorunlar gündeme gelebilir. Parti okuluna muhakkak ihtiyaç var. Hakkâri’deki söylem ile Edirne’deki söylemin aynı olması lazım. Aynı olması için partililerin eğitilmesi lazım. Mutlaka anlatmamız lazım. Çünkü ben işsizlikle, yoksullukla mücadele edeceğim. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyorum. Ve bunu önleyeceğim. Şu mesajı vermeye çalışacağım: Türkiye artık yol ayrımına girmiştir. Ya sosyal devleti, refahı topluma yayacağız veya sosyal devleti rafa kaldırıp yoksullaşma sürecini genişleceğiz. Yoksullaşma süreci büyüdükçe yoksulluğun siyasi sömürü haline geldiğini göreceğiz. Bunun geniş kitlelere anlatılması lazım. Parti yönetimine şu veya bu şekilde kızmış olabilirler. Ama bu kaygıdan, gerekçeden yola çıkmışlarsa, bu parti yönetimi değişiyor artık.
Küskünlerle ilgili bir projeniz var mı?
CHP küskünleri diye bir kavramı kaldıracağız. Herkesin CHP’ye destek verebileceği ortamı yaratmaya çalışacağız.
CHP’nin milliyetçi bir çizgiye kaydığı eleşterileri var…
O eleştirinin çok haklı olduğu kanısında değilim. Eğer olaylar ırk temelini esas alan bir siyasal yapılanma ortaya çıkarsa, bunun Türkiye için çok tehlikeli bir süreç olduğuna, etnik kimliklerin siyasetin odağına konmaması gerektiğine inanan bir insanım. Sosyal demokrat olarak bizler bu ülkede barış içinde, kavga etmeden, ülkenin sorunlarını çözmeye çalışan kararlılıkla yürüyen bir siyasi çizgi tutturmaktayız. Biz uluslaşma sürecini Anadolu’da başlattık. Bunu da unutmamak gerekir. Bu süreç tamamlanmadı. Ama şunun unutulmaması lazım. Biz kendi ülkemizde hangi etnik kimlikten gelirse gelsin doğrudan insanın sorunları ile uğraşan ama onun etnik kimliğine saygı gösteren bir politika izliyoruz. İnançlar da benzer şekilde. İnançların da siyasetin konusu olmaması lazım. Ben kendi anne, babamı seçme özgürlüğüne sahip değilsem, neyin tartışmasını yapacağım? İnançlar da kişi ile Allah arasındaki manevi bir duygu. Bu inancı sizin siyasetin odağına koymanız yine tehlikeli bir olaydır. O yüzden sosyal demokrat olarak etnik kimliklere ve inançlara saygı göstererek, ama o insanların var olan sorunlarını çözmek istiyoruz. Onun işsizlik, yoksulluk, eğitim sorunu varsa yani var olan bütün sorunları çözmek istiyoruz. Türkiye yürüyüşünü bu yüzden başlatıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi kendi unvanında olan halk sözcüğünü çok fazla kullanmadı. Bunu daha fazla kullanacağız. CHP’nin halkın partisi olduğunu biz halka anlatacağız. Niçin halkın partisi olduğunu, projeler ile anlatacağız. Örneğin yoksulluğu yeneceğiz ama nasıl yeneceğiz, yoksulluk ile ilgili hangi projelerimiz var, yoksulluk nasıl siyasal sömürü alanı dışına çıkarılır da yoksulluğun giderilmesi bir hak olarak algılanır’ bunu anlatacağız. .
AKP’ye karşı temel politikanız nasıl olacak?
Onlar bize oy vermedikleri süre içinde iktidara getirdikleri partinin sorunlarını çözmediklerini gördük. Bizde onlara kendi çözümlerimizi söyleyeceğiz. Onlar oy aldılar ama halka hesap vermediler. Halka hesap vermekten kaçtılar. Sizden topladığımız her türlü verginin hesabını gelip size vereceğiz. Her kuruş parayı sizin çıkarlarınız için harcayacağız. AKP halkı yoksullaştırdı ama kendisi varsıllaştırdı. Yani daha düne kadar gecekonduda oturanlar nasıl oluyor da, sekiz yılda havuzlu villada oturmaya başladı. Onu gidip halka anlatacağız. Siz iktidara getirdiniz böyle yaptılar, bizi iktidara getirin böyle yapacağız. Yine oturduğumuz yerde oturacağız ama sizden topladığımız her kuruş verginin hesabını gelip size vereceğiz. Güveni vereceğiz o insanlara. Yolsuzlukların üzerine gittik, pek çok yanlışı çıkardık, bunların hepsini halka anlattığınız sürece halkın sağduyusuna güvenen bir politikacıyım. (Radikal)
Yürüyüş Zonguldak’tan başlıyor
CHP Genel Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ile birlikte, grizu patlaması sonucu 30 işçinin göçük altında kaldığı Zonguldak’a gitmeyi planlıyordu. Kılıçdaroğlu ve Tekin’in bu kararının partinin hafta sonu yapılacak kurultay sonrası temel çalışma biçimi haline getirmeyi planladığı halkın arasına inme politikasının ilk adımı olacağı belirtiliyor..
‘Nükleer santral imzası sorunlu’
CHP liderliğine soyunan Kılıçdaroğlu’nun güncel dış politikaya ilişkin değerlendirmeleri şöyle
İRAN’LA HAKEMLİK OLUMLU: Türkiye’nin uluslara-rası sorunlarda hakem rolünü üstlenmesi güzel bir durum. Taraf olan ülkelere güven veren bir ülke konumuna gelmiştir. İran’ın nükleer silah üretme konusundaki söylenti şeklinde olan girişimlerin ve buna karşı dünyanın bazı ülkelerindeki kaygılar umarım bu anlaşma ile giderilmiş olur. Yani nükleer teknoloji kullanılır ama silah üretiminde değil. Uranyumu zenginleştirilmesi ile ilgili yapılan anlaşmada karşılıklı ülkelere güven veren bir durum. Türkiye’nin de hakemlik rolünü üslendiği bu süreçte sağlıklı bir güven sağlanırsa buna olumlu bakmak lazım.
NÜKLEER ANLAŞMA: Bugün Rusya ile yapılmış olunan nükleer santral anlaşmasının ciddi sorunlar yaratacağı kanısındayım. Çünkü sadece gelip bizim topraklarımızda santralı kuracak. Alım garantisi bizden alacak. Oysa parlementoda görüşmelerde Türkiye’nin nükleer teknolojide üreten bir ülke konumuna gelmesini istiyorduk. Teknoloji sadece birilerinin tekelinde olmamalı. 15 yıl 13.5 sentten alım garantisi nedeniyle bu anlaşma çok tartışılacaktır. Bu anlaşmanın parlementoda onaylanma süreci içinde tartışma çıkacak. Bu anlaşmanın gerisinde başka anlaşmalarda var. Ceyhan rafinerisi gibi iktidara yakın bir sermayeye olanak mı sağlanıyor biz bunları yakından izliyoruz.
‘Kürt değil Doğu sorunu’
Tuncelili Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümüne yönelik nasıl bir politika izleyeceğiyle ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
AKP’nin hatası: Bu sorunun ekonomik, sosyal ve kültürel yönleri var. Öncelikli olarak bu konularla ilgili çevrelerin sağlıklı araştırma yapması ile ortaya konulacak. Türkiye’de maalesef sorun bilinmesine karşın sorunun çözümü ve kapsamı ile ilgili sağlıklı araştırma yapılmış değildir. Devletin kurumları yapmış değil. Yani bana kimse, 5 tane sosyolog gitti burada araştırma yaptı. Sokakta ki yurttaşın soruna bakış açısı nedir? Oradaki entelektüelin, sanayicinin bakış açısı nedir? Biz önce olayı sağlıklı değerlendiren, alternatif çözümler üreten konumda olmalıyız. Sorunu net göreceksiniz ve ona göre çözüm üreteceksiniz? AKP şöyle bir hataya düştü: ‘Ben bu sorunu çözerim’ dedi. İsmini koydu. Ama nasıl çözeceğini söylelemedi.
Sorunun temeli ekonomik: Ben bunu Doğu ve Güneydoğu sorunu olarak görüyorum. Çünkü sorunun temelinde ekonomik sorunlar var. Eğer bir insan işsizse, yoksulsa ya bu insan dağa çıkacaktır veya mafyaya gidecektir. Bunun orta yolu yok ki. İki halde de yasadışı örgütlerin pençesine düşürüyoruz.
Üretenler olacak: (Kimlik problemleri hatırlatılınca) Başka beklentiler de olacaktır. Rapor derken, olayı araştıralım derken sadece ekonomi boyutu ile değil. Ama işin özünde yatanın bu olduğuna inanıyorum. Hiçbir partide olmayan Bilim Yönetim Kültür Platformumuz vardır. Şimdi bu Platforma gerçek anlamda bilim yönetim Kültür Platformu’na dönüştüreceğiz. Orada önemli projeler üretilecek. Orada çalışanların CHP’li olması da şart değil. Üreten insanlar olacak.
Baykal’dan randevu isteyecek
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’dan randevu isteyeceğini söyledi. Baykal’ın İl Başkanları Toplantısı’na gönderdiği mesajı, “Son derece güzel, değerli açıklamalar. Baykal’a yakışan açıklamalar. Sorumlu politikacı açıklamaları yapıyor. Açıklamalarından mutluyum” sözleriyle değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Henüz randevu talep etmedim ama edeceğim. Kendisi lütfedip randevu verdiği takdirde görüşürüz. Birikimiyle, kültürüyle, öngörüleriyle, olayları yorumlamasıyla bize ışık tutacak. Benim buna çok ihtiyacım var.”
Kılıçdaroğlu, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin ‘ihanet’ suçlamalarını eleştirirken’se şunları söyledi: “Yaşamımı barış üzerine kurdum. Hiç kimseyi dışlamaya, ötekileştiremeye razı değilim. Bu doğru da değil… Barış, huzur içinde bir kurultay yapacağımıza inanıyorum. Herkesin, CHP’ye destek verme ihtiyacı var. Bu ihtiyacı onlar da hissedeceklerdir.”
‘Brütüs benzetmesi yanlış’
Kurultaydan bölünmeyen ama daha güçlü bir CHP çıkacağını savunan Kılıçdaoğlu, CHP’nin iyi sınav veren bir parti olduğunu göstereceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Arkadan hançerlenme, komplo’ nitelemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine de şöyle konuştu: “Böyle bir nitelemeyi doğru bulmuyorum. Siyaset eğer demokratik düzende yapılacaksa, ‘arkadan hançerleme’, ‘Brütüs’ benzetmelerinin doğru olduğuna inanmıyorum. İnsanlar düşüncelerini açıklayabilirler. Başkan adayı olabilirler. Sonunda gideceğimiz yer kurultay. Kurultay’da da sağlıklı bir seçimin yapılacağına inanıyorum. Delegeler halkın nabzını tutarak buraya geldiler.
Radikal