12 Eylül faşizminin ürünü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kuruluşunun 34. yıldönümünde yurt genelinde öğrenciler tarafından protesto edildi. Birçok üniversitede eylemlere polis saldırdı. Saldırılarda çok sayıda öğrenci yaralandı, gözaltına alındı
12 Eylül faşist darbesinin ardından 1981 yılında kurulan ve üniversiteleri tek bir merkeze bağlayan Yükseköğrenim Kurulu (YÖK) kuruluşunun yıldönümünde yurdun dört bir köşesinde üniversite öğrencileri tarafından protesto edildi. Yurt genelinde coşkulu başlayan eylemlere yine bilindik polis saldırısı görüntüleri damgasını vurdu. İstanbul, Antalya, Ankara, İzmir ve birçok kentteki polis saldırılarında çok sayıda öğrenci yaralandı.
İstanbul
YÖK’ün 34. kuruluş yıldönümünde İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu Beyazıt meydanında toplanan üniversiteli gençler ‘Gençlik yılmayacak, saray ve YÖK yıkılacak’ pankartı açtı. Fen Fakültesi önünde toplanarak yürümek isteyen gruba polis engel oldu. İstedikleri yere yürümek isteyen öğrencilere polis sert şekilde saldırdı. Onlarca öğrenci ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Muhabire ters kelepçe
Protestoları takip eden Bianet muhabiri Beyza Kural’da polis şiddetinden nasibini alanlar arasındaydı. Kural olayları kamerasıyla kaydettiği sırada üzerine çullanan çok sayıda polisle bahşetmeye çalışırken bir polis şöyle bağırdı: “Artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bunu öğreteceğiz size!” Muhabiri ters kelepçeyle gözaltına almaya çalışan polislere meslektaşlarının engel olmasıyla Bianet muhabiri Beyza Kural serbest kaldı.
Gençlik yılmadı
Polis ablukası altında protestolarını gerçekleştiren öğrenciler diğer saldırılara karşı birbirine kenetlendi. İstanbul Üniversite Öğrencileri adına basın açıklamasını Sena Özcanlı okudu.
12 Eylül Darbesi’nin devamcısı AKP’nin eski seçimlerde “YÖK’ü kaldırma” vaatleri bir yana, bu faşizan geleneğini sürdürerek, YÖK’ü üniversitelerde baskıcı rejimin ileri karakolu haline getirdiğini vurguladı. Saray rejiminin YÖK eliyle üniversiteleri bilim merkezleri olmaktan çıkararak, sermayenin ranta dönüştürdüğüne dikkat çeken Özcanlı, “Bizler, söz konusu bu saray rejimine ve onun YÖK’üne, rektörlerine, polislerine, çetelerine üniversitelerimizi teslim etmeyeceğiz. Bu gerici-faşist ablukaya parasız, bilimsel, eşit, anadilde eğitim ve özerk üniversite talebimiz için, akademisyenle, işçisiyle direnmeye devam edeceğiz. Gençlik yılmayacak saray yıkılacak” dedi.
Antalya
Akdeniz Üniversitesi’nde polisin yanı sıra özel güvenlik görevlileri de öğrencilere saldırdı. Akdeniz Üniversitesi’nde 30 kişilik öğrenci grubu, rektörlüğe yürümek istedi. Yürüyüşü engelleyen polise, özel güvenlik görevlileri de destek çıktı. “Polis, YÖK, medya bu abluka dağıtılacak” şeklinde sloganlar atan öğrencileri önce özel güvenlik görevlileri durdurmak istedi. Direnenlere Çevik Kuvvet saldırdı. Öğrencilerin 10 dakika içinde dağılmasını isteyen polisler çok sayıda kişiyi ters kelepçeyle gözaltına aldı. Protestolar sırasında ilginç bir olay da yaşandı: Arkadaşıyla birlikte gözaltına alınmak istemeyen bir öğrenci, polisten kaçmak için süs havuzuna atladı. Çevik Kuvvet polisleri, onun dışarı çıkmasını bekledi. Havuzdan yürüyerek çıkan öğrenci, daha sonra polis tarafından gözaltına alındı
İzmir
Ege üniversitesindeki protesto engellendi. Güvenlik müdürü ile yapılan görüşmede, valilik, emniyet ve rektör kararı nedeniyle eyleme kesinlikle izin vermeyeceği söylenerek, her türlü etkinliğe müdahale edileceği belirtildi. Öğrencilerin oturma eylemi sırasında polis ve özel güvenliklerin yoğun ablukaya alması dikkat çekti.
Ankara
Cebeci’deki Ankara Üniversitesi Kampüsü önünde, Ziya Gökalp Caddesi’nin Kızılay istikametini bir süre trafiğe kapatan öğrenciler kampüs girişinde eylem yaptı. Güvenpark önünde, “Berkin’in katilleri cezalandırılsın, YÖK kaldırılsın. Dev-Genç” yazılı pankart açan grup polis saldırısıyla gözaltına alındı.
Adana
Çukurova Üniversitesi öğrencileri YÖK’ü protesto ederek öğrencileri özgür bir üniversite için mücadeleye çağırdı. Yemekhane önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Çağla Cemali, “80 darbesi ile yüzleşeceğiz naraları atan hükümet de YÖK’ü git gide daha da yetkiye büründürdü. Postallarıyla üniversiteye girip üniversitelerin telleri olmayan hapishane yapılmaya çalışılmasına, üniversitelilerden işsiz ordusu yaratılmasına, niteliksiz eğitime, tek tipleştirmeye, üniversitelerin ticarileştirmesine ve ÖGB polis baskısına karşı fakülte fakülte mücadeleyi yükselteceğiz” dedi.
‘Mücadelemiz sürecek’
YÖK’ün 34. Kuruluş yılı sebebiyle Eğitim-Sen de tek başına YÖK’ün kaldırılmasının yetmeyeceğini vurgulayarak, yerleştirdiği bu düzenin köklerinden sökülüp atılması gerektiğine dikkat çekti. Akademik sorunlara da yer verilen açıklama özetle şöyle: Üniversitelerin yeniden özgürlüğüne kavuşabilmelerinin ve insan, toplum, doğa yararına faaliyet gösterebilmelerinin yolu, tam da bugüne kadar uygulanan politikaların terk edilmesiyle mümkün. Bizim için her gün bu rantçı, eşitlikten uzak, ayrımcı, baskıcı ve yasakçı düzene karşı mücadele günüdür. Bizler de tüm üniversite bileşenlerinin sorunlarına çözüm üretmek, üniversitelerimizi her türlü ayrımcılığın ve eşitsizliğin ortadan kalktığı, insan, toplum ve doğa yararına faaliyet yürüten kurumlara dönüştürmek için tüm gücümüzü seferber etmeye devam edeceğiz.”
Eskişehir
Anadolu Üniversitesi öğrencileri YÖK’ü, yemekhane önünden okul girişine yürüyüş gerçekleştirerek protesto etti. Sık sık “YÖK, polis, medya bu abluka dağılacak; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim; olta burada çevik nerede” sloganları atan kalabalık grup okul girişinde basın açıklaması okuduktan sonra Ankara’da halay çekerken bombalanarak katledilen arkadaşlarına atıfta bulunarak “Onlar halaya başladı, biz devam ettireceğiz’’ diyerek halay çekti. Son bir haftadır uygulamaya koyulan yasaklamalar nedeniyle gergin olan üniversitede polis ve özel güvenliğin bu sefer yürüyüşe herhangi bir müdahalede bulunmadı.
YÖK başkanı imaj peşinde
Sosyal medya hesaplarından mesaj yayımlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, “Amacımız ‘öğrenci’ ve ‘akademisyen’ dostu bir YÖK’ü oluşturmak” dedi. Mesaj şöyle: “Geçen senelere bakıldığında bugün birtakım eylemler, protestolar olabilir. Bunlara belli ölçüde, şiddete yönelmediği müddetçe müsamaha ile bakabiliyoruz. Ama bizim bütün umudumuz ve gayretimize müteakip yıl dönümlerinde böyle protestolara konu olmayacak bir YÖK’ü oluşturmak. YÖK’ün eski imajını sırtımızda taşımak istemiyoruz.”